İşte Faruk Beşer Hoca'dan Kadir Gecesi'nin ihyası ile ilgili öneriler:
Ayrıca Hekimoğlu İsmail'in anlatımı ile "Kadir Gecesi nasıl geçirilmeli" sorusunun cevabı:
Nasıl ki yazısız bir kağıda önem vermeyiz, fakat kağıdın üzerine bir ayet yazarsak, artık o kağıdı başımızın üstünde tutarız; işte Kadir Gecesi de gecelerden bir gecedir. O gecede Kur'an-ı Kerim'in inmiş olması ve okumanın da dünyamızı cennet etmesi karşılığında bu geceye önem veriyoruz...
Kadir Gecesi'nde yapılacak en önemli ibadet, günahlara tövbe etmektir. Günahlarımızın bütününe tövbe edemiyorsak, hiç değilse bir tanesine tövbe etmeliyiz. Bana göre bir şahıs, "Allah'ım, bu mübarek gecenin hürmetine sigara içmemeye karar verdim, içtiklerime de tövbe ettim" dese, işte o şahıs Kadir Gecesi'ni en güzel şekilde ihya etti...
Bir hanım kapanmaya, bir daha gıybet etmemeye yahut tefsir okumaya karar verir. İşte o hanım da Kadir Gecesi'ni en güzel şekilde ihya etti. Bir genç, kütüphaneden Peygamberimiz'in hayatıyla ilgili kitabı alır, onu okumaya başlar. İşte o genç, Kadir Gecesi'ni ihya etti.
Kadir gecelerinde fizik, kimya çalışırdım ibadet diye... Neden ibadet oluyor? Fizik, kimya maddeyi anlatır. Maddeyi yaratan Allah'tır. Allah'ın yarattıklarını öğrenmek ibadettir. Okullarda bize bu bilgileri, tabiatçılık adına okuttular. Ben Kadir Gecesi'nde o kitapları Allah adına okuyarak büyük bir tabiatçılıktan İslamiyet'e geçtim. Böylece Kadir Gecesi'ni ihya ettim. Yani karanlıktan aydınlığa çıktım. İhyadan itaate çıktım Kadir Gecesi'nde...
Türkiye'de hemen her evde Kur'an vardır. Kullanılmayan reçete gibi durmaktadır. Okunup tatbik edilmeyen reçete... Ezberlenip, muhtevasından haberdar olunmayan reçete... Halbuki Kadir Gecesi'nde, insanın dünya ve ahiretini cennet edecek bir kitap gelmiştir. Ben şahit oldum ki, Kur'an'a uyan herkes üstün oldu, Kur'an'a uymayanlar da sefil oldu...
Kadir Gecesi, bir bulut gibi şehrin üzerine gelmiş bakmış ki, kahveler tıklım tıklım dolu, insanlar dedikodu yapıyor, Müslümanlar "asıl meseleden" uzaklaşmış. (İslam'ın maruz kaldığı tehlikeler) O zaman, şehre gelir, bizim mahalleye uğramadan gider...
Garabetin bu da bir nevidir ki insanlar,
Arar hakikati bir başka yolda yürür.
Ezkaza bir gün karşılaşsalar,
Hakikat onlara, onlar hakikate tükürür.
Dünle bugün aynıysa gelen giden yok demektir...
HEKİMOĞLU İSMAİL - ZAMAN