Alman Şarkiyat Enstitüsü'nün eski Başkanı Prof. Dr. Udo Steinbach, hükümetin çatışma politikalarına dönmesinin sadece HDP'nin değil Öcalan'ın da gücünü azaltıp Kandil'i güçlendirdiğini söyledi. Steinbach, "Erdoğan, 7 Haziran ve 1 Kasım sürecinde önce HDP kartını harcadı sonra da savaşı yayarak farkında olmadan Öcalan'ı etkisizleştirdi. Silahlı mücadeleyi savunanlar güçlendi." dedi.
Almanya'nın önemli Ortadoğu ve İslam uzmanlarından, uzun süre Şarkiyat Enstitüsü başkanlığı yapmış Prof. Udo Steinbach, Zaman gazetesinin sorularını cevaplandırdı. Doğan Ertuğrul'a konuşan Steinbach, Kürt siyasetinin geleceği ve yeniden kurulması muhtemel müzakere masasında Öcalan'ın rolünü değerlendirdi.
1994'te Suriye'de Öcal ile görüştüğü için Türkiye'ye giriş yasağı konulan Prof. Steinbach, AK Parti iktidarı döneminde Öcalan ile müzakere masası kurulması ve Öcalan'ın mesajının Diyarbakır'da okunmasını doğru bir adım olarak değerlendirdi. Steinbach, "Barış görüşmeleri, PKK'nın geri çekilme hazırlıkları çok olumluydu. Bu açıdan bakıldığı zaman bugün gelinen aşama tam bir trajedi. 80'lere, 90'lara döndü Türkiye… Türkiye ve Kürt milliyetçileri öne çıktı. Bu olayların Almanya'ya yansıması olacaktır, tıpkı 90'larda olduğu gibi… O dönemde Almanya sokaklarında Kürt ve Türk milliyetçileri arasında çatışmalar yaşanmıştı. Aynı şeyler yeniden yaşanabilir." dedi.
Röportajın konu ile ilgili bölümleri şöyle:
"(...)
Siz çözüm süreci başladığında barışa inandınız, sorunun çözümü için umutlandınız mı?
Tarafların iyi niyeti ve Erdoğan'ın samimiyeti konusunda şüphelerim vardı. 2009'dan itibaren barıştan söz etmeye başladı ama seçim dönemlerinde hemen milliyetçi söyleme döndü. Kürtler açısından da durum çok net değildi. Ve bugünlere gelindi. Aslında 2011'den bu yana yaşananlar bana kalırsa Öcalan'ın Kürt hareketi içinde tartışmasız lider olmadığını ortaya çıkardı. Mesela barış sürecinin ön şartı olarak silah bırakmayı Kandil kabul etmedi ve süreç yürümedi. Oysa problemin siyasi çözümü için HDP çok önemli bir rol oynayabilirdi. Eğer süreç HDP ile ilerleseydi PKK içindeki radikal unsurlar izole edilebilirdi. Ama öyle olmadı. Hükümetin tekrar çatışma politikalarına dönmesi sadece HDP'nin değil Öcalan'ın da gücünü azalttı. Kandil'i daha da güçlendirdi.
Sizce Öcalan yeniden çözüm masası kurulması için devreye girebilir mi?
Bence Öcalan artık Kürt sorununun çözümü için eskisi gibi güçlü ve etkin bir rol oynayamayacak. Çünkü Öcalan hapiste ve Kürtler bölgede hayatta kalma savaşı veriyor. Kürt bölgesinde kapsamlı bir savaş yaşanıyor ve Öcalan'ın uzun süredir bundan haberi yok. Bu savaş daha da şiddetlenebilir. Bu nedenle bence bu savaş Kürtler arasında yeni liderler ortaya çıkaracak. Kontrol daha da çok silahlı mücadele ve savaş isteyenlerin eline geçecek.
Yani Erdoğan'ın elindeki en önemli koz değerini mi kaybetti?
Evet, çünkü Erdoğan 7 Haziran seçimlerinden sonra halka 'Yanlış seçim yaptınız' dedi ve 1 Kasım'da yeniden seçim yapıldı. Bu süreçte Kürt kartını oynadı. Önce HDP kartını harcadı, sonra da savaşı yayarak bence farkında olmadan Öcalan'ı etkisizleştirdi. Silahlı mücadeleyi savunanlar güçlendi. Bakın şimdi bölgede gençlik örgütlenmeleri adı altında yeni birimler ortaya çıktı. Biliyoruz ki eski kuşaktan daha radikaller… Bu aşamada Öcalan'ın yapacağı çağrının bir etkisi olacağını sanmıyorum. Kürtlerin bir temsilciye ihtiyacı var ve benim de Öcalan'ın onları temsil ettiğine dair şüphelerim var. Öcalan Erdoğan'ın elindeki bir kartı ama artık eskisi gibi güçlü bir kart var mı, emin değilim… Bakın şu an PKK'nın tek stratejisi Türk ordusuyla savaş. Ama bu savaşı kazanamazlar. İki taraf da kazanmaz. Bu nedenle inisiyatifin savaş isteyenlerin elinde olmaması gerek. Eğer bu çatışma ortamından çıkılırsa HDP yeniden rol oynayabilir. Çünkü çatışmalar yeniden başlayınca HDP de radikallerin safına savruldu. Oysa çözüm için barışçı bir rol oynayabilirdi.
(...)" CİHAN