Meksikalı ekiplerden biri olan Meksika merkezli Topos Azteca Uluslararası Arama Kurtarma Tugayı üyeleri çok sayıda yurttaşı enkazdan çıkardı. Bu tugayın içinde 8 yıldır Meksika’da yaşayan Aydemir Taşova da vardı. Taşova, Türk olması ve Türkçe bilmesi nedeniyle Meksikalı gruba öncülük de etti. 25 yıldır arama kurtarma personeli olan Taşova, Meksika’da kurtarma eğitimleri de veriyor.
ÇANTALAR AÇILMIŞ EKİPMANLAR ÇALINMIŞ
Meksika’dan önce İstanbul’a sonra da uçakla Adana’ya geldik. Adana’ya geldiğimizde bagajlarımızı teslim alamadık. Yanlış uçağa yükleme yapılmış. Bagajları takip etmeleri ve geldiğinde bize ulaştırmaları için iki personel bıraktık. Ve biz askeri helikopter ile Hatay’a gittik. Gece 2 de personel ekipmanlarımızı getirmiş. Ekipmanlarımın olduğu çantanın açılmış tokalarının kırık olduğunu gördüm. Bir arkadaşımız da çantasının eksik olduğunu söyledi. Kayıp olan ekipmanlarımız şöyle: Leader Multısearch 8 (uwb radar + 3 sismik sensör + 1 termal+ 1 renkli arama kamerası), Leader Hasty ms 2 (3 sismik sensör + renkli arama kamerası)
GÖNÜLLÜLERE ÇADIR YOK
İstanbul’dan arama kurtarma ve halat erişim konusunda uzman arkadaşlarımdan yardım istedim. Kendi ekipmanlarıyla birlikte, yanıma geldiler. AFAD İl Koordinasyon Merkezi 112 Acil Çağrı Merkezi’nin girişinde kalmaya başladık. Neden çadırda değil de girişte kaldığımızın da kısa açıklamasını yapayım. Nelere maruz kaldığımızı da daha iyi anlarsınız. İlk gün AFAD bize gönüllü personeller verdi. Bu süreç içerisinde bu personelle birlikte çalıştık. Bizlere yardımcı oldular. Gece geç bir saatte, sıcaklık sıfırın altına düşünce, onlara çadırlarını kurmalarını ve dinlenmelerini söyledim. Ama kendilerine çadır ve uyku tulumu verilmediğini söylediler. Ben de yanıma 5 gönüllü alarak AFAD’a gittim. Durumu anlattım. Ekip olarak bizim kamp ekipmanlarımızın olduğunu söyledik. Ama bize tahsis edilen personelin çadır ve uyku tulumunun olmadığını ve bu sebeple gönüllü personele yetecek çadır ve uyku talebim oldu. Ayrıca bölgede elektrik olmadığı için jeneratör ve batarya talebimizi ilettik.
(Çeşitli görüşmelerin ardından yönlendirildikleri kişi) Telefondaki kişi dışardan gelen arama kurtarma ekiplerine çadır vermediğini, başımızın çaresine bakmamızı söyledi. Ben de ekibin ekipmanı olduğunu, sadece AFAD’ın görevlendirdiği personelin çadır ve ekipmanlarının olmadığını, donma tehlikesi geçirebileceklerini söyledim. Ama "beyefendi çadır madır yok ne yaparsanız yapın" diyerek yüzümüze telefonu kapattı. Depoya diğer eksikliklerimizi almaya gittiğimizde, bize batarya veremeyeceklerini, jeneratör için de beklememiz gerektiğini söylediler. Ama battaniyeleri verdiler.
UYKUDA HIRSIZLIK VAKASI
BAŞIMIZA SİLAH DAYADILAR
Havare Otel enkazında tehlikeli bir durumun içinde kaldık. Yüzlerce kişilik bir grup (bize aşiret olduklarını söylediler) bizi öldürmekle tehdit etti. Bir kısmı enkaza girmemizi ve kurtarma çalışmalarında bulunmamızı istemedi. İş makinası ile girip cenazelerini hızlıca alma niyetindeydiler. Bölgeden ekibimi çekmek istedim çünkü saldırıya uğrama ihtimalimiz vardı. Sonrasında grup içinden birkaç kişi otelin ikinci katında bir yer gösterdiler ve içeride altın ve dövizlerinin olduğunu ve onları çıkartmamızı istediler. İtiraz etiğimde silahı çıkarıp başıma dayadılar ve öldürmekle tehdit ettiler. Polisler olanlara seyirci kaldı ve yardım talebimize karşılık vermeden ayrıldı. AFAD’a, öncesinde, bölgeye asker ve polis göndermeleri konusunda yardım çağrısında bulunmuştuk. Saatlerce o bölgede rehin tutulduk. Şans eseri, özel harekat polisleri olayı görünce otel çevresinde güvenliği sağlayıp bizim güvenle ayrılmamızı sağladı.
ERDOĞAN GELECEK DİYE BOŞALTILDI
Her şeyin üstüne tuz biber olan olay 19 Şubat Pazar saat gece 2 gibi yaşandı. Bizi otobüslere bindirerek başka bölgeye intikal ettirmek istediler. Ekip yorgun olduğunu sabah ayrılma talebimizi bildirdik. Ama Cumhurbaşkanı geleceği için binadan transfer edileceğimizi ve yapacak bir şey olmadığını söylediler. Ekip arkadaşlarım otobüslere bindirildi ve gönderildi.
Meksika Büyükelçisi’ne yaşananları anlatmak ve çalışmalarımız hakkında bilgi vermek gerektiği için geceyi 112 Acil Çağrı Merkezi’nde geçirdim. Ankara’ya transferim konusunda hiçbir yardımda bulunulmadığı gibi, ekibimin nereye intikal ettirildiği bilgisi de verilmedi. Sonra ekiple telefon bağlantısı kurduğumda biraz rahatladım. Ankara’ya transferimi sosyal medyadan da beni bana ulaşan kişiler geçekleştirdi.
SOYLU TEŞEKKÜR ETTİ AMA
Bunun dışında enkazlarda yasadığımız bazı ufak sorunlarda mevcut ama o konulara konu uzamaması için girmiyorum.