Sünnet, istikamet yoludur Bu yol, ahlak-ı hasene yoludur

Sünnet, istikamet yoludur. Bu yol Kur'an-ı Kerim'de "nebilerin, sıddıkların, şüheda ve salihlerin yolu" olarak tarif edilir. Bu yol rıza yoludur. Bu yol kâmil iman yoludur. Bu yol, ahlak-ı hasene yoludur. Ve bu güzel yol, güzellerin diyarı olan cennete çıkar. Her farz, Allah Resulü'nün amel etmesi yönüyleme sünnettir. Allah'a ve Resulü'ne en fazla yaklaştıran da farzlardır.

Prof. Dr. Alaaddin Başar'a hangi amellerin bizi Peygamberimiz'e (sas) yaklaştıracağını, bir gün karşısına Efendimiz çıkıverse O'na söylemek istediğini ve 'Peygamberimiz'in hangi anında yanında olmak isterdiniz?' sorularını sorduk. Soruların bir kısmının kalbi sorular olduğunu, hissedilenlerin anlatılmasının zor olduğunu ifade etti. Prof. Başar, sorularımıza şu cevapları verdi: İlk iki soru tamamen, son soru ise kısmen kalbî sorular. Bu üç soruya şairin iki mısraıyla cevap vereceğim. Anlarım anlatamam, hissederim söyleyemem. Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bîzarım. İkinci ve üçüncü soruları birlikte düşünerek cevaplandırmaya çalışacağım. Sünnet, lügatte; yol ve kanun manalarına gelir. Istılahta ise Allah Resulü'nün (sas) yolunda gitmek demektir. O'nun (sas) yolu denilince, akla ilk olarak tevhid yolu gelir. Zira, Peygamber Efendimiz (sas) risalet göreviyle insanları irşada başladığında, Arap yarımadasında putperestlik hakimdi. Hıristiyanlar Hazreti İsa'ya (as), Yahudiler Üzeyr Aleyhisselam'a bir nevi uluhiyet isnat ediyor, o masum ve büyük peygamberlere ibnullah (Allah'ın oğlu) diyerek şirk yolunda gidiyorlardı. Dünyanın muhtelif bölgelerinde, şirkin farklı şekillerinin hükmettiği böyle karanlık bir dönemde vazifelendirilen Peygamber Efendimiz (sas) insanlık âlemini tevhid inancına ulaştırmak için bütün gücüyle ve o akıl almaz şefkatiyle bir ömür boyu çalıştı ve davasında muvaffak oldu. Kalpleri iman ve Kur'an nuruna kavuşturdu. Bunu salih amel, takva ve güzel ahlak takip etti. Hazreti Ayşe validemizin Peygamberimiz'in ahlakını, "Kur'an ahlakı" olarak anlatması gibi, biz de sünneti "Kur'an yolu" olarak özetleyebiliriz. O halde, sünnet denilince Allah'a ve iman hakikatlerine Kur'an'ın bildirdiği gibi iman etmek ve Âlemlerin Rabbi'ne yine Kur'an'ın talim ettiği şekilde ibadet etmek anlaşılır. Buna göre, iman eden bir insan sünnet üzeredir, namaz kılan bir insan sünnet üzeredir. Haramlardan hassasiyetle sakınan bir insan sünnet üzeredir. Ve nihayet, güzel ahlakın bütün şubelerini elinden geldiği kadar hayatına mal etmeye çalışan bir insan sünnet üzeredir. Sünnet, istikamet yoludur. Bu yol Kur'an-ı Kerim'de "nebilerin, sıddıkların, şüheda ve salihlerin yolu" olarak tarif edilir. Bu yol rıza yoludur. Bu yol kâmil iman yoludur. Bu yol, ahlak-ı hasene yoludur. Ve bu güzel yol, güzellerin diyarı olan cennete çıkar. Sünneti kısaca böyle değerlendirdikten sonra, "Hangi sünnete uymanın bizi Efendimiz'e yaklaştıracağı" sorusu da cevabını bulmuş oluyor. Her farz, Allah Resulü'nün (sas) onunla amel etmesi yönüyle de sünnettir. Buna göre insanı Allah'a ve Resulü'ne en fazla yaklaştıran ameller "farz" olan ibadetlerdir. Nitekim, bir hadis-i kutsîde, "Kulum bana farzlardan sonra, en fazla, nafilelerle yaklaşır..." buyurulmaktadır. Farzlar en büyük yakınlık vesilesi olmakla birlikte, bunu nafileler, yani farz ve vacip dışında kalan bütün ibadetler takip eder. Zekâtını tam olarak veren kişinin farzı yerine getirmiş olmakla birlikte, bunu nafile ile yani sadaka ile de elden geldiğince desteklemesi gerekir. Ramazan denilince akla hemen farz olan oruç ibadeti gelmekle birlikte, hayalimizde canlanan ikinci mana "teravih namazlarıdır". Farz ibadetlerde, tabir-i caizse, Allah'a intisap söz konusu olduğu gibi, sünnetlerde de Allah Resulü'ne (sas) intisap söz konusudur. İnsan, herhangi bir şekilde yüz rekat namaz kılsa, sabah namazının iki rekat sünnetinin yerini tutmaz. Bundan dolayı, Ramazan ayı nafile ibadet yönünden de bir fırsat olarak değerlendirilmelidir. Bütün müminlere, sünnetin "ef'al (fiilleri, işleri), akval (sözleri, tavsiyeleri) ve ahval (halleri)" şubelerinin tamamına ittiba etmekte başarılar diliyorum.
RAMAZAN İMSAKİYESİ
Ramazan başlangıcından itibaren imsak ve iftar vakitlerini buradan takip edebilirsiniz.

3:45

20:26

HADİS-İ ŞERİF
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem
şöyle buyurdu:


“Kadınlara iyi davranmanızı tavsiye ediyorum; vasiyyetimi tutunuz. Zira kadın kısmı kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Kaburga kemiğinin en eğri yeri üst tarafıdır. Eğri kemiği doğrultmaya kalkarsan kırarsın. Kendi hâline bırakırsan, yine eğri kalır. Öyleyse kadınlar hakkındaki tavsiyemi tutunuz. ”

Buhârî, Enbiyâ 1, Nikâh 80; Müslim, Radâ’ 60. Ayrıca bk. Tirmizî, Radâ` 11, Tefsîru sûre (9) 2; İbni Mâce, Nikâh 3