Prof. Dr. Murat Şen, Ankara 5. Sulh Ceza Hakimliğinin bünyesinde Bugün ve Millet gazeteleri ile Kanaltürk ve Bugün televizyon kanallarının bulunduğu Koza İpek Holdinge ait 22 şirkete tedbir amaçlı olarak kayyum atanması kararının amacını aşmış, hukuk dışı bir uygulamaya bürünmüş olduğunu söyledi.
'KAYYIM ATANABİLMESİ İÇİN TCK`DA SAYILI 9 SUÇTAN BİRİNİN KUVVETLİ ŞÜPHE SEBEPLERİ MEVCUT OLMALI, HİÇBİRİ YOK'
Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Şen, kayyum atamasıyla ilgili olarak atama kararı kamuoyuna yansıdığı kadarıyla kanunun öngördüğü şartlar gerçekleşmeden alındığına işaret etti. Prof. Dr. Şen, "Ceza Muhakemesi Kanunu 'koruma tedbiri' amacıyla şirketlere kayyum atanabilmesine imkan tanımakta ve hakimin şartların gerçekleşmesi halinde bu tedbire başvurabileceğini belirtmektedir. Bunun şartları ise CMK.m.133'de düzenlenmiştir. Buna göre, bir ticaret şirketine kayyım atanabilmesi için TCK`da sayılı 9 suçtan birinin şirketin faaliyeti çerçevesinde işlenmekte olduğu hususunda kuvvetli şüphe sebepleri mevcut olmalıdır. Kamuoyuna yansıyan bilgilere göre, Koza İpek Holdinge kayyım atanmasına neden olan suçların TCK'nun 314. ve 315. maddelerindeki 'silahlı örgüt veya bu örgütlere silah sağlama' suçları olduğu söylenmektedir. Oysa ki, sözü edilen suçun bulunduğuna dair kesinleşmiş bir mahkeme kararı bulunmadığı gibi kuvvetli şüpheyi çağrıştıracak somut delillerin de olmadığı bilinmektedir. Dolayısıyla, bu şartlar gerçekleşmeden yapılan bir kayyım atama kararı hukuka aykırıdır. Acilen düzeltilmesi gereken bir karardır."
'MEDYAYA KAYYIM ATANMASININ HUKUKA VE KANUNA AÇIKÇA AYKIRILIK OLUŞTURDUĞU, AMACINI AŞTIĞI GÖRÜLMEKTE'
"Şirketin yönetimi ile görevlendirildiği anlaşılan kayyım atama kararı amacını da aşmış durumdadır" diyen Prof. Dr. Murat Şen, "Zira Kanun koyucu, CMK 133. maddede, tedbir amacıyla iki tür kayyım ataması yapılabileceğinden söz etmektedir. Biri, denetleyici kayyım, diğeri yönetici kayyım. İlki, yönetim kurulunun aldığı kararlarının geçerli olup olmayacağını onaylarken, diğeri şirketi yönetir. Eğer denetleyici kayyım ile koruma önlemi mümkün ise yönetici kayyım atamasına gidilmesi hukuka aykırılık oluşturur. Burada kanun koyucu da önce, denetleyici kayyım yoluna başvurulması gerektiğini, eğer bu önlemin yeterli kalmadığı anlaşılırsa yönetici kayyım yöntemine başvurulabileceğini maddenin düzenleniş tarzıyla ortaya koymuş bulunmakta, önceliği denetleyici kayyıma vermiş bulunmaktadır. Eğer yönetim kurulunun kararlarının yürürlüğe girmesini onaylayıp onaylamamakla koruma amacı gerçekleştirilebiliyorsa, yönetici kayyım atamasına gidilmesi açıkça kanuna aykırılık oluşturur. Koza İpek Holdinge ait 22 şirkette ve özellikle Millet gazetesi, Bugün TV, Kanaltürk ve Bugün Gazetesi gibi basın kuruluşlarını bünyesinde bulunduran şirketlerde yönetici kayyım atanmasının hukuka ve kanuna açıkça aykırılık oluşturduğu, amacını aştığı görülmektedir. Bu yönüyle de hukuka aykırılığın acilen giderilmesi gerekir" diye konuştu.
'CMK'NIN 133.'DE KAYYIM TAYİNİNE İLİŞKİN KARAR, TİCARET SİCİLİ GAZETESİNDE VE DİĞER UYGUN VASITALARLA İLAN OLUNUR'
Prof. Dr. Şen, bir kayyım ataması yapıldı ise, kayyımların göreve başlayabilmesi, kanun tarafından bir takım şekli şartların gerçekleşmesine de bağlı tutulduğunu hatırlattı ve sözlerine şunu ekledi; "CMK'nın 133. maddesinde "Kayyım tayinine ilişkin karar, ticaret sicili gazetesinde ve diğer uygun vasıtalarla ilan olunur." denilmek suretiyle kayyımların ancak tebligat yapıldıktan ve karar ticaret sicili gazetesinde yayımlandıktan sonra göreve başlayacağı da düzenlenmiş bulunmaktadır. İlgili şirketlerde ise kayyımların, değil ticaret sicili gazetesinde yayımlanmak, tebligatı dahi almadan ilgili şirketlere gelerek yönetimi ele aldığı görülmektedir. Bu yönüyle de, hukuk dışı bir süreç vardır ve acilen hukuk çerçevesinde düzeltilmesi gereken bir işlemdir."
Yapılanların yanlışlığına işaret eden Prof. Dr. Şen, "Koza İpek Holding bünyesindeki şirketlere kayyım ataması kararı yukarıda sözü edilen şartlar çerçevesinde hukuk dışı, amacını aşan, acilen düzeltilmesi gereken karardır. Söz konusu hukuka aykırı karar, insanların hukuka güven duygusunu kaybetmelerine, ülkemizin uluslararası arenada yalnızlaşmasına ve adil yargılanma ilkesinden uzak bir görünüm çizmesine neden olmakta, Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle düzenlenmiş mülkiyet hakkı, basın hürriyeti, serbest teşebbüs hakkı, masumiyet karinesi gibi temel hak ve özgürlüklere aykırı bulunmaktadır." dedi. CİHAN