BBC Dış Politika Editörü Simpson'ın analizine göre, sık sık da, en ağır ve en şiddetli çatışmalardan sonra bile, tarafların düşmanlıkları zaman içerisinde bir ölçüde yumuşayarak eski haline yaklaşır.
Şans yaver giderse, şu anda Rusya ile Ukrayna arasında bu sürecin başlangıcını görüyor olabiliriz.
Öfke ve acı özellikle de Ukrayna tarafında onlarca yıl sürebilir. Fakat iki taraf da barış istiyor, barışa ihtiyaçları da var.
Ukrayna, kentleri ve kasabaları korkunç bir saldırı altında olduğu için barış istiyor. Ukrayna Devlet Başkanı Volodomir Zelenskiy'e göre ise Rusya imdiden Çeçenistan'daki iki kanlı savaştan daha fazla asker ve teçhizat kaybetti. Ancak bunu doğrulamak imkansız.
Hiç kimsenin kendi sonunu getirecek bir barış anlaşmasını gönüllü olarak imzalamayacağı da bir gerçek.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in yenilmiş görünmemesi ve bunun yollarını bulması gerekiyor.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy kayda değer diplomatik beceri gösterdi ve Rusya'yı ülkesinden çıkarmak için, kendisi ve halkı açısından nelerin kabul edilebilir olduğunu açıklıkla ifade ediyor.
Zelenskiy için her şeyden önemli olan, Ukrayna'nın bu korkunç deneyimden, Putin'in başta hedeflediği gibi Rusya'nın bir eyaleti olarak değil, birlik ve bütünlük içinde bağımsız bir ülke olarak çıkabilmesi.
Putin açısından ise en önemli şey bir zafer elde etmiş gibi görünmek. Yönetimdeki herkesin, bu gereksiz işgal yüzünden Rusya'nın fena halde kayba uğradığının farkında olması önemli değil. Rusların muhtemelen yaklaşık yüzde 20'si olan bitenin farkında. Bu kesim Putin'in, kendi hayallerinin peşinde kumar oynadığını ve kaybettiğini görüyor.
Putin'in amacı bunun dışında kalan ve devlet televizyonlarında söylenen her şeye -cesur gazeteci Marina Ovsyannikova'nın ekranda insanlara, kendilerine söylenen her şeyin propaganda olduğunu söyleyen dövizle yaptığı protesto gibi nadir istisnalara rağmen- inanan çoğunluğun desteğini kazanmak olacak.
O zaman Putin'in, Rusya'da halkın çoğu nezdinde, savaşta zafer kazanmış görünmesi için ne olması gerekiyor?
Öncelikle Ukrayna'da, ülkenin yakın zamanda NATO'ya katılma niyeti olmadığı konusunda belki de anayasaya da geçecek bir güvence verilmesi lazım.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, NATO'yu kendisini yalnız bırakmakla suçladı. NATO böyle davranıyorsa, ittifaka katılmaya değip değmediğini sorguladı.
Zeki ve usta siyasi pozisyonlar arasında en iyisi bu görünüyor. NATO suçlanacak, ki bu NATO'nun kolayca kaldırabileceği bir şey ve Ukrayna istediği gibi hareket etme özgürlüğüne kavuşacak.
Fakat burası işin en kolay kısmı. Zelenskiy, Ukrayna'nın bir an önce Avrupa Birliği üye olmasını hedefliyor. Rusya buna da, Ukrayna'nın NATO üyeliği tartışmasında olduğu gibi, hemen hemen aynı ölçüde karşı çıkıyor. Ama onun da aşılmasının yolları var. Ukrayna açısından kabullenilmesi en zor şey, Rusya'nın, daha önce sınırların korunması için varılmış bir uluslararası anlaşmayı hiçe sayarak bir kısım Ukrayna toprağına el koyması.
Ukrayna, 2014 yılında Kırım'ı kaybetmiş olduğunu resmen kabul etmek zorunda kalabilir. Ve Rusya açıkça Ukrayna'nın doğusunda zaten fiilen büyük ölçüde kendi denetiminde olan bölgeleri ve belki de daha fazlasını elinde tutmak istiyor.
1939 yılında Joseph Stalin bir zamanlar Rusya İmparatorluğu'nun parçası olan Finlandiya'yı işgal etti. Tıpkı 2022'de Putin'in Ukrayna'yı işgal ederken düşündüğü gibi, askerlerinin hızla ilerleyeceğini sanıyordu. Generalleri muhtemelen, korkularından onu desteklemişlerdi. Ama işler öyle olmadı.
1940 kışında savaş uzadıkça uzadı ve Sovyet ordusu zafer kazanamazken, Finlandiya büyük bir güce direnmenin haklı gururunu yaşadı.
Tabi Finlandiya toprak kaybetti. Çünkü Stalin ve Putin gibi otokratlar bu tür durumlarda zafer kazanmış gibi görünmek zorundadır. Fakat Finlandiya, en önemli ve en kalıcı şeyi elde etmeyi başardı: Savaştan kendi kaderini tayin hakkını özgürce kullanan tam bağımsız bir ülke olarak çıktı.
Bugüne dönersek, Rusya'nın birçok saldırısını püskürten, Putin'in güçlerini etkisiz ve zayıf gösteren Ukrayna da bunu başarabilir. Rus ordusu Ukrayna'da başkent Kiev'i ve ülke topraklarının çok daha fazlasını ele geçirmediği sürece, Ukrayna ulusal bir yapılanma olarak ayakta kalabilir. Tıpkı 1940'ta Finlandiya'nın yapabildiği gibi.
Ukrayna'nın Kırım'ı ve doğudaki topraklarını kaybetmiş olması acı verici, yasa dışı ve adaletsiz olabilir. Ama Vladimir Putin'in daha fazlasını alabilmek için, şu ana kadarkinden çok daha farklı düzeyde daha fazla güç kullanması gerekecektir. Savaşın üçüncü haftasında duruma bakıldığında, bu savaşın gerçek galibinin kim olduğu konusunda kimse ciddi bir kuşku içinde olamaz.