Kılıçdaroğlu, Şehir
Tiyatroları'nda yapılan yönetmelik değişikliği kapsamında tiyatroların özelleştirilmesini
protesto etmek amacıyla Harbiye
Muhsin Ertuğrul Sahnesi önünde
eylem yapan tiyatroculara
destek verdi.
Burada bir açıklama yapan Kılıçdaroğlu,
sanatçıların ''hayatın aykırı unsurları'' olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bizim görmediğimizi görürler, duymadığımızı duyarlar, görmek istediğimizi bize gösterirler. Onlara her zaman, tarihin her döneminde bütün
yöneticiler saygı duymuştur. Ne zaman ki bir yönetici sanatçıyla
kavga etmeye başlamışsa, aslında kendi kuyusunu kazmıştır. Eğer bir ülkenin
Başbakanı çıkıp da 'siz kendinizi ne sanıyorsunuz' diye sorarsa verilecek
yanıt çok basit, 'Onlar sanatçılar, kendilerini başka bir şey sanmıyorlar'. Ama ben Sayın Başbakan'a seslenmek isterim, 'Sayın Başbakan sen kendini ne sanıyorsun.''
Bir ülkenin çağdaşlığının kişi başına düşen gelirle ölçülemeyeceğini dile getiren Kılıçdaroğlu, çağdaşlığın sinema, tiyatro, resim,
heykel,
gazete demek olduğunu söyledi.
''Eğer siz çağdaş olacaksanız, sanata verdiğiniz önemle çağdaş olabilirsiniz.
Sanatı önemsemez, garipserseniz, zaten size biz çağdaşsınız desek bile çağdaş insanlar size, 'geri kafalı' derler. Bunu herkesin bilmesi lazım'' diyen Kılıçdaroğlu, siyasetçinin herkesle, rakipleriyle, halkla, başka ülkelerle kavga edebileceğini, ama bir siyasetçinin sonunu getiren şeyin sanatçıyla kavga etmesi olduğunu savundu.
'21. yüzyılda sanatı küçümsüyoruz'
Aklı başında hiç bir siyasetçinin sanatçıyla kavga etmeyeceğini, çünkü onun kavgasını tarihe mal edenin yine sanatçı olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, bu nedenle sanatçıları desteklemeye elinde bir karanfille geldiğini ifade ederek, şöyle devam etti:
''Yüreğim onlardan yana. Onlar bizi de eleştirebilirler. Sanatçının önündeki en güzel malzemelerden birisi zaten siyasetçidir. Hele de bir siyasetçi sanatçıya kızmayacak, el üstünde tutacak. Osmanlı'ya bakın, Selçuklu'ya bakın, başka imparatorluklara bakın. Tarihin derinliklerindeki büyük devlet adamlarına bakın. Herkes sanatı ve sanatkarı yüceltmiştir. Biz ise 21. yüzyılda sanatı küçümsüyoruz. Bu sadece bizim ne kadar
küçük bir insan olduğumuzu gösterir. Yoksa sanatçı her zaman bizim gönlümüzde ulu, yüce bir yerdedir.''
Kemal Kılıçdaroğlu, konuşmasının ardından, elinde getirdiği karanfili,
Şehir Tiyatroları eski genel sanat yönetmenlerinden,
oyuncu Orhan Alkaya'ya verdi.
Eyleme,
CHP Genel Sekreteri Bihlun
Tamaylıgil,
Grup Başkan Vekili Akif
Hamzaçebi,
Milletvekili Çetin Soysal'ın da aralarında bulunduğu çok sayıda partili de destek verdi.
Eyleme destek veren BDP
İstanbul Milletvekili Sabahat
Tuncel, Türkiye'de durumun çok vahim olduğunu belirterek, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın yayınladığı araştırma sonucuna göre, Türkiye'de insanların sadece televizyon seyrettiği, tiyatroya ve sinemaya hiç gitmediği sonucunun çıktığını kaydetti.
Tuncel, özgür sanatı desteklediklerini ifade etti.
Oyuncu Orhan Alkaya da, şu anda yaşama biçimlerine ve varoluş nedenlerine bir saldırı olduğunu belirterek, şunları söyledi:
''Elimize bir yönetmelik geçti. Bu yönetmelik 98 yıllık Şehir Tiyatrolarını bir sanat kurumu olmaktan çıkarıp, şube müdürlüğü haline çevirdi. Yönetmeliğin acilen yargıya götürülmesinden başka yol yok. Şehir Tiyatroları'nın özelleştirilmesi demek, Anayasa'nın 64. maddesindeki sanatın ve sanatçının korunması maddesinin ihlalidir.''
Bu arada, Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nin önünde toplanan çok sayıda tiyatrocu ellerindeki ''Şehir tiyatroları yok edilemez'', ''Muhafazakar değil
devrimci sanatçıyız'', ''Padişahın değil, halkın sanatçısıyız'', ''Şehir tiyatroları karanlığa teslim olmayacak'' yazılı dövizlerle alkışlar ve ıslıklar eşliğinde,
protesto gösterisi yaptı.
Oyuncu
Fırat Danış'ın şarkılar söylediği eylemin sabaha kadar sürmesi planlanıyor.