Putin duyalı çok olmadı mı?
Sözcü yazarı Zeynep Gürcanlı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın PYD konusunda Rusya'ya karşı sessizliğini yazdı.
Gürcan Türkiye sınırında yeni bir devletçik kurulurken bu "u" dönüşlerinin unutulmaması gerektiğini söyledi.
İşte "Moskova’daki PYD ofisi ne oldu?" başlıklı o yazının ilgili bölümü:
Bizzat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan açıklamıştı.
Uçak krizinin aşılmasının ardından Rusya'ya yaptığı ziyaret sırasında Rus Lider Vladimir Putin'e, Moskova'daki PYD ofisinden bahsettiğini, bunun kapatılması
gerektiğini söylemişti. “Putin, Moskova'da böyle bir ofis olduğunu ilk kez benden duydu” demişti.
Bu görüşmenin üzerinden aylar geçti.
Peki, Erdoğan'ın deyimiyle Putin'in varlığını “ilk kez kendisinden öğrendiği” o ofis ne oldu? Kapandı mı?
Bu sorunun yanıtı koca bir hayır.
Türkiye'nin resmen terör örgütü PKK'nın uzantısı ilan ettiği PYD/YPG'nin Moskova'daki ofisi hâlâ açık.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ve AKP hükümet üyelerinin bu konuda sessizliklerini korumaları, Amerikalılara terör örgütüne-PYD/YPG'ye yardım ettikleri için yapılan o çok ağır ve çok haklı eleştirilerden sonra oldukça manidar.
Örgüt aynı örgüt. Hem ABD'den destek alıyor, hem Rusya'da ofis açıp işletiyor.
Ama AKP, Moskova'ya nedense bu konuda toz kondurmuyor.
“GÜVENLİ BÖLGE” Mİ, “FEDERASYON” MU?
PYD/YGP'nin Moskova'da ofisinin varlığını sürdürmesi, Suriye'nin geleceği açısından kilit öneme sahip.
Bakmayın siz Rusların Ankara'yı memnun etmek için Astana görüşmelerine PYD/YPG'yi davet etmemesine…
Rus Dışişleri Bakanı Lavrov, PYD'yi Astana'ya çağırmadı ama PYD temsilcisiyle daha bu hafta sonu Moskova'da görüştü.
Ruslar, görünürde AKP hükümetiyle “aynı yönde” hareket eder gibi davranırken, arka planda, deyim yerindeyse, şapkadan tavşanı çıkarıverdiler:
Suriye'de federasyon önerisi.
Suriye'de federasyonun tek bir anlamı olabilir; o da ülkenin kuzeyinde PYD/YPG kontrolünde bir “federal bölge” oluşturulması…
Somuta indirgersek: Bir zamanlar ABD eliyle Irak'ta yapılan, ülkenin kuzeyinde kurulan Kürt bölgesinin bir benzeri, Suriye'de bu kez Moskova'nın eliyle
Irak'ta Saddam'ın düşürülmesinin üzerinden sadece 13 yıl sonra Barzani “bağımsız Kürdistan”dan bahsetmeye başladı bile…
Suriye'de oluşturulacak federasyonun da, bir on yıl sonra bağımsızlıktan bahsetmesi hiç şaşırtıcı olmaz.
Rusya'nın sabırla taşlarını ördüğü bu plana, bir de ABD'nin yeni Başkanı -ki seçildi diye pek sevindi AKP'liler- Donald Trump'ın göreve başladıktan hemen sonra yaptığı “Suriye'de güvenli bölgeler oluşturulmalı” açıklamasını ekleyin.
Diplomatik dilde ifade edilen o “güvenli bölgeler” de, yine somut olarak PYD/YPG'nin kontrolündeki bölgeleri işaret ediyor olmasın?
ERDOĞAN NEDEN MEMBİÇ'TEN VAZGEÇTİ?
Tüm bunlar yaşanırken, bir de sürpriz gelişme oldu.
Daha önce Fırat Kalkanı'nın El Bab'la sınırlı kalmayacağını, doğuya Kürtlerin kontrolündeki Membiç'e, Batı'ya yine PYD/YPG'nin kontrolündeki Afrin'e genişleyeceğini meydanlarda haykıran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Madagaskar dönüşü birden bire “Operasyon El Bab'dan daha derine gitmeyecek” deyiverdi.
Türkiye bugünlerde başkanlık rejimine geçiş referandumunu tartışıyor.
Oysa gerek okyanus ötesinde, gerek Karadeniz'in kuzeyinde, Suriye'nin içinde, Türkiye'nin sınırında yeni bir “devletçik” inşasının temelleri atılıyor.
Son bir not:
TBMM'nin kabul ettiği, nisanda referanduma sunulacak Anayasa değişikliğinin en kritik maddelerinden biri de, 2019'da seçilecek Cumhurbaşkanı/Başkan'a, Türkiye'deki idari yapılanmayı değiştirme yetkisi veriyor.
Türkiye vatandaşları olarak, hepimizin ülkemizin geleceği üzerinde birer oy hakkımız var. Lütfen oyunuzu düşünün Lütfen oyunuzu düşünerek, tüm bu yaşananları, yapılan “u”
dönüşlerini sorgulayarak verin…
Yazının tamamı http://www.sozcu.com.tr/2017/yazarlar/zeynep-gurcanli/moskovadaki-pyd-ofisi-ne-oldu-1649675/