Psikolojik Bir Rahatsızlık ve Alçalma Göstergesi Olarak "İftira"

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Cumartesi, Şubat 27 2021
"Şu andaki dikta rejiminin bu ve benzeri pek çok gerçeği inkâr yoluna gitmesi ve masumları suçlu olarak addetmesi, ancak yukarıdan beri kısaca ele almaya çalıştığımız suçluluk psikolojisi ve bir ruh hastalığıyla izah edilebilir. Aksi takdirde aklı başında bir kişinin, hele de inanmış olduğunu iddia eden bir mü’minin, azımsanmayacak geniş bir kitleyi muhatap alarak, böylesine çirkin bir iftirayı atmaya cesaret edememesi gerekirdi. "
Prof. Dr. Muhittin AKGÜL | samanyoluhaber.com
Psikolojik Bir Rahatsızlık ve Alçalma Göstergesi Olarak "İftira"

Bir itibar suikastı olarak da niteleyeceğimiz iftira, hem psikolojik bir rahatsızlığın dışa vurumu, hem de ahlaki olarak bir kişinin içine düştüğü kötü durumu niteler. Arapça bir kelime olan iftira, aslında bulunmayan, aslı astarı olmayan ve gerçekleşmeyen bir eksikliği, kusuru ve utanılacak bir niteliği, ilgisiz ve masum bir kimseye ya da kimselere yamamaya çalışmanın adıdır. Kur’ân’da, iftira kelimesiyle beraber, buna yakın anlam taşıyan, bühtan, kazf ve ifk kelimeleri geçmektedir. Bühtan, iftiraya yakın bir anlam taşımasına karşın, kazf, namuslu bir kimseye zina isnadında bulunmak anlamına gelir ki, İslam Hukukundaki cezası seksen sopa, şahitliğinin kabul edilmemesi ve âhirette karşılaşacağı günah olarak belirtilmiştir. İfk ise, masum bir kadına iftira atmak anlamına gelmekle beraber, özelde Hz. Aişe (r.a.) validemize münafıklar tarafından atılan çirkin iftiranın adı olarak meşhur olmuştur. 
Bu yazımızda başka insanlara iftira atmanın altında yatan psikolojik sebeplere, dini ve ahlaki açıdan kötü sonuçlarına değinmeğe çalışacağız. İftira, aslında sadece günümüzün bir problemi değildir. Tarih boyunca insanlar, mücadelede aciz kaldıkları, kıskanıp haset ettikleri, fiziki anlamda güç yetiremedikleri ve kendilerine alternatif veya rakip olarak gördükleri kimseleri yok etmek, toplum nazarında küçük düşürmek, egolarını tatmin etmek ve kendilerini haklı göstermek için kullandıkları ahlaksızca ve insanlık dışı bir davranış şeklidir.

Kur’ân’da da iftiraya uğramış ve itibar suikastına maruz kalmış şahsiyetlerden haber verilir ki, bunlar Hz. Yûsuf (a.s.), Hz. Meryem ve Hz. Âişe validemizdir. Her üçündeki ortak nokta ise, insanların en hassas oldukları iffetleri üzerinden, bu su-i kasta uğramış olmalarıdır. Hz. Yusuf (a.s.), kendisini elde edemeyen saraydaki kadın tarafından iftiraya uğramış, H

Bu haberler de ilginizi çekebilir