CHP olarak bu sorunu çözmeye, bu coğrafyaya barışı getirmeye kararlı olduklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, şehit annelerine; ''Yetki verin,
halkın
iktidarını kuralım
Türkiye'yi anaların ağlamayacağı bir barış cennetine dönüştürelim'' diye seslendi.
Kılıçdaroğlu, partisinin 34. Olağan Kurultayı'nda yaptığı konuşmada, dış
politikada çifte standart olamayacağını söyledi.
''Suriye'de
katliam var'' deyip, sabah
akşam savaş tamtamları çalınırken, öbür yandan Ömer El Beşir'in Türkiye'de olmasının kabul edilemeyeceğini belirtti. Kılıçdaroğlu, Türkiye
Cumhuriyeti'nin katillerle işinin olmadığını ifade ederek, ''Uluslararası mahkemelerin mahkum ettiği bir katili, hangi yüz, hangi insan hakları anlayışyla Türkiye'ye davet ediyorsun?'' diye sordu.
Kılıçdaroğlu,
İsrail ile
kavga edildiğini ifade ederek, ancak
Malatya Kürecik'e İsrail'i korumak için kalkan kurulduğunu söyledi.
Düşman üretme üzerine bir
dış politika olamayacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, ''1639 Kasr-ı Şirin Anlaşması'ndan bu yana
İran ile aramızda hiçbir sorun çıkmamıştı. İlk kez Kürecik'te İsrail kalkanından sonra İran, Kürecik'i vuracağını söyledi. Aradan yüzyıllar geçmiş, komşuyla hasım olunuyor'' diye konuştu.
Kılıçdaroğlu,
Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin, Doğu Akdeniz'de, zengin petrol,
doğalgaz yatakları bulduğunu anımsatarak, Türkiye'nin, celallenerek, ''Arama yapamazsın, yaparsan savaş nedeni'' dediğini söyledi. Kılıçdaroğlu, buna rağmen
arama yapıldığını ifade ederek, Türkiye'nin,
Piri Reis gemisini gönderdiğini ancak yolda arızalandığı için geri çekildiğini anlattı.
-''Vefa denen bir şey var''-
Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin, enerji açısından yüzde 60 oranında Rusya'ya bağlı olduğunu belirterek, dış ve ekonomi politikalarında, bütün yumurtaların, aynı sepete konamayacağını kaydetti.
Büyük savaşların, her zaman
enerji kaynakları üzerine çıktığına işaret eden Kılıçdaroğlu, 2035'de dünyanın enerji ihtiyacının, yüzde 35-40 artacağını, Türkiye'nin 280 milyar dolarlık enerji yatırımı yapması gerektiğini anlattı.
-''Ortada cenaze duruyor''-
İşsizlik kadar yakıcı bir sorunun daha bulunduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, sözlerini, ''İster
Kürt, ister Doğu, Güney
doğu, ister
terör sorunu deyin, ortada 30-35 yıldır bir cenaze duruyor. Kaldırılması gerekir. Kimse cesaret edemiyor. CHP olarak bu sorunu çözmeye kararlıyız, bu coğrafyaya barışı getirmeye kararlıyız'' diye sürdürdü.
Siyasetin, sorunlardan nemalanma değil, sorunlara çözüm üretme sanatı olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:
''Sorundan nemalanan
siyaset, sorumluluğu halka yıkar. Binlerce şehit geldi. Tutturmuşuz 'analar ağlamasın.' Lafla
peynir gemisi yürümez. Siyasetçinin sorumluluk üstlenmesi lazım. Analar ağlamayacaksa yolunu yordamını bulacaksın, halk sana oy verdi. Sorunlar çözülmezse derinleşir, derinleşirse Türkiye otoriter yapıya kayar. Geldiğimiz nokta budur. Herkesin sesini kısan iktidar.
Üniversite, basına, aydına, sanatçıya
heykel yapma,
roman yazma... Bu işin sonu ne olacak? Yazacağız, çizeceğiz, konuşacağız, dirençli ve yürekli olacağız.
Buradan bütün şehit annelerine sesleniyorum, onların ellerinden öpüyorum;
yetki verin, güç verin, halkın iktidarını kuralım, Türkiye'yi anaların ağlamayacağı bir barış cennetine dönüştürelim. Sorunun zor olduğunu biliyorum, çözümün de zor olduğunu biliyorum. Ama biz siyasetçiyiz, halkımızı, insanımızı seviyoruz. Sorun varsa, o sorunu çözeceğiz. Çünkü biz Atatürk'ün geleneğinden geliyoruz. Sorun varsa çözüm de vardır.''
ÖNDER SAV DA KURULTAYA KATILDI
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)'nin eski Genel Sekreteri
Önder Sav, 34. Olağan Kurultayı'nın yapıldığı
Ankara Arena Spor Salonu'na geldi. Sav, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşmasının ardından kurultay salonuna giriş yaptı. Gazetecilerin sorularını cevaplayan Sav, CHP'nin parti içi kavgalarla geçirecek zamanı olmadığını söyledi.
Kurultaya gelip gelmeyeceğinin merak edildiğinin hatırlatılması üzerine Sav, "Niye merak konusu oluyor? 10 yılı aşkın süredir genel sekreterlik yaptım. Parti ile özdeşleşen isimlerden biriyim." dedi.
Tüzük kurultayı ile bu kurultayın birbirine benzetilmemesi gerektiğini dile getiren Sav, "O iş ayrıydı. Oradaki, hukuksuzluklara tepkiydi; ama bu, partinin olağan kurultayı. Elbette benim kurultayda bulunmam kadar doğal bir şey yok." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin, toplumun, güç dönemden geçtiğini savunan Sav, böyle bir dönemde iktidarın iyi bir çizgi izlemediğini söyledi. Başta yargı ve ordu olmak üzere pek çok konunun örselendiğini, yozlaştığını ileri süren Sav, CHP'nin 34. Olağan Kurultay'ını böyle bir dönemde yaptığını hatırlattı.
Önemli bir kurultay olduğunu dile getiren Sav, başta Kılıçdaroğlu olmak üzere herkesin aklını, duygularının önüne geçirerek CHP'nin dışa dönük kavgasında nasıl bir
yol haritası çizilmesi gerektiğini düşünmelerinin şart olduğunu kaydetti.
CHP'nin parti içi iktidar kavgasıyla
vakit geçirecek zamanı bulunmadığını vurgulayan Sav, birlik bütünlük mesajı konusunda ise, "Birlik, bütünlük,
dayanışma, beraberlik... Ne derseniz deyin." karşılığını verdi.