Erdoğan: Başkanlık da olabilir yarı başkanlık da

Başbakan Tayyip Erdoğan, ziyaret için gittiği Pakistan'da beraberindeki Türk gazetecilere gündeme ilişkin konuları değerlendirdi.

Erdoğan: Başkanlık da olabilir yarı başkanlık da

Mutabakat sağlanamaması durumunda yeni anayasayı yapacak gücü olan partilerle masaya oturacaklarını ifade eden Erdoğan, 12 Eylül Referandumu'nda kabul edilen 26 maddenin içini boşaltacak tekliflere kapalı olduklarını söyledi. Terör örgütü silah bırakmadıkça müzakere olmayacağını vurgulayan Başbakan, her şeye rağmen BDP'yi siyasi muhatap olarak gördüklerini ifade etti. Erdoğan, 34 sivil vatandaşın hayatını kaybettiği Uludere olayında ise TSK'ya sahip çıktı. Ordunun verilen yetki dairesinde görevini yaptığını dile getirdi. Hantepe, Gediktepe baskınlarından sonra medyanın "Doçkalar katırlar sırtında taşınırken, niye vurulmadı, uçaklarımız neredeydi?" diye sorduğunu hatırlatan Başbakan, "Uludere'de hata da olabilir. Hatayı da özrü de açıkladık. Hatamızın olduğunu söyledik. Ama birileri istismar ediyor. İlla terör örgütünün istediğini mi söyleyeceğiz?" diye tepki gösterdi. Uludere'de tuzağa düşürüldüğümüz görüşüne katılmayan Erdoğan, görüntüleri bizzat izlediğinin de altını çizdi: "Bizim gözcülerimizin (Heronların) vermiş olduğu CD'de bir hareket gördüm. Konvoy gidiyor. 30-40 kişi var. O yüksekten görebilmek mümkün değil. Orası, halkın, sivilin oturduğu bir yer değil terör bölgesidir. Orada Silahlı Kuvvetler bu Ahmet midir Mehmet midir bilemez ki?" Başbakan Erdoğan, ziyaret için gittiği Pakistan'da beraberindeki Türk gazetecilere gündemdeki konuları değerlendirdi. Uludere olayından yeni anayasa çalışmalarına, başkanlık sisteminden yerel seçimlere kadar birçok konuya değinen Erdoğan'ın açıklamaları özetle şöyle: Yeni anayasa konusunda umutlu musunuz? Biz, bütün gayretlerimizi ortaya koyarak masadan kaçan taraf olmayacağız. Bu bizim diğer partilere olan tavrımızdır. 4 parti kendi arasında mutabakata varamıyorsa, mutabakata varacağımız, anayasayı yapacak gücü olan partilerle oturur konuşuruz. Bu CHP mi olur, MHP mi olur... BDP ile böyle bir şey yapmak, sayısal olarak mümkün değil. Ha, bu çıkmıyor. Türkiye bir tarafa gitmiyor. 9,5 yılı nasıl getirdiysek, anayasa değişikliği ile anayasamız güç kazanmıştır. Bu güçle devam ederiz. (Referandumda kabul edilen) 26 maddenin Anayasa'da olmama teklifine AK Parti olarak sıcak bakmamız mümkün değil. Ama pozitif yaklaşımla ilgili olarak zenginleştirelim derlerse, destek veririz. Ama içinin boşaltılmasına karşıyız. ABD, FRANSA BAŞKANLIKTA DİKTAYA GİTMEDİ Yeni anayasada başkanlık, yarı başkanlık sistemi tartışmalarına ne diyorsunuz? Bu başkanlık da olabilir yarı başkanlık da olabilir. Biz tıpatıp Amerikalıların sistemini ya da Fransızların sistemini alalım demiyoruz. Tüm mesele arkadaşlarımızın buna kafa yormasıdır. Amerika diktaya mı gitti, Fransa diktaya mı gitti? CHP'de de MHP'de de şöyle bir yaklaşım var parlamenter demokrasi diyorlar. Amerika'da, Fransa'da parlamento yok mu? Orada denetim daha fazla. Halkın seçtiği bir cumhurbaşkanı, başkanlık ya da yarı başkanlığın uygulamasını ortaya koyuyor. Ama yetkiler ve sistem noktasında ortaya başka bir şey çıkıyor. Bunun üzerinde çalışılması lazım. İki parlamentolu sistem... Hepsi olabilir. Tek de çift de olabilir. Tartışılsın. Amerika çift çalışıyor. Denetimi artırır, ama bence süreci ağırlaştırır. Türkiye'de senatonun kalkmasının nedeni buydu. Yerel seçimlerin erkene alınacağına ilişkin tartışma var. Erkene almıyoruz. CHP'den, MHP'den bir teklif gelirse bakarız. Mevsim şartlarının çok sıkıntılı döneme gelmesi, arada 3 ay var. Aslında bu süre 6 ay değil, 3 aydır. 3 ay da propagandadır. Muhalefetten böyle bir teklif gelirse üzerinde çalışılır. Gelmezse, bizim bir teklifimiz olmaz. Üç dönemde değişiklik olur mu? Benim böyle bir düşüncem söz konusu değil. Bizim tüzükte o dönem cümleleri ben yazıp çizmiyordum. 3 dönemden sonra bir dönem ara verip tekrar milletvekili olma durumu vardı, o bizim tüzüğe girmemiş. Toplam 3 diye girmiş. Yeni kongrede bir tüzük tadiliyle, 3 dönem art arda milletvekili olan bir dönem ara verip milletvekili olabilir. Geleceğe yönelik bizim partimizin bir sorunu yok. Anayasa Mahkemesi'nin cumhurbaşkanının görev süresiyle ilgili kararı iptal çıkarsa ne yapacaksınız? Doğmamış çocuğa kilot biçmeyelim. Neticeyi bekleyelim. ULUDERE GÖRÜNTÜLERİNİ İZLEDİM Wall Street Journal'da Türkiye'yi sıkıntıya sokacak Uludere yazısı çıktı. Çok net konuşuyorum. Türkiye'de medyanın bir siyasi hedefi var mıdır? Belli medya kuruluşları bir görüşü, belli medya kuruluşları farklı siyasi görüşü destekler. Amerika'nın da var. Wall Street Journal'ın da var. Mevcut yönetimi zora düşürmek için bu uydurma haberi yapmıştır. Bu TSK'nın birinci derecede görevidir. Biz güvenlik güçlerimize, askerimize, polisimize yetkiyi veririz. Onlar da yetkileri dairesinde kullanır. Yetkiyi vermişiz, TSK bunu kullanmış. Eğer, kuruluşlar olarak TSK'mıza, polisimize güvenmiyorsak, terörle mücadeleyi kiminle yapacağız? Hantepe, Gediktepe olayında doçkalar katırlar sırtında taşınırken, medyamız 'niye onlar vurulmadı, uçaklarımız, helikopterlerimiz neredeydi, niye vurulmadı' dedi. Katırı da vardı, yürüyen insanlar da vardı. Ben izlediğim CD'de bir hareket gördüm. Bizzat izledim. Bir konvoy gidiyor. 30-40 kişi var. O yüksekten görebilmek mümkün değil. Bizim gözcülerimizin (Heronların) vermiş olduğu CD. Silahlı Kuvvetlerimiz de gerekli adımı atmıştır. Bu bölge, terör bölgesidir. Halkın, sivilin oturduğu bir bölge değildir. Böyle bir bölgede Silahlı Kuvvetler bu Ahmet midir Mehmet