Sedat Peker'in sosyal medya üzerinden ortaya attığı rüşvet çarkı iddiaları gündemdeki yerini koruyor.
Peker'in yaptığı paylaşımlardaki rüşvet çarkı iddiasında adı mağdur olarak geçen ve sonrasında bir dizi açıklamalarda bulunan Mine Tozlu Sineren'in, yeni yaptığı paylaşımda ise "'Rüşvet zincirine dâhil olmadığım için SPK tarafından verilen cezaların muhatabıyım." ifadelerini kullandığı belirtildi.
Cumhuriyet'te yer alan habere göre Sineren’in açıklaması şöyle:
"Son birkaç gündür kamuoyunun gündeminde olan konularla ilgili bir basın açıklaması yapma zorunluluğum hasıl olmuştur. Şöyle ki; gündemde konuşulan ve yaptığım açıklamalarda bahsettiğim, SPK ve diğer konularla alakalı yaşanan olumsuz süreçlerin tümü, Yönetim Kurulu Başkanı olduğum Marka Yatırım Holding ile ilgili değil, Mine Tozlu Sineren'in şahsına yönelik eylemlerdir.
Bu eylemlerle ilgili SPK tarafından, şahsıma ispatlanmamış iddialar ile verilen cezalarla ilgili her hangi bir mahkeme kararı yahut bir yargılamanın varlığı söz konusu değildir. Verilen cezalar nedeniyle hakkımda yazılanları ve karalamaları hiçbir zaman kabul etmeyerek bu cezalarla ilgili itirazları SPK'ya bildirdiğimde herhangi bir dönüş alamadığım için dava yoluna gidilmiştir. SPK bir denetleme kurumudur. Yargılama Yüce Türk yargısına aittir!
Mine Tozlu Sineren olarak; Yönetim Kurulu Başkanı olduğum Marka Yatırım Holding'i gözaltı pazarında bir şirketken yönetimini devralıp ana pazara çıkarttım. Bu süreçte her zaman yatırımcılarımı korumak öncelikli hedefimdi. Zira bu amaçla, şirketi büyütebilmek adına çeşitli birçok projeyi uygulamaya geçirerek şirketin büyümesini sağladım.
Gelinen noktada; kamu gündeminde olan rüşvet zincirine dahil olmadığım için, hakkımdaki iddialarla ilgili savunmam dahi alınmaksızın, SPK tarafından verilen cezaların muhatabıyım. Açıklamalarımda adı geçen, gerek bulundukları konumu gerekse kurumun adını kullanarak kendilerine menfaat temini sağlayan kişilerin kendi çıkarları için Sermaye Piyasası Kurulu gibi bir mercii de zan altındadır. İnanıyorum ki tüm bu süreç yetkili mercilerin incelemeleri sonucu gerçek sorumluların ortaya çıkması ile aydınlanacak ve kurumun ismi bu yolsuzluk ve rüşvet sarmalından çıkacaktır.
Zira gerek bir vatandaş gerekse bir iş kadını olarak hiçbir devlet kurumuyla karşı karşıya olmam söz konusu olamaz.
Gündemdeki bu olayda da konu, kurum adını kullanarak kendilerine haksız kazançlar sağlamayı adet edinmiş kişilerdir.
Marka Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı olmam nedeniyle içine çekilmeye çalışıldığım bu rüşvet ağını fark ettiğim an itibariyle kendimi ve tabii ki yatınmcılarımı korumak için gerek şahsım gerekse şirketim adına CİMER şikayeti dahil tüm hukuki yollara başvurduğumu ve ilerleyen süreçte gündeme gelebilecek mevcut yahut müstakbel tüm durumlar için de hukuk mücadelesinden geri durmayacağımı tüm kamuoyuna bildiririm."