Hizmet Hareketi'nde ümit gördüğünü ifade eden Katolik papazı Smith, 'Anladığım kadarıyla “Hizmet” kelimesinin Türkçe karşılığı “hizmet etmek” demek. Yapılan hizmetleri, hareketi gerçekten takdir ediyorum. Bu hizmetler yalnızca Müslüman kardeşlerinizle de sınırlı kalmıyor, hepimize hizmet ediliyor. Dinler-arası diyalog, eğitim ve öğretim ile de olay yeni bir boyut kazanıyor.' ifadelerini kullandı.
Ayrıca Katolik papazı Alexei Smith'in belirtmek istediği diğer hususlar:
Günümüzde, dinler-arası diyalog, dünyanın her yerinde, olmazsa olmaz bir şart haline gelmiş durumdadır. Birbirimizi birbirimizden öğrenmemiz, tanımamız çok önemli. Gülen Beyefendi’nin “Sevgi ve Hoşgörü” adıyla İngilizceye çevrilen kitabını okudum. Başlığı çok ilgimi çekti. Normalde, ‘tolerans’ kelimesini çok kullanmıyorum çünkü bana göre ‘sana katlanmaya razıyım’ gibi negatif bir anlamı var. Fakat anladım ki, Gülen Beyefendi hoşgörü kelimesini o manada kullanmıyor.
Bir sözünde diyor ki, “aç açabildiğin kadar aç sineni, ummanlar gibi olsun.” Bu bana, benim seni, senin de beni zenginleştirebileceğin düşüncesine açık olmayı ifade ediyor. Dinler-arası diyalog için mükemmel bir tanımdır bu. Onun öğretilerinin çok önemli bir kısmının bu düşünceye dayandığını görüyorum.
Bir de öğrenme esası var. Farklı dinden insanların her zaman birbirlerinden bir şeyler öğrenebileceğine inanıyorum. Hizmet Hareketi’nin desteklemiş olduğu geniş çaptaki okul ağı çok güzel bir şekilde, işte tam bu noktada yerini buluyor.
Diğer İslami hareketler ve kurumlar açısından bakıldığında Hizmet Hareketi, insanî yardım, diyalog ve eğitim üçlüsünün yaşayan somut bir örneğini oluşturuyor. Kendim de bizzat Türkiye’deki yardım kuruluşlarınızı ziyaret ettim ve çok takdir ettim. Tabiri caizse, Hizmet Hareketi sadece konuşmakla kalmamış, dünyanın dört bir yanındaki insanlara hizmet götürerek onu fiiliyata geçirebilmiş.
Katolik bir ülke olan Haiti’yi ele alalım mesela. O kadar o dehşet verici depremin ardından, oraya o kadar büyük yardımlar götürüldü ki. Bu, farklı dinden insanların birbirlerinin temel insanî ihtiyaçlarını fark etmesinin, dinlerinden kaynaklanan farklılıkları bir kenara bırakarak insanlığın iflahı için el ele çalışmaya odaklanmasının parlak bir örneğidir.
Sonra, Filipinlere ve oradaki okullara da bakalım. Kimi zaman, ülkedeki Katolik ve Müslümanlar arasında anlaşmazlıklar yaşanabiliyor ama Katolik ve Müslümanları eğitim için aynı okul içinde bir araya getirdiğinizde, birbirlerini birbirlerinden öğrenmeye başlıyorlar. Ve bu, gelecek adına büyük ümitler vaad ediyor. Ben de Hizmet Hareketi’nde ‘ümit’ görüyorum.
Fethullah Gülen Beyefendi’nin, bir öğretmen ile bir eğitimci arasında yapmış olduğu ayrımı çok takdir ediyorum. Herkesin bir şeyler öğretebileceğini, fakat gerçek eğitimcilerin sayılarının çok sınırlı olduğunu belirttiğini bir kaç kitabında okumuştum. İyi eğitimci, öğrencileri için bir rehber olur, onlarla güzel zaman geçirir ve öğrencilerini, yalnızca öğrendiklerini bir papağan misali geri saymaktan ziyade, kişiliklerini ve değerlerini de geliştirmeleri için uğraşır. Bunların hepsini, ziyaret ettiğim Hizmet okullarında bizzat tecrübe ettim.