Uzmanlardan Ramazan uyarısı: Sahur atlanmamalı
Konya Özel Selçuklu Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuba Nergiz, Ramazan ayına yönelik beslenmeyle ilgili uyarılarda bulundu.
Diyetisyen Nergiz, uzun gündüz süresi boyunca aç kalınacağından mutlaka sahura kalkılmasını söyledi.
Normal hayatta en önemli ve en çok atlanan öğün olma unvanına sahip kahvaltının, Ramazan ayında yerini sahura bıraktığını hatırlatan Diyetisyen Nergiz, sahur öğününün kesinlikle atlanmaması gerektiğinin altını çizdi.
SAHUR YEMEKLERİ
Bunun yanı sıra sahurdan iftara kadar uzun süren bir açlık dönemi olacağı için tokluk hissinin uzun sürmesini sağlayan süt, yoğurt, peynir, yumurta gibi protein oranı yüksek besinlerin kesinlikle sahurda tüketilmesini tavsiye eden Tuba Nergiz, "Midenin boşalma sürecini uzatarak çabuk acıkmayı önleyen meyve, sebze, kepekli ekmek gibi posalı gıdalara yer verilmelidir. Sahur yemeğinden sonra hemen uyumak yerine en az 45 dakika birşeylerle uğraşılmalı ve sonra yatılmalıdır." dedi.
İFTAR YEMEKLERİ
Nergiz, iftar yemeği ile ilgili de şu tavsiyelerde bulundu: "İftarda besinler tek seferde büyük porsiyonlar yerine; küçük porsiyonlar halinde, uzun bir süreye yayılarak yavaş yavaş ve iyi çiğneyerek yenilmelidir.
Çorba gibi hafif bir besinle oruç açılmalı ve ara verilmelidir. Sonra salata gibi mideyi daha az dolduracak, kalorisi düşük, lif değeri yüksek bir yiyecek yenilmelidir ve ardından ana yemeğe geçilmelidir. Bu aşamalar arasında en azından on dakika ara verilmelidir ki doygunluk hissi beyne ulaşabilsin.
Tatlılar yemeğin hemen arkasından değil en azından bir saat sonra bir ara öğün olarak tüketilmelidir. Ayrıca baklava, kadayıf gibi şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlılar veya meyve tercih edilmelidir.
Yemekler yapılırken buğulama, fırında, haşlama yöntemi kullanılmalıdır; hazmı zorlaştıracak kızartmalardan uzak durulmalıdır."
RAMAZAN DAVETLERİ
Mübarek Ramazan ayının vazgeçilemeyen bir yanlışının da iftar davetlerinde sunulan yiyecekler olduğunu kaydeden Nergiz, "Çünkü ev sahipleri misafirperverliğini gösterebilmek için birçok çeşit yemeği, içeceği ve şarküteri ürünlerini serer sofraya. Misafirler ise emeğe saygı olarak en azından hepsinden tatmaya çalışır. Elbette ki herkes misafirlerini en iyi şekilde ağırlamak ister. Ancak unutulmamalıdır ki; saatlerce aç ve susuz kalmış bedenimize bu ağır ve yağlı ürünleri aynı anda sunmak son derece yanlıştır. Ayrıca misafirperver ev sahiplerimiz misafirleri için iyilik yaptıklarını düşünürken, onların sağlığını tehlikeye atmaktadır." ifadelerini kullandı.
RAMAZAN'DA SU TÜKETİMİ
Günlük 2-2.5 lt su içilmesinin tavsiye edildiğini hatırlatan Nergiz, her insanın vücut hacmine göre bu miktarın değişebileceğini söyledi. İçilen çay, kahve, kola gibi sıvı gıdaların miktarının günlük su tüketimi miktarına dahil olmadığını kaydeden Nergiz, şu uyarılarda bulundu: "Çünkü bu içecekler kafein içerikleri sayesinde tam tersi olarak vücuttan sıvı atımına neden olmaktadır. Bu yüzden kafeinli ve asitli içecekler yerine ayran, taze sıkılmış meyve suları, bitki çayları gibi sağlıklı içecekler tercih edilmelidir. Böylece özellikle Ramazan ayı, yaz ayına denk geldiği için terlemeyle kaybolan mineral kaybı da yerine konmuş olmaktadır. İçilen su miktarı kadar ne zaman ve ne kadar sürede içildiği de önemlidir. Çünkü; yemek esnasında tüketilen su sindirim enzimleri üzerine olumsuz etki ederek sindirimin zorlaşmasına neden olmaktadır. Yeterli su içip içmediğimizi test etmek çok kolaydır aslında. Eğer ki idrar rengi suya yakın ise su tüketimi yeterli demektir. İdrar rengi koyulaştıkça su içimi azalmış demektir ve dikkat edilmelidir."