Diyanet İşleri Başkanlığı uyardı!

Diyanet İşleri Başkanlığı Ramazan ayına sayılı günler kala il müftülüklerine gönderdiği yazıyla, teravih namazının tadili erkana riayet edilerek kıldırılması konusunda imamları uyardı.

İlki pazar akşamı kılınacak teravih namazının hızlı kıldırılmaması istenen yazıda ayrıca camilerde Ramazan'ın huzur içinde geçirilmesi ve dini hizmetlerin aksatılmaması istendi. Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. Ali Erbaş, teravihin de bir namaz olduğunu ve tadili erkanına göre kılınması gerektiğini söyledi. 'Teravih'in 'rahatlama' anlamına geldiğini belirten Erbaş, "Hızlı namaz öncelikle cemaati rahatlatmaz ve yorar." dedi. Teravih namazının diğer vakit namazlarından kılınış itibariyle bir farkı olmadığını kaydeden Erbaş, "Ancak ne yazık ki bazı imalarımız bu namazı hızlı bir şekilde kıldırıyor. Bu doğru değil. Bu namazın diğer vakit namazlarından farkı yok. O namazlar nasıl kılınıyorsa teravih namazı da aynı şekilde kılınması gerekir. Namazlar tatili erkanına göre kılınmalı. Bu sebeple teravih namazını ne çok hızlı ne de çok yavaş kıldırmak doğru değil." ifadesini kullandı. Bütün toplantılarda her fırsatta din görevlilerine teravih namazlarının usulüne göre kılınmasını anlattıklarını dile getiren Erbaş, "Ayrıca müftülüklerimiz de bu konuda din görevlilerini uyarıyor. Din görevlilerimizin de bu uyarıları dikkate aldığını düşünüyorum. Teravihi hızlı kıldıran immalara yasal işlem yapılması müftülüklerin tasarrufunda." diye konuştu.
RAMAZAN İMSAKİYESİ
Ramazan başlangıcından itibaren imsak ve iftar vakitlerini buradan takip edebilirsiniz.

3:45

20:26

HADİS-İ ŞERİF
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem
şöyle buyurdu:


“Kadınlara iyi davranmanızı tavsiye ediyorum; vasiyyetimi tutunuz. Zira kadın kısmı kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Kaburga kemiğinin en eğri yeri üst tarafıdır. Eğri kemiği doğrultmaya kalkarsan kırarsın. Kendi hâline bırakırsan, yine eğri kalır. Öyleyse kadınlar hakkındaki tavsiyemi tutunuz. ”

Buhârî, Enbiyâ 1, Nikâh 80; Müslim, Radâ’ 60. Ayrıca bk. Tirmizî, Radâ` 11, Tefsîru sûre (9) 2; İbni Mâce, Nikâh 3