Sahura kadar bol sıvı tüketmek gerekiyor

Oruç tutmanın sakıncalı olduğu hastalıklar konusunda dinimiz kararı ilgili branş hekimlerinin sorumluluğuna bırakmıştır.

Bu konuda tıbbın "hastalık yok hasta vardır" genel prensibi ile hareket edilmelidir. Hastalıkları genelleyen hükümler yerine her hastanın ayrı ele alınarak, oruç tutup tutmayacağı veya oruçta dikkat etmesi gereken hususlar ayrı ayrı irdelenmelidir. Bazı hastalarda oruç tutmamanın oluşturduğu stres ve psikolojik travmanın mevcut hastalıktan çok bünyeye zarar verdiğine rastlanıldığı gibi bazı hastaları da mevcut hastalıkları oruç sırasında beklenenden çok etkileyebilmektedir. Uzun yaz günlerinde oruç tutulacak olan önümüzdeki Ramazan günlerinde en çok dikkat edeceğimiz organlarımız böbreklerimizdir. Uzun süren susuzluk hele şeker hastalığı veya tansiyon yüksekliği mevcut olan hastalarda böbrekler için bir risk oluşturmaktadır. Oruçta vücudun günlük su ihtiyacının karşılanması yiyecek ihtiyacının giderilmesinden çok önemli ve hayati bir durumdur. İftardan itibaren sahura kadar bir ilaç içme ciddiyeti ile 3 litre civarında su ve meyve suyu, komposto, ayran şeklindeki sıvı gıdalar tüketilmelidir. Uzun süredir tansiyon ve şeker hastası olanlar eğer böbrek fonksiyonlarında bozukluk yani üre ve kreatinin değerlerinde yükseklik varsa oruçtan muaf sayılabilirler. Böbreklerinin durumunu bilmeyen kronik şeker ve tansiyon hastalarının Ramazan öncesinde kanda üre ve kreatinin değerlerini kontrol ettirmeleri uygun olacaktır.
RAMAZAN İMSAKİYESİ
Ramazan başlangıcından itibaren imsak ve iftar vakitlerini buradan takip edebilirsiniz.

3:45

20:26

HADİS-İ ŞERİF
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem
şöyle buyurdu:


“Kadınlara iyi davranmanızı tavsiye ediyorum; vasiyyetimi tutunuz. Zira kadın kısmı kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Kaburga kemiğinin en eğri yeri üst tarafıdır. Eğri kemiği doğrultmaya kalkarsan kırarsın. Kendi hâline bırakırsan, yine eğri kalır. Öyleyse kadınlar hakkındaki tavsiyemi tutunuz. ”

Buhârî, Enbiyâ 1, Nikâh 80; Müslim, Radâ’ 60. Ayrıca bk. Tirmizî, Radâ` 11, Tefsîru sûre (9) 2; İbni Mâce, Nikâh 3