Türkiye Enfeksiyon Derneği Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Mehmet Ceyhan, günlük vaka sayılarının, tarama testi yapılmadığı için açıklananın en az 10 kat olduğunu söyledi ve hâlâ da söylüyor.
Yani Ceyhan’a göre günlük vaka sayılarımız 5 binlerde değil, 50 binlerde. Gelelim aşıya… Aşılama oranı da açıklandığı gibi iki dozda toplam yüzde 28 değil, yüzde 20. Ceyhan’a göre, pandeminin son bulabilmesi için bu oran yüzde 80 olmalı.
Haftalık yayınlanan Gazete Oksijen'in haberine göre; yetkililerin, "Bayramdan sonra maskeleri atacağız" beyanlarına hem çok sinirleniyor hem de çok üzülüyor. "Geçen yılki açılmanın sonuçlarını hep birlikte yaşadık. Bedeli ağır oldu. Bu açılmanın bedelini de sonbaharda hep birlikte yaşayacağız. Maske, mesafe ve hijyeni kesinlikle terk etmeyin" diyor.
Prof. Dr. Mehmet Ceyhan'la yapılan söyleşinin satır başları şu şekilde...
-Önümüz bayram ve uzun bir tatil var. Siz 1 Temmuz’da tedbirlerin hızlı kaldırıldığını söylemiş ve "Dua edelim Hindistan varyantı yayılmasın" demiştiniz. Şu andaki tabloyu nasıl değerlendiriyorsunuz?
-"Bakanlık hiçbir veri paylaşmadığı için, Delta varyantının Türkiye’de görülme sıklığını bilmiyoruz. Ama karşılaştığımız vakalardan biliyoruz ki giderek yayılıyor. Aslında Delta varyantı olmasa da durum hiç iç açıcı değil. Geçen sene Delta varyantı yoktu, o zaman da 1 Temmuz’da birdenbire tüm tedbirler kaldırıldı. Sonrasını hep birlikte yaşadık. Maalesef yine aynısı yapıldı.
Bugünkü tabloya baktığınız zaman da uzun zamandan beri 5 binlerde takıldığımızı görüyoruz… Bu iyiye alamet değil. Belli ki bir şeyler ters gidiyor. Bu tip salgınlarda en sık rastlanan sorunlardan biri, rakam sayısının bir yerde takılıp aşağıya inmemesidir. Birikir birikir bu vakalar, insanların tekrar kapalı alanlarda bir araya geldiği dönemde, mesela sonbaharda okullar açılınca birdenbire vakalarda patlama yaşanır."
-Neler ters gidiyor sizce?
-"Kısıtlamaları yavaş yavaş kaldırmamız lazımdı. Bazı arkadaşları şaşırarak izliyorum, "Eğer aşılama olmasaydı, vaka sayısı çok daha büyük rakamlara ulaşırdı" diyorlar. Ama böyle olmuyor. Bir kere aşılamayla salgını kontrol altına almanız için toplumsal bağışıklık düzeyine erişmeniz lazım. Toplumun yüzde 80’i aşılanırsa ancak o noktaya ulaşılabilir."
"Bizim kesinlikle Rusları kabul etmememiz gerekirdi"
-Geçen sene toplumun yüzde 60-70’inin aşılanması gerekiyor deniyordu. Bu oran şimdi niye yüzde 80’e çıktı?
"Delta varyantına kadar böyleydi. Aslında o zaman da yüzde 60 diyenler yanlış söylüyordu. Yüzde 70-75’ti doğrusu. Bu çok basit bir hesap, koronavirüse yakalanan bir kişi bu hastalığı kaç kişiye bulaştırıyor diye bakıyoruz. Daha önce bir kişi 2.5 kişiye bulaştırıyordu, Delta varyantıyla bu rakam 4’e çıktı. Dolayısıyla aşılanması gerekenlerin sayısı da arttı. Kimse durumun farkında değil. Maalesef "Aşı getirdik bitirdik bu işi, bayramdan sonra maskeleri atacağız" gibi söylemler de halkı son derece olumsuz etkiliyor.
En büyük problem de şu, anlaşılmaz bir şekilde Rusya’yı ülkemize turist göndermesi konusunda ikna etmeye çalıştık. "Biz güvenilir bir ülkeyiz" diye… Ki bunlar konuşulduğu dönemde Rusya, Delta varyantının en yüksek yayılım gösterdiği üç ülkeden biriydi. Nitekim Moskova’da şu anda günlük vaka rekorları kırılıyor… Bizim kesinlikle Rusları kabul etmememiz gerekirdi. Ama maalesef turizm açısından böyle bir zorunluluk var tabii. Eğer turizm sektöründe çalışanların zararını temin edemiyorsanız, bu insanlara bir ekmek kapısı açmanız lazım. Ama bunu çok dikkatli yapmalısınız. Biz neredeyse bütün kısıtlamaları kaldırdık."