Resulullah (S.A.S), sünnetiyle aramızda her bir sünnet bize O'nu hatırlatır

Doç. Dr. Şadi Eren, kimin sohbet meclisinde bulunursak onun sohbetinin rengiyle boyanacağımızı söylüyor. Bu açıdan Efendimiz'in olduğu sohbetlerde bulunmayı arzulamak önemli. Eren, ayrıca Resulullah'ın "sünnetiyle" aramızda olduğunu ve yaptığımız her bir sünnetin bize O'nu hatırlattığını ifade etti.

Bir gün karşınıza Peygamberimiz(S.A.S) çıkıverse, ilk ona ne söylemek isterdiniz? Sahabe, peygamber sohbetiyle yetişen bahtiyar insanlar topluluğudur. Onların Hz. Peygamber'e (S.A.S) olan bağlılıkları gerçekten çok çok ileri boyuttadır. Hiçbir insan, o ölçülerde sevilmemiş ve hiçbir insana o ölçülerde bağlanılmamıştır. Onlar, Hz. Peygamber'e (S.A.S)olan bağlılıklarını "anam babam Sana feda olsun Ya Rasulallah" diyerek belirtirlerdi. Ben de onlar gibi söylemek, "izinde" olduğumu bildirmek, O'na olan biatımı arz etmek isterdim. O'nu hatırlama adına yaptığınız bir şey var mı? "Her şey bana seni hatırlatıyor" şeklinde bir söz var. Her ne kadar zaman itibarıyla O'ndan ayrı isek de, O "sünnetiyle" aramızdadır. İşlediğimiz her bir sünnet, bize O'nu hatırlatır. Yerken besmele ile başlamak, sağ elle yemek, önümüzden yemek gibi tercihler, tamamen O'nun "sünnetinin" bize birer yansımasıdır. Böyle olunca, aslında gün boyu bütün tercihlerimiz bize O'nu hatırlatacak durumlarla doludur. Bu zaviyeden baktığımızda, sünnet bir hayat tarzını belirler. "O, bu zamanda yaşasaydı nasıl hareket ederdi?" şeklinde bir düşünce, bizi hem "sünneti" bilmeye, hem de uygulamaya sevk eder. Peygamberimiz'in hangi anında yanında olmak isterdiniz? "Sohbette insibağ ve inikâs vardır" denilir. Yani, kimin sohbet meclisinde bulunursak, onun sohbetinin rengiyle boyanırız, ondaki fikirlerin ve hislerin bize yansıdığını görürüz. Bedevi bir zat, bir defa O'nun (S.A.S) kudsi sohbetinde bulunduğunda birden değişir, "İşte, Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirir" (Furkan, 70) ayetinin sırrına mazhar olurdu. Bu asrın bir bedevisi olarak, O'nun -velev bir kez de olsa- sohbetinde bulunmak isterdim. Hangi sünnete uymanın sizi Efendimiz'e yaklaştırdığını veya yaklaştıracağını düşünüyorsunuz? Cenab-ı Hak, Peygamber Efendimiz'e (S.A.S) şöyle der: "Rabbim! İlmimi artır, de." (Taha, 114) Ahirzamanda İslam ümmeti olarak en başta gelen eksiğimizin, dini iyi bilmemek olduğunu düşünüyorum. O, daima İlahi vahiyle besleniyor ve ilmini, irfanını artırıyordu. Gerçi tek başına ilim, kemalat mertebelerine ulaşmak için yeterli değildir, ama ilimsiz de bir yere varılamayacağı aşikârdır. Sahabelerden en fazla kimi kendinize yakın hissediyorsunuz, neden? İnsan, her cihetle İslam'ın gayet güzel bir şekilde yaşandığı Asr-ı Saadet'e fikren ve hayalen gittiğinde, rengârenk çiçeklerle dolu bir bahçeye girmiş gibi olur. Her bir sahabi, nübüvvet güneşinden aldığı feyizle farklı renkte çiçek açmış, o mutluluk asrına hoş bir güzellik katmıştır. İlimle meşguliyetim sebebiyle olsa gerek, hakkında "ben ilmin şehriyim. Kapısı da Ali'dir" buyrulan Hz. Ali'yi kendime daha yakın hissediyorum. Ramazan'a özel gündemleriniz neler? Ramazan ayı, manevi hayatımıza kıvam kazandıran en önemli unsurlardandır. Benim için hemen her Ramazan'ın kendine göre bir programı olur. Ramazan Kur'an ayı olduğu için, hemen her Ramazan'da Kur'an'ı mutlaka hatmederim. Kur'an otuz cüz olması hasebiyle, "her güne bir cüz" şeklinde okumak bir kolaylık sağlamaktadır. Bu okumalarım esnasında, belli bir konuya esas alarak yoğunlaşmaya çalışırım. Bu yıl ise, meşhur müfessir Kadı Beydavi'nin tefsirini baştan sona anlayarak okumaya çalışma programım var. ZAMAN
RAMAZAN İMSAKİYESİ
Ramazan başlangıcından itibaren imsak ve iftar vakitlerini buradan takip edebilirsiniz.

3:45

20:26

HADİS-İ ŞERİF
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem
şöyle buyurdu:


“Kadınlara iyi davranmanızı tavsiye ediyorum; vasiyyetimi tutunuz. Zira kadın kısmı kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Kaburga kemiğinin en eğri yeri üst tarafıdır. Eğri kemiği doğrultmaya kalkarsan kırarsın. Kendi hâline bırakırsan, yine eğri kalır. Öyleyse kadınlar hakkındaki tavsiyemi tutunuz. ”

Buhârî, Enbiyâ 1, Nikâh 80; Müslim, Radâ’ 60. Ayrıca bk. Tirmizî, Radâ` 11, Tefsîru sûre (9) 2; İbni Mâce, Nikâh 3