Geçtiğimiz hafta sonuna doğru Bloomberg, Rusya'nın petrol gelirlerinin savaş öncesi rakamlara ulaştığını yazdı. Rusya’nın Ekim ayında petrol satışlarından elde ettiği net gelir 11,3 milyar doları, yani ülkenin o ayki toplam bütçe gelirinin %31'ini buldu. Bu, Mayıs 2022'den bu yana en yüksek rakam olarak kayda geçti ve Rusya'nın Ukrayna'da başlattığı savaşın öncesindeki rakamların da üzerine çıkmış oldu. Rusya’nın bugün günlük petrol ihracatı 3,5 milyon varil seviyesinde. Makaleye göre, 2023'ün ilk dokuz ayında Rus ve diğer gölge filo sahipleri, petrol hacminin %70'inden fazlasını taşıdı. Ayrıca ilginç bir detay olarak Bloomberg bu haberinde, Yunanistan'a ait gemilerin 2023'te başka ülke gemilerinden daha fazla olarak Rus petrolü taşıdığını yazıyor.
Konumuzla ilgili benzer bir makale ABD merkezli Foreign Policy dergisinde Ekim sonunda Agathe Demarais adına yayınlandı. Yazıda, “Petrol fiyatlarının sınırlandırılmasını destekleyenler böyle bir eylemin Kremlin'i "zincirleyebileceğine" inanıyordu. Fakat Rusya, bu kısıtlamayı kolayca aşıyor ve beklenti sonuçsuz kalıyor. Moskova yaptırım koşullarına uyum sağladı. Ayrıca tavan fiyatını desteklemeyen ülkelerle de ticareti artırdı.” İfadelerine yer verildi. Yazıda ayrıca Batı’nın aldığı ve alacağı tüm bu kısıtlamaların dünya ekonomisine de zarar verdiğine dikkat çekiliyor.
Moskova ve Abu Dabi arasında benzeri görülmemiş sıçrama
Peki Rusya bu çıkmazı nasıl aştı? İşte odaklanmak istediğim nokta burası zaten. Savaş şartlarında izole edilmeye çalışılan ve sıcak çatışmalar ortamında olan Moskova, küçük ya da büyük demeden çok sayıda ülke ile gaz, petrol, tahıl ve maden ticareti için sıkı iletişime geçti. Yaptırımların aşılması adına teknoloji ve enerji transferi Çin, Hindistan, İran, Türkiye ve Orta Asya başta olmak üzere Latin Amerika, Asya ve Afrika ülkeleriyle yoğun temaslarla sağlandı. BRICS, Şangay İş Birliği Örgütü ve Avrasya Ekonomik Birliği gibi kurumsal yapılardan maksimum istifade edilmeye çalışıldı. Söylentilere göre Kremlin protokol birimi son bir yıl hiç bu kadar yoğun çalışmamıştı ve kadrosunu genişletmemişti. Bu manada örnek olması açısından, sadece geçen hafta Kremlin yönetimi neredeyse bütün bakanlarıyla birlikte üç körfez ülkesi lideriyle görüşme gerçekleştirdi ve yeni protokoller imzaladı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, uzun bir aradan sonra ilk kez Birleşik Arap Emirlikleri’ne gitti. Görkemli karşılama töreni, Rus kanallarında övgüyle yayınlandı. BAE Devlet Başkanı Şeyh Muhammed bin Zayid Al Nahyan’la Abu Dabi’de bir araya gelen Putin, iki ülke arasındaki ilişkilerin eşi görülmemiş derecede yüksek düzeye ulaştığını söyledi. “BAE, Rusya'nın Arap dünyasındaki ana ticaret ortağıdır” diyen Rus lider, iki ülke arasındaki ticaret hacminin geçtiğimiz yıl yüzde 67.7 arttığına dikkat çekerek, bu yıl daha da artmasının beklendiğini söyledi. Bu bağlamda ülkesinin, Rusya'nın en büyük ticari ortağı ve Arap ülkeleri arasında en büyük yatırımcısı olduğunu söyleyen Arap lider, 2022'de iki ülke arasındaki petrol ve gaz dışı ticaret hacminin neredeyse yüzde 109 arttığına dikkat çekerek, “Bu benzeri görülmemiş sıçrama, ülkelerimiz arasındaki ilişkinin özel doğasını gösteriyor" diye ekledi.
