CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü
Birgül Ayman Güler,
Silivri Cumhuriyet Başsavcılığının CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu hakkında milletvekilliği dokunulmazlığının kaldırılması amacıyla fezleke hazırlamasına ilişkin, ''Toplumu terörize etmek ve korku imparatorluğuna biat ettirmek için CHP'nin Sayın Genel Başkanını
hedef seçtiler. Çünkü ayakta kalan tek ve güvenilir
muhalif kale CHP'dir, Sayın Genel Başkanıdır'' dedi.
CHP
Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Genel Başkan Kılıçdaroğlu, başkanlığında toplandı.
Güler, toplantının ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu ve sorularını yanıtladı.
Toplantıda
ülke gündemindeki konuların ele alındığını belirten Güler,
Irak sınırındaki olaya ilişkin yapılan değerlendirmeleri aktardı.
Hükümetin
Uludere konusunda konuşmayı adeta yasakladığını ve
soruşturmaya
gizlilik kararı getirildiğini ifade eden Güler, ''Sorularımızı tekrarlamak isterim, Uludere olayındaki faciayı yaşamamıza neden olan istihbaratı kim verdi?
Başbakan neden suskun? AKP,
iktidar Uludere olayından sonra neden Uludere'de yoktu? Üstelik devletin kaymakamı
darp edilmişken. Bence bunlara bir de bu yörede Barzani'nin tazminat ödemesini de merak ettiğimi ekleyebiliriz'' diye konuştu.
Eski
Genelkurmay Başkanlarından
İlker Başbuğ'un tutuklanmasının da MYK toplantısında değerlendirildiğini belirten Güler, bu durumun ''
Türkiye için hazmedilmesi, anlaşılması, kabul edilmesi güç bir tasarruf olduğunu'' söyledi. Olayın hukuki boyutu değerlendirildiğinde, bu düzeyde görev yapmış bir kişinin yargı yerinin ancak anayasal olarak gösterilmiş yerler olduğunu ifade eden Güler, siyasal olarak ise bu ve daha önce gerçekleştirilen tutuklamalarda ''artık
darbe gerekçesini aşan boyutların dikkati çektiğini'' ileri sürdü. Güler, ''Öyle görülüyor ki iktidar yalnızca kendi on yılının hesabını değil, adeta cumhuriyet dönemiyle hesaplaşmanın içine girmiştir'' dedi.
Başbuğ'un
AK Parti iktidarı döneminde genelkurmay başkanlığı görevine getirildiğini ve
emekliye ayrıldığını, Milli
Güvenlik Kurulu'nda iktidarla beraber görev yaptığını hatırlatan Güler, şöyle konuştu:
''Eğer ortada bir suç varsa o suç belgelerine AKP'li bakanların, yetkililerin de
imza attığını hatırlatmak gerekir. Emekli olduktan 1,5 yıl sonrasını bekleyecek kadar önemli ne vardı sorusuna
cevap istiyoruz. Eğer görevli olduğu süre içerisinde ve AKP iktidarı döneminde ve AKP'li bakanlarla birlikte darbe hazırlıkları yapmışsa neden o süre içerisinde iktidarın sürece el koymadığını sormak istiyoruz ve bunun cevabını talep ediyoruz.''
-Kılıçdaroğlu hakkındaki fezleke-
Suçlamaların CHP'ye ve onunun genel başkanına sıçradığını kaydeden Güler, Silivri Cumhuriyet Başsavcılığının Kılıçdaroğlu hakkında ''adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmek'' ve ''kurum halinde çalışan kamu görevlisine görevinden dolayı
hakaret etmek'' suçundan başlatılan soruşturma kapsamında milletvekilliği dokunulmazlığının kaldırılması amacıyla fezleke hazırladığını hatırlattı. Güler, şöyle konuştu:
''Öyle görülüyor ki önce üniversiteleri susturan, daha sonra askeri
yönetimin hiyerarşisini altüst eden, sonra yargıyı siyasallaştıran ve yargıyı Türkiye'de yaşayan herkes için güvenilmez kurum kılan AKP iktidarı şimdi bütün bu diktatoryal gelişmelere karşı direnen anamuhalefet partisini de hedef almış görünüyor. Biz Devlet
Güvenlik Mahkemelerinin yerini alan ve sıkı yönetim mahkemelerini aratan özel yetkili mahkemenin Sayın Genel Başkanımız hakkında fezleke hazırlamasını ve dokunulmazlığının kaldırılmasını istemesini acaba çok
doğal mı karşılamalıyız? Türkiye'de ileri
demokrasinin gereği diye mi görmeliyiz?''
Bu mahkemelerin siyasi iradenin emrinde olduğunu, o nedenle başka türlü davranmalarının beklenemeyeceğini belirten Güler, şöyle devam etti:
''Gün ağarmadan yapılan
baskınlarla
gözaltıları başlatmak, gözaltı sürelerini
tutuklama kararı verecek heyete denk düşürmek, sanıklardan suçlamaları gizlemek ve savunmalarını engellemek, AKP'nin bunaldığı anlarda gündemi değiştirecek ve dikkatleri başka tarafa çekecek kararlara imza atmak özel yetkili mahkemelerin günlük işi haline geldi. Bugün toplumu terörize etmek ve korku imparatorluğuna biat ettirmek için CHP'nin Sayın Genel Başkanını hedef seçtiler. Çünkü ayakta kalan tek ve güvenilir muhalif kale CHP'dir, Sayın Genel Başkanıdır. Bu nedenle CHP, AKP'ye, özel yetkili mahkemelere hodri meydan diyor. Sayın Genel Başkanımızın dokunulmazlığını kaldırabilirler, hepimizin dokunulmazlığını kaldırabilirler. Bizim
dokunulmazlık zırhına AKP yöneticilerinin ihtiyacı olduğu gibi ihtiyacımız yoktur. Türkiye'de hiç kimse güven içinde değildir. Türkiye'nin aydınları da sıradan insanları da güven içinde değildir. Türkiye'yi komşularıyla savaşa sürükleyen AKP, içine girdiği bataklığı gizleyebilmek için giderek saldırı noktalarını çoğaltmaktadır. Ancak dış politikadaki bu büyük çöküş, 2012 yılında iç politikada yaşayacağımız büyük çöküşler bu baskı politikalarıyla önlenemez.
AKP bundan böyle Türkiye'de ileri demokrasi adını verdiği diktatörlüğün partisidir. Ve bu özelliğine uygun bir muhalefetle karşılaşacağını defterine not etmelidir.''
Güler, Kılıçdaroğlu'nun fezleke haberini aldığındaki ilk tepkisinin sorulması üzerine ise ''Beni de mi Silivri'ye götürecekler'' şeklinde esprili bir yaklaşım sergilediğini, rutin gündemlerini değiştirmediklerini konuyu toplantının sonunda değerlendirdiklerini anlattı.
AA