Halkbank’ın ABD’deki savunmasını üstlenen Williams & Connolly LLP hukuk firmasının avukatlarından Simon A. Latcovich, Rıza Sarraf’ın ABD’de dikkat çekmeyen bir şekilde yaşadığının iddia edildiğini ancak gerçeğin böyle olmadığını savundu.
Halkbank’ın ABD’deki savunmasını Williams & Connolly LLP hukuk firması yürütüyor
Amerikanınsesi VOA 'nın haberine göre , ABD’de, aralarında Sarraf’ın da olduğu Amerikalı askerler ve ailelerinden oluşan 151 kişinin Halkbank’a mağdur sıfatıyla açtığı tazminat davasında Halkbank’ın avukatı olan Latcovich, davayla ilgili mahkemeye sunduğu yanıt dilekçesinde, Sarraf’ın ABD’de hiçbir şekilde dikkat çekmeyecek bir tarzda yaşadığı iddiasına karşı çıktı.
Latcovich, "Hiçbir iddia gerçeklerden bu kadar uzak olamaz. Rıza Sarraf, hem kamuya açık sosyal medya paylaşımlarında (ki bazılarını Rıza Sarraf kendisi paylaşıyor), hem de kamuya açık diğer fotoğraflardan da anlaşılacağı gibi, suçunu kabul ettiğinden beri ABD’de zengin ve ünlü bir yaşam tarzı yaşıyor. Önde gelen, üst düzey bir binicilik firmasını yönetiyor ve işletiyor, halka açık at yarışlarına katılmak için ABD’yi dolaşıyor. Rıza Sarraf, farklı sosyal medya hesaplarında yaptığı bu işi açıkça tanıtıyor. Kendini bu tür reklam eden birisi düşük profilli olarak tanımlanamaz"dedi.
Halkbank’ın avukatı Latcovich, dilekçesine ek olarak Sarraf’ın ABD’deki yaşamıyla ilgili Miami Herald gazetesinde 5 Nisan 2023 yılında yayınlanan bir haber metni ve fotoğraflarını da ekledi.
Sarraf’ın, resmi işlemlerde Aaron Goldsmith adını kullandığı, sosyal medya hesaplarında Richard Ferrari adını kullanması ve fotoğrafları ilk defa dava kayıtlarına resmen girmiş oldu.
Mahkeme Sarraf’ı buldu
Geçtiğimiz yılın Temmuz ayında, 151 kişinin Halkbank ve Rıza Sarraf aleyhine açtığı tazminat davasının avukatları, mahkeme tebligatını Sarraf’a ulaştıramadıklarını belirtmiş, Sarraf’ın ABD’de kayıplara karıştığını iddia ederek kendisine ulaşmak için yargıçtan ek süre istemişlerdi.
Dava dosyası kayıtlarına göre, Sarraf’ın bulunması için, Mary Kay Vyskocil’in 22 Şubat 2022 tarihinden önceki tebligatı, Florida’daki ev adresine mahkeme tarafından gönderildi.
New York’taki mahkemenin bu tebligatı, Lois Pardo isimli bir kurye aracılığıyla belgede üzeri karalanan bir adrese 9 Şubat tarihinde ulaştırıldı. Sarraf evde olmadığı için tebligat, kendisine belgeyi ulaştıracağını belirten ve aynı evde yaşayan Zaina isimli bir kişiye teslim edildi.
Avukatlar Sarraf’ı bulmak için eski CIA ajanını görevlendirmişti
151 davacının avukatları, geçtiğimiz ay mahkemeye ek süre istemek için sundukları dilekçede, Sarraf’ın ABD’deki hayatını kapsayan bir araştırma yaptıklarını, kamuya açık kayıt aramalarında, onun gerçek kimliğini güvenilir bir şekilde tespit edemediklerini, Sarraf’ın ABD’de kayıplara karıştığını iddia etmişti.
Davacı avukatları, "Rıza Sarraf’ın, birden fazla kimliği ve takma adı olduğunu tahmin ediyoruz. Sarraf’ın gerçek kimliğini sadece devlet biliyor. Sarraf kılık değiştirerek yaşıyor. ABD’deki yaşamını gizlenerek sürdürüyor. Özel yerel bir dedektif tuttuk. Özel dedektif uzun bir süre Sarraf’ın izini bulmak için her şeyi denedi ancak tüm çabalarına rağmen onu bulamadığı için verdiğimiz görevden ayrılmak zorunda kaldı. Bu kez CIA’de 30 yıl çalışmış bir emekli tecrübeli birini Sarraf’ı bulması için görevlendirdik. Eski CIA çalışanı Sarraf’ı bulmak için çalışmaya başladı" ifadelerini kullandı.
151 kişi Sarraf ve Halkbank aleyhine tazminat davası açmıştı
Afganistan ve Suriye'deki terör saldırılarında ölen ya da yaralanan Amerikalı askerler ve aileleri adına, Sarraf ve Halkbank aleyhine 26 Temmuz 2023 tarihinde 151 kişi tarafından New York Güney Bölgesi Federal Mahkemesi’nde tazminat davası açılmıştı.
İddianamede Sarraf ve Halkbank'ın, teröristlerin saldırılarına yardım etmek, saldırıları içeren bir komploya katılmaktan sorumlu tutulması istenmişti.
Davacı 151 kişi, 2012'den 2020'ye kadar Afganistan'da gerçekleştirilen 27 saldırının ve 2012'den 2013'e kadar Suriye'deki bir saldırının mağduru olduklarını iddia etmişti.
Davada Sarraf ve Halkbank'ın 2012'den 2016'ya kadar terörle mücadele yaptırımlarını aşarak İran İslam Devrimi Muhafızları'yla ilişkisi olduğu öne sürülen, İran Ulusal Petrol Şirketi’nin terör operasyonlarını finanse etmesine sistematik olarak yardımcı oldukları iddia edilmişti.