Mitolojiye göre, tanrı
Zeus dünyayı paylaştırırken, güneş tanrısı, evrenden su yüzüne denizin köpüğünden çıkan bir adayı seçmiş ve ona çok sevdiği su perisinin adını vermiş... Konumunun stratejik öneme sahip olmasından dolayı asırlar boyunca savaşlara ve kuşatmalara sahne olan ve tarih boyunca birçok medeniyeti barından
Rodos,
Birleşmiş Milletler Eğitim,
Bilim ve
Kültür Örgütü (
UNESCO) tarafından kültürel
miras olarak koruma altına alınmış. Ev sahipliği yaptığı
Bizans,
Osmanlı ve St. John Şövalyeleri'nin izlerini taşıyan ada ile aynı adı taşıyan Rodos şehrinde gezilmeye değer en önemli yer ise eski şehir... Burada, şövalyelerin gezdiği yollarda yürüyebilir, onlardan ve Osmanlılardan kalan evler, kiliseler, camileri görebilir, tavernalarda, Türkiye'deki musakkayı ''musakkaki'',
yaprak sarmayı ''yalancı dolmaki'', cacığı ''caciki'' olarak yiyebilirsiniz.
Ortaçağa ait altı kapılı bir kalenin içine kurulu eski şehirde, şövalyelerin gezdiği dar sokaklar, kalenin mistik havası ve içerisinde bulunan cami, kilise gibi yapılar ve müzeye çevrilen şövalyeler sokağı büyük ilgi çekiyor.
Adayı ziyaret eden turistler tarafından şövalye heykelleri ile seramik el yapımı heykeller ve objeler ilgi görürken, Rodos'taki yeraltı akvaryumu da en çok ziyaret edilen yerler arasında geliyor.
LİNDOS'TA TARİHİ AKROPOLİS VE BEYAZ EVLER
Rodos adasının doğusunda yer alan Lindos
bölgesi de tarihi Akropolis, beyaz badanalı evleri, dar sokakları ile turistler tarafından en çok ziyaret edilen bölge... Yürüyerek veya eşeklerin sırtında ulaşılabilen Akropolis'ten, denizi, göletleri ve şehri seyredebilirsiniz.
RODOS'TAKİ TÜRKLER
3 bin 500'ü Türk 120 bin kişinin yaşadığı Rodos, Yunanistan'ın turizm gelirlerinin önemli bir bölümünü oluşturuyor.
Nisan ve
Kasım ayı arasındaki turizm sezonunda yılda 2 milyon turisti ağırlayan Rodos'ta yaşayanların yüzde 60'ı geçimini turizmden sağlıyor.
Türkçe konuşan pek çok satıcı ile karşılaşılan adayı en çok İskandinav ülkelerinden gelen turistler ziyaret ediyor. Bunları Almanlar ve İngilizler izliyor.