Reza Zarrab gerçekten casus mu?

Devlet, Reza Zarrab hakkında gerçekten bir casusluk soruşturması yapmak istiyorsa bu ipin ucundan tutsun. Cevabını arayacakları soru çok basit: Bir su arıtma firması neden dinleme cihazı alır? Arıtacakları suyun içindeki bakterileri dinlemek için değildir herhalde?

Best of Reza Zarrab

'avukatmektupları' adlı internet sitesinde AKP'nin ve Havuz Medyası'nın ABD'de itiraflarını sıralamaya başladıktan sonra casus ilan ettiği Reza Zarrab ile ilgili çok çarpıcı bir yazı yer aldı. Sitedeki habere göre Reza Zarrab sadece uluslararası kara para aklama ve yolsuzluk çarkının değil yasadışı dinleme olaylarının da merkezinde bir isim. Üstelik cihazları Zarrab'a temin edenler AKP'ye yakın isimler. İşte 'Zarrab casus mu?' olayına bir farklı bakış:

Reza Zarrab Gerçekten Casus Mu?

Siyasi konjonktürden bağımsız olarak, Zarrab hakkındaki casusluk iddiasının farklı bir yönünü anlatmak isterim.

Hakan Atilla’nın yargılandığı davadaki ifadelerinden sonra, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Reza Zarrab hakkında casusluk iddiasıyla soruşturma başlattığını zaten herkes biliyor. Türk Yargısı son dönemde önüne gelene casusluk soruşturması açtığı için, bu ciddi suçlama artık ayağa düşmüş durumda.

Bu iddianın son muhatabının, hayırsever – ihracat şampiyonu Reza Zarrab olması da ayrı bir komiklik. Gidişat gösteriyor ki; Andy Warhol’dan mülhem, Türkiye’de herkes bir gün terörist ve casus olacak.

Ama ben, konjonktürden bağımsız olarak, Zarrab hakkındaki casusluk iddiasının daha farklı bir yönünü anlatmak isterim. Benim anlatacağım hikayenin, İstanbul Başsavcısı’nın da işine yarayacağını düşünüyorum.

Benim hikayem şöyle:

Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde evinde ve çalışma ofisinde bulunan dinleme cihazları ile ilgili davayı Türk kamuoyu zaten biliyor. Halen devam eden dava kapsamında Erdoğan’ın Koruma Müdürleri, Başbakanlıkta ve Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı’nda görevli polis memurları yargılanmakta. Birçoğu da tutuklu.

Reza Zarrab 17 Aralık soruşturması kapsamında 70 gün tutuklu kaldı

Ama bu davadaki asıl fail; Reza Zarrab olabilir mi? Neden böyle düşünüyorum, anlatayım:

Erdoğan’ın evinde ve çalışma ofisinde bulunan dinleme cihazlarının Türkiye distribütörü ATH Savunma Güvenlik Çözümleri Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi. Bu firmanın Yönetim Kurulu Başkanı; Erdoğan’ın ABD’deki lobicisi Ekim Alptekin. Trump’ın görevden almak zorunda kaldığı Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Flynn’a; Zarrab’ın Amerikan yargısının elinden kurtarılması için ulaşan ve para veren kişi de aynı Alptekin. Flynn’la illegal lobicilik yaptığı iddiası ile Alptekin hakkında soruşturma olduğu ve bu nedenle ABD’ye gidemediği iddia ediliyor.

Ekim Alptekin’in şirketi ATH Savunma; ithal ettiği dinleme cihazlarını Emniyet, MİT gibi kamu kurumlarına satıyor. Ama 2011 yılında ATH Savunma, ilginç bir firmaya daha “dinleme cihazı” satıyor: Hazar Arıtım. Bir arıtım firması neden dinleme cihazı alır? İlginç gerçekten.

Dinleme cihazını alan firma Hazar Arıtım’ın ortakları; Ali Polat, Mustafa Erol Nazlı, Rezan Polat. İş bu noktadan sonra iyice ilginçleşiyor: Ali Polat aynı zamanda Reza Zarrab’ın Homa Yapı isimli firmada ortağı ve Reza Zarrab gibi İran kökenli, Tebriz doğumlu.



Ali Polat’ın web sitesindeki özgeçmişi

Homa Yapı’nın diğer ortakları da; Pevriz Leki, German Ghanbari Arablou, Mehmet Mehdi Culazade, Mohammad Reza Pashapour Niku, Hüseyin Nobari, Babak Nahani, Aydın Harezi, Bahram Dargahi, Behruz Büyükoğlu, Mostafa S. Esfahani, Serdar Güneş, Mohammad Ali Moshtaghi, Hussein Gharaehbiglo, Hussein Pashmakchi Noubari, Ali Hussein Zadeh, Göksel Kum, Omid M. Eromi. Ortaklar genel olarak İran kökenli.

O güne kadar pek bilinmese de Ali Polat, Pevriz Leki, German Ghanbari Arablou, Mehmet Mehdi Culazade, Mohammad Reza Pashapour Niku, Hüseyin Nobari, Babak Nahani, Aydın Harezi, Bahram Dargahi, Behruz Büyükoğlu, Serdar Güneş, Göksel Kum, Omid M. Eromi, Mohammad Ali Moshtaghi isimlerini, Zarrab hakkında açılan casusluk soruşturması sonrası tüm Türkiye duydu. Çünkü bu kişiler, Reza Zarrab ile birlikte casusluk iddiasına muhatap oldular ve onların da malvarlıklarına el konuldu. Haklarında halen yakalama kararı var.



Erdoğan’ın evinde ve ofisinde bulunan dinleme cihazları olayını; Başbakanlık Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nda, 2014 yılında bulunan dinleme cihazlarından bağımsız düşünmek, fazla iyi niyetli bir yaklaşım değil mi? Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nda bulunan cihazların, İran ile bağlantılı olduğu medyada geniş yer bulmuştu. Bu şartlar altında, Başbakanlıkta bulunan cihazların Reza Zarrab ile bir bağlantısı olma ihtimalini göz ardı etmemek lazım.

Böcek davasının karar duruşmasında, sanık vekilleri bu konuyu gündeme getirmişler ve ATH Savunma ile Hazar Arıtım arasındaki satışa ilişkin faturayı da dosyaya sunmuşlardı. Ama bu konu o dönem basının ilgisini çekmemişti.

Casusluk iddiasını, bir de bu açıdan değerlendirmek lazım. Bu da İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’na bir kıyak olsun.

Devlet, Reza Zarrab hakkında gerçekten bir casusluk soruşturması yapmak istiyorsa bu ipin ucundan tutsun. Cevabını arayacakları soru çok basit: Bir su arıtma firması neden dinleme cihazı alır? Arıtacakları suyun içindeki bakterileri dinlemek için değildir herhalde?
<< Önceki Haber Reza Zarrab gerçekten casus mu? Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER