Önce açığa alma ardından gözaltı
İnsan Hakları Derneği’nde yapılan basın toplantısında Recep Demirtaş’ın kardeşleri, bir haftadır yaşadıkları ‘cehennem’i gazetecilere anlattı.
36 yaşındaki Demirtaş, Esenyurt’ta bir devlet okulunda coğrafya öğretmenliği yapıyordu.
Darbe girişiminden önce tayininin Van’a çıktığını öğrenen Demirtaş, ev bakmak için kente gitti, döndüğünde darbe girişimine Sabiha Gökçen havalimanında yakalandı. İlerleyen günlerde de açığa alındığını öğrendi.
9 Ağustos günü sabah saat 06.00 sıralarında evde yalnız olduğu sırada site güvenliğine Esenyurt polis merkezinden geldiklerini söyleyen beş sivil giyimli kişi tarafından gözaltına alındı.
Öncesinde evinde yaklaşık 2.5 saat arama yapıldı, ancak bir tutanak da bırakılmadı.
Eşi ve iki çocuğu o sırada başka bir yerdeydi.
Kardeşleri gözaltına alındığını iki gün sonra öğrenebildi.
Önce Esenyurt polis merkezine gittiler. Polisler, “Kardeşinizi biz almamışız” dedi. Bakırköy, Vatan, Gayrettepe, çok sayıda karakolu, hastaneyi dolaştılar. Gittikleri her yeni birim, onları başka bir yere yönlendiriyordu.
Polis suç duyurusu yapılınca gözaltına kabul etti
Kardeşlerini bulamayınca Esenyurt’taki karakola başvurarak, “Kardeşimizin polis görünümlü kişilerce kaçırıldığını düşünüyoruz” diyerek suç duyurusunda bulunmak istediler. Ancak o zaman, polis kardeşlerinin terörle mücadele ekiplerince alındığını, ama hangi bölgenin aldığını bilmediklerini söyledi.
Recep Demirtaş’ın kardeşi Fatih Demirtaş, “Biz kardeşimizin hayatından endişe ediyoruz. Devlet ‘Bunu biz aldık’ desin, biz daha anne babasına bir şey söyleyemedik.
Her gün farklı bir oyalamayla karşılaşıyoruz.
Vatan’a gidiyoruz, ‘Bizde yok, Gayrettepe’de olabilir’ diyorlar, oraya gidiyoruz, başka yere gönderiyorlar. ‘Nerededir bilmiyoruz, bizde yok’ diyorlar.
Bugün sekizinci gün. Polis almış, bildiğimiz tek şey bu. Ölü mü, sağ mı bilmiyoruz. Ailesine farklı yalanlar söylüyoruz, eşi sıkıştırınca, ‘Gözaltına alınmış, Vatan’daymış’ dedik. Aklımıza getirmek istemiyoruz ama işkenceye uğramış olabilir, ölmüş olabilir. Bir seri katil bile olsa devlet korumak zorunda. Göstermesin ama ‘Benim elimde’ desin. Bu adam kötü bir adam olsa yıllardır devlette çalışabilir mi?” diye konuştu.
Başka bir ekip daha gözaltına almak istedi
Demirtaş’ın kaybolmasındaki soru işaretleri bununla da sınırlı değil.
Polis kendisine gözaltına alındıktan sonra avukat atandığını söyledi ancak aile İstanbul Barosu’na başvurduğunda barodan “Bizden bir avukat atanmış gözükmüyor” cevabını aldı.
Gözaltına alındıktan birkaç gün sonra ailesinin evine başka polisler geldi. Ankara’daki terörle mücadele şubesinden geldiğini söyleyen polisler evde arama yapıp Demirtaş’ı gözaltına alacaklarını söyledi, ancak Demirtaş zaten gözaltındaydı.
Gözaltı süresi 30 gün
Ailesi Silivri Cezaevi’ne bile aradı kardeşlerinin tutuklanıp tutuklanmadığını öğrenmek için. Bir sonuç alamadılar.
Fatih Demirtaş, “Eşine Vatan’da dedik, anne babası bilmiyor. Şimdi haberlere çıkınca onlar da öğrenecek” diyerek çaresizliğini anlatıyor.
Coğrafya öğretmeni olan Demirtaş’ın altı ve 12 yaşlarındaki iki çocuğu da durumdan habersiz. Şimdilik akrabalarında anneleriyle birlikte kalıyorlar.
Darbe girişiminin ardından yayınlanan OHAL kararnamesiyle gözaltında tutma süresi 30 güne çıkarıldı. Üstelik bu süreye şüphelinin transferlerinde geçen süre de dahil değil.
Binlerce kişinin Türkiye’nin dört bir yanında gözaltında tutulduğu düşünüldüğünde Demirtaş’tan bir haber alınabilmesi en iyi ihtimalle günleri bulabilir.
Ancak 27 Mayıs’ta gözaltına alındıktan sonra bir daha haber alınamayan Hurşit Külter gibi örnekler, OHAL şartları da eklendiğinde ailenin endişelerinin hayli artmasına neden oluyor.