Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (USAE) tarafından salı günü yayınlanan raporda, Kuzey Kutbu'nda artan gerilimlerin, Kuzey Kore'nin nükleer silah çalışmalarının ve Afrika'nın Sahel bölgesinde askeri rejimlerin yükselişinin "kötüleşen" jeopolitik iklime katkıda bulunduğu vurgulandı.
65 yıldır küresel askeri duruma ilişkin tahminlerini yıllık olarak raporlaştıran Londra merkezli düşünce kuruluşu USAE, “Mevcut askeri güvenlik durumu, 'Güçlü olan haklıdır' yaklaşımını çağrıştıran ve muhtemelen daha tehlikeli bir on yılın habercisi" yorumunu yaparken raporda, buna karşılık olarak demokrasilerin ikili ve çok taraflı savunma bağlarını güçlendirmesi gerektiği ifade edildi.
USAE, Rusya'nın üçüncü yılına giren Ukrayna işgalinin, Çin ve diğer askeri açıdan güçlü devletlerin kendi isteklerini komşularına empoze etmeye çalışabileceği yönündeki endişeleri artırmasıyla küresel savunma harcamalarının geçen yıl yüzde 9 artarak 2,2 trilyon dolara yükseldiğini belirtti.
Enstitü, Rusya'nın 2014 yılında Ukrayna'nın Kırım yarımadasını işgal etmesinden bu yana ittifakın ABD dışındaki üyelerinin askeri harcamalarını yüzde 32 oranında artırdığını tespit etti.
NATO'nun, ülkelerin milli gelirlerinin yüzde 2'sini savunmaya harcama hedefine 2014 yılında sadece iki ülke ulaşırken geçen yıl bu sayı ona çıktı.
Raporun en önemli bulgularından biri, Rusya'nın Ukrayna'daki çatışmalar sırasında yaklaşık 3 bin ana muharebe tankını kaybettiği oldu.
Bu yaklaşık olarak Moskova'nın Şubat 2022'de tam işgal başlamadan önce aktif envanterinde bulunan tank sayısına eşit seviyede.
Rusya, 2 bin eski tankı depodan çekerek güçlerini yenilerken, Ukrayna ihtiyaç duyduğu mühimmat ve silahlar konusunda Batılı ülkelere güveniyor.
Düşünce kuruluşu, Ukrayna'nın insansız "deniz araçları" kullanımına atıfta bulunarak "Ancak Kiev, Rusya'nın Karadeniz Filosunu geriletmek için Batılı ve yerel olarak geliştirilen sistemleri kullanarak, yaratıcılığını başka yollarla da göstermeye devam etti" dedi.
USAE'ye göre, Ukrayna'daki savaştan alınan dersler diğer ülkelerdeki askeri planlamayı etkilemeye başladı.
Birçok ülkenin, uzun süreli bir savaşa girmek zorunda kalmaları durumunda askeri donanım üretimini artırmaları ve daha büyük malzeme stokları oluşturmaları gerektiğinin farkına vardığı vurgulandı.