Müslüman’ın İslam’a uygun her hali ibadettir
Müslüman’ın her sözü, her hareketi İslam’a uygun olmalı. Bu hal, külli ibadettir. Fakat ibadet deyince aklımıza namaz, oruç, hac gelir...
Bugünkü Müslümanların çoğu, namazda okuduklarını anlamadıklarından, caminin içi İslam’a uygun; çarşı pazar başka âlem. Böylece namaz, cüz’i ibadet planında kalıyor.
Tefsir okusak, haramları terk etsek, namazımız külliyet kazanıp hayatı kuşatır. Müslüman için dünya işi ayrı, ahiret işi ayrı olamaz. Çünkü namaz kılan her Müslüman’ın yaptığı helal işlerin bütünü ibadet hükmüne geçer. Böylece dünya ve ahiret bir bütün olarak ele alınır, her ikisi de mamur edilir.
Oruç tutan; fakiri anlar, zekâtla, fitreyle, bağışla veya işyeri açıp ücret vererek onun derdine derman bulursa ibadet cüz’i olmaktan çıkar, hayatı kuşatır... Mademki zekât farzdır; öyleyse Müslümanlar ya sanat, ticaret öğrenerek veya tahsil yaparak çalışmak ve para kazanmak zorundadır. Zira kendine hayrı olmayanın dinine hayrı olabilir mi?
Oruçluyken içilmeyen sigara, ömür boyu içilmezse...
Hacca giden, ihramı kefen bilip, ahirette hesap vermeyi düşünürse...
Ecnebilerin malını almayıp Müslümanlar arasındaki ekonomik beraberliğe önem verilirse ibadetler külli planda da yaşanmış olur.
Her ibadet, bizi haramlardan geri çekmeli, helallere sevk etmeli; her ibadet ferdi, aileyi, milleti, devleti üstün duruma getirmelidir. Getirmiyorsa ibadetler anlaşılmamıştır.
Kâinatın ruhu İslamiyet’tir. Eğer Müslümanlar İslamiyet’ten uzaklaşırsa kâinat ölür. Ruhun bedenden ayrılması gibi... Bütün dünya İslam’a düşman olsa, kâinat nizamını devam ettiren Allah, İslamiyet’i de devam ettirecektir. Bunu yapmak için hiçbir şeye muhtaç değildir. Çünkü Allah, Samed’dir, her şey O’na muhtaçtır. O ise hiçbir şeye muhtaç olamaz. Ebabil kuşlarıyla veya en aciz görünen sinek gibi diğer askerlerle dinini destekler... İyiliklerin bütünü İslamiyet’te toplandığı için insanlar İslam’a muhtaçtır.
İlmin kaynağı Kur’an olursa, ilimler ve bilimler dönüp dolaşıp Kur’an’a dayanırsa, o zaman ilim, ibadet olur. Allah büyüktür, Peygamberimiz büyüktür, Kur’an büyüktür. Müslümanlara da küçüklük yakışmaz. Bu, İslam’a iftiradır! Bu sebepten Müslümanlar, bugünkü dalaletlere ilmen cevap vermek zorundadır.
Bugün, ilmi olan galip olur! İlmi olmayan, her sahada mağlubiyeti kabul etmek zorundadır. Müslüman’ın mağlubiyeti, İslam’a dokunur. İlimle İslamiyet’i birbirinden ayırmak, kâinat çapında bir cinayettir! Unutmamak lazımdır ki; ahir zamanın harpleri, harflerle olacaktır.
İslamiyet’te bilgiler, beyne dolar, Kur’an’ın nuruyla münevver olan insan, hakla batılı ayırır, sair organlar gibi kalp de bundan payını alır. İman, ilimle bütünleşir, ibadete dönüşürse işe yarayan bir Müslüman tipi ortaya çıkar.
HEKİMOĞLU İSMAİL
ZAMAN