Uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden gazeteci Hrant Dink'in eşi Rakel Dink,
cinayet ve devam eden yargı süreciyle ilgili olarak, "İkrar, tövbe ve özür olmadıkça kurtuluş gelmez" ifadelerini kullandı.
Hrant için
Adalet Platformu, Dink Cinayeti davasının 12. duruşması öncesi
Beşiktaş Meydanı'nda
protesto gösterisi düzenledi. Eyleme Hrant Dink'in eşi Rakel Dink, Doğan Öz'ün eşi Sezen Öz ve kızı Bengi Heval Öz, ilk siyasi suikaste
kurban giden Sebahattin Ali'nin kızı Filiz Ali, Metin Altıok'ın kızı Zeynep Altaş, suikaste kurban giden DİSK Eski Başkanı Kemal Türkler'in kızı Nilgün Türkler, Abdi İpekçi'nin kızı Nukhet İpekçi, Uğur
Mumcu'nun çocukları Özge ve Özgür Mumcu, Metin Göktepe'nin ablası Meryem ve çok sayıda gösterici katıldı. Eylemde "Katil Devlet Hesap verecek" sloganı atan göstericiler, "Hrant için Adalet" yazılı dövizler taşıdı. Protesto gösterisinin ardından siyasi cinayete kurban gidenlerin yakınları Beşiktaş
Adliyesi'ne doğru harekete geçti.
Adliye gidişinde Rakel Dink ve Sezen Öz basın mensuplarının sorularını
cevapladı.
Basın mensuplarının davanın durumu ve kabul edilen
Poyrazköy iddianamesi ile ilgili soruları üzerine Rakel Dink, "Tek diyeceğim şey, ikrar, tövbe ve özür olmadıkça kurtuluş gelmez." ifadelerini kullandı.
Dink,
Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu'nun bir gazetede yer alan röportajında bir okula Hrant Dink'in adını vermek istediği sözlerinin hatırlatılması üzerine, "Versin, görelim" değerlendirmesini yaptı.
Rakel Dink ile birlikte
adliyeye doğru yürüyen Doğan Öz'ün eşi Sezen Öz de basın mensuplarının sorularını cevapladı. Cinayetleri işleyenlerin ve
yardım edenlerin artık vicdani muhasebe yapmasının zamanı geldiğini vurgulayan Sezen Öz, "Rakelin söylediği gibi
itiraf, o zaman biz rahatlayacağız. İtiraflar olsun anlatılsın, böyle bir kurum ve bir daha cinayet olmasın bütün amacımız bu." şeklinde konuştu.
Basın mensuplarının "Bu davadan bir sonuç çıkacağına inanıyor musunuz?" sorusuna Öz şöyle cevap verdi: "Bir şey söyleyemiyorum çünkü
tanık durumundayız. Süreçte ne çıkaracaklarını bilmiyoruz. Umudumuz ulaşılamaz noktaya ulaşılması o zaman ülkenin tarihe yeniden
temiz bir görünüşle çıkması, devletin yeni baştan ayıklanması söz konusu olacak. Başka türlü bu
cinayetlerle yüzleşmezse bu kara bir leke olarak devam eder gider. Cinayetler de devam eder. O nedenle biz bunun sona ermesini istiyoruz. Onun için kocaman
aile değil, artık bu kadar kalalım, fakat artık gerçekler ortaya çıkarılsın. Siyasi ve adli erkler, hatta yürütme erki, elinden ne geliyorsa yapmalı bu konuda. Türkiye'nin en önemli sorunu bu olarak görüyorum." diye konuştu.
(CİHAN)