Suudi Arabistan’dan 40 yeni yatırım
Putin ve beraberindeki heyet, Abu Dabi görüşmesinin ardından Suudi Arabistan’a geçti. Başkent Riyad’da Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile bir görüşme gerçekleşti. Moskova ve Riyad’ın ekonomi dahil tüm sektörlerde iyi ilişkilere sahip olduğunu söyleyen Rusya Devlet Başkanı, iki ülke arasındaki işbirliğine hiçbir şeyin engel olamayacağını belirtti. Putin’in Ortadoğu gezisinde beraberindeki heyette bulunan Doğrudan Yatırım Fonu (RDIF) başkanı Kirill Dmitriev, 40 önemli proje için Suudi Arabistan'dan yatırım çektiklerini, benzer şekilde yeni yatırımlar için anlaşmaların imzalandığını söyledi. RDIF daha önce Suudi Arabistan’la varılan yatırım anlaşmalarının devamı olarak iki yıl içinde 1 trilyon rublelik (11 milyar $) Suudi yatırımında anlaşmaya varıldığını duyurmuştu. Suudi Arabistan, Rusya Doğrudan Yatırım Fonu (RDIF) ile Rostec City teknoloji parkı ve Kutuzovsky Prospekt gibi sıfırdan inşa edilen 12 projeye dahil olmuş, 1 trilyon ruble yatırım yapmıştı. İki ülke arasında varılan yeni anlaşmalar çerçevesinde önümüzdeki iki yıl içinde Suudi Arabistan’ın Rusya ekonomisine bir trilyon ruble (11 milyar dolar) daha yatırım yapması bekleniyor.
Toplantının ardından yapılan açıklamada dikkat çeken en önemli detaylardan birisi de tarafların eylemlerinin iki ülkenin savunma ve güvenlik konularında ortak çıkarlarını destekleme konusunda mutabakata varmaları oldu. Her iki ülkede güvenlik ve istikrarın sağlanması için suç, terör ve aşırılıkla mücadelede işbirliği ve koordinasyonun yanı sıra bilgi alışverişini de güçlendirmek istedikleri belirtildi.
Petrol ve petrol ürünlerine bağımlı olan Avrupa pazarı, doğrudan Rusya’dan almadığı Rus petrolünü, daha pahalı olarak ikinci ülkeler üzerinden satın almaya devam ediyor. Mesela Suudi Arabistan Rusya’dan rekor düzeyde petrol alıyor ve bu petrolü Avrupa’ya satıyor. Rus petrolünün satın alımı, OPEC+ tarafından getirilen petrol üretimini azaltma anlaşmasının bir parçası bağlamında gerçekleşiyor. Riyad bu petrolü, fiyatların COVID-19 salgınının başlangıcından bu yana en yüksek seviyeye ulaştığı Avrupa pazarına yeniden satıyor. Bu işlem, Suudi Arabistan'ın petrol üretimindeki düşüşü telafi etmeye ve petrol piyasasında istikrarı sağlamaya yararken, aynı zamanda Avrupa'daki konumunu güçlendiriyor.
Wall Street Journal Şubat ayında, Aralık 2022'ye kadar AB ülkelerinin Rus dizel ithalatının yaklaşık %40 oranında düştüğünü ve bunların yerini Suudi Arabistan ve Hindistan'dan gelen tedariklerin aldığını kaydetti. Bu dönemde Rusya’nın hem Hindistan hem de Suudi Arabistan’a petrol ve petrol ürünleri ihracatının rekor seviyede artması göz önüne alındığında Avrupa Birliği, tüm yaptırımlara rağmen üçüncü ülkeler üzerinden Rus petrol ürünlerini eskisinden daha pahalıya almaya devam ediyor. Zaten petrol ürünleri ihracatçısı olan Suudi Arabistan, diğer ülkelere önemli miktarda dizel yakıt satıyor. Rus dizeli de bu ülkede işlendikten sonra diğer ülkelere yeniden ihraç ediliyor. Rusya’nın farklı limanlarından binlerce ton mazot yüklü tankerler, Cidde limanı terminalinde bu yükleri boşaltılıyor.
Tahran ile Moskova arasında Askeri, teknik ve enerji alanında çok sayıda kritik ortaklığa imza atıldı
Suudi Arabistan dönüşünden hemen sonra Putin, Kremlin’de İran Cumhurbaşkanını ağırladı. Büyük bölümü basına kapalı yapılan bu görüşme 5 saatten fazla sürdü. İki liderin görüşmesinin basına açık kısmında konuşan Putin, Rusya ve İran'ın enerji dahil olmak üzere neredeyse tüm alanlarda aktif çalışmalar yürüttüğünü söyledi. Büyük altyapı projelerini ortak yürüttüklerini, onları uzun zamandır görüştüklerini ve şu anda Kuzey-Güney Demiryolu inşaatının uygulama aşamasına geldiklerini hatırlatan Putin, geleneksel olarak enerji sektöründe birlikte çalıştıklarını, eğitim alanında da işbirliği yaptıklarını, ülkesinde eğitim gören önemli sayıda İranlı öğrenci olduğunu vurgulayarak, hemen hemen her alanda çalışmaların oldukça yoğun bir şekilde sürdüğünü söyledi.
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanın bir an önce durdurulması ve Filistin-İsrail çatışmasına hızlı bir çözüm bulunması gerektiğini söyledi. Reisi’den üç gün önce, Moskova’da yapılan Hazar Denizi'ne kıyıdaş ülkelerin dışişleri bakanları toplantısında İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ile, yaptırımlara karşı mücadele, olumsuz sonuçlarını hafifletme ve tazmin etme yolları ve araçları ile ilgili belgeyi imzaladı. Rusya ve İran arasında karşılıklı yarar sağlayan ticari, ekonomik ve yatırım işbirliğinin genişletilmesinin yanı sıra en üst düzeylerde varılan anlaşmaların pratikte uygulanmasıyla ilgili bir dizi konuyu da ele aldılar.
Askeri, teknik ve enerji alanında bir çok kritik ortaklığa imza atan Tahran ve Moskova, şimdi de ikili ticarette gümrük vergilerini kaldırmanın hazırlıklarını yapıyor. İran’ın Rusya’ya İnsansız Hava Aracı tedarikinin ardından Rusya’dan İran’a, savaş uçağı, helikopter ve füze satışı artıyor. İran Savunma Bakan Yardımcısı Seyid Mehdi Farhi, Tasnim Haber Ajansı’na, Rus Mi-28 saldırı helikopterleri, Su-35 savaş uçakları ve Yak-130 savaş eğitim uçaklarının satın alınmasına ilişkin anlaşmanın tamamlandığını söyledi. Ayrıca İran’a bu yılın mart ayında Su-35 savaş uçağı teslimatı yapılmıştı.
Özetle bu tip mekik dokumalarla Rusya, yaptırım ve ambargoların yanı sıra Batı’nın tavan fiyat sınırlamasına rağmen petrol gelirlerini geçtiğimiz Ekim ayında son bir buçuk yılın en yüksek seviyesine çıkarmayı başardı. Rusya Maliye Bakanlığı Ekim ayında petrol ve doğal gaz gelirlerinin 1,635 trilyon ruble (17,6 milyar dolar) ile son 1,5 yılın en yüksek seviyesini gördüğünü açıkladı. Rusya’nın ham petrol ihracatında başı Çin ve Hindistan çekiyor. Rus Rosneft'in başkanı Igor Seçin, Rusya'nın bu yıl Çin'e şimdiden 75 milyon tondan fazla petrol sattığını söyledi. Ona göre bu, geçen yıla göre %25 daha fazla.
Kremlin’in tüm ambargo ve yaptırımlara rağmen Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan’a üst düzey ziyaretleri bazı uluslararası basında Batı politikasının başarısızlığı olarak nitelendirildi. The Hill bu ziyareti açıkça, Rusya’yı izole etmeyi başaramayan Batı’nın yetersizliği olarak değerlendirdi. Washington Post, Rus liderin Birleşik Arap Emirlikleri'nde çok büyük ve görkemli bir karşılamasına dikkat çekti. Liderlerin gülümsemeleri ve sıkı tokalaşmalarının gözden kaçmadığının belirtildiği makalede bu ziyaretin Rusya'nın Orta Doğu'da etkili bir arabulucu olarak otoritesini daha da güçlendirmeyi amaçladığı vurgulandı. Kanada televizyon kanalı CBS ise Rusya’nın Abu Dabi ile ticari ve kişisel yakın bağlarına dikkat çekti ve beklenmedik ziyaretin herkesi şaşırttığını belirtti.