Bazı zevkler tartışılır
Arif Bey, bilge bir zattı. Bir gün sohbet ederken oradakilerden biri "Zevkler ve renkler tartışılmazmış" dedi. Arif Bey "Tartışılır kardeşim, tartışılır." dedi.
Arif Bey, zevklerin de tartışılabileceğini şöyle anlattı: "Zevklerin hepsi aynı değildir, bir kısmı ulvidir, bir kısmı süfli. Ulvi olanlar helal kılınmıştır, ama süfli olanlar haramdır. İçki içen veya uyuşturucu kullanan birine "bu kötü alışkanlığı terk et" dediğimizde, "bu bir zevk meselesidir, zevkler ve renkler tartışılmazmış" deme hakkı olmamalıdır."
İnsanın ilimden, tatlı sohbetten, ibadetten lezzet alması, ulvi zevklerdendir. Övülmekten hoşlanmak, başkalarına üstten bakmaktan lezzet almak, sadistlik gibi haller ise süfli zevklere girer. Ulvi zevkler insanın meleki yönüyle, süfli zevkler ise şeytani veya hayvani yönleriyle alakalıdır. Kamil insanların yüce zevklerine hitap eden bir durum, sefihçe bir tabiat sahibine hoş gelmez, onları eğlendirmez.
Mevlânâ, süfli zevklere meftun olanların halini şöyle anlatır: Öküzün biri Bağdat'a gelir, şehri bir baştan bir başa gezer. Oradaki lezzetli nimetlerden yalnız kavun-karpuz kabuklarını görür, sağda solda görünen saman ve otlar dikkatini çeker. Öküzün ve merkebin seyrine layık olan ancak budur.
Temsildeki öküz, şu muhteşem kâinat şehrindeki kâfirin halini gösterir. Ulvi bir fıtratta yaratılan, ulvi şeylere yönelebilecek kabiliyetlere sahip olan insanın, süfli zevklere yönelmesi, insanlığı bırakıp hayvani hayata talip olmak demektir. Böyle bir tercihte bulunanlar, ulvi zevkleri bilmedikleri gibi, üstelik kendileri gibi yaşamayan insanları acımasızca tenkit eder. "Siz kendinize yazık ediyorsunuz, zevk almadan bu dünyadan gidiyorsunuz." derler.
Mevlânâ, onların halini şöyle anlatır: "Avcının biri bir ceylanı yakalar, onu ahırda merkeplerin arasına bırakır. Merkepler karpuz kabuklarını ve benzerlerini yerken, ceylan onlara hiç yanaşmaz. Bunun üzerine merkepler ceylanla alay etmeye başlar. Ceylan, onlara şöyle der: Ben çayırlığın arkadaşıyım. Dupduru sularla, bağlar ve bahçelerle avunur, eğlenirdim. Laleyi, reyhanı bile bin bir nazla yerdim. Fakat kokudan anlamayan, bunları nereden duyacak? Pisliğe tapan merkebe o koku haramdır. Merkep, yoldan giderken diğer bir merkebin bevlini koklar ve bundan zevk alır. Bu çeşit mahlûklara ben nasıl misk arz edebilirim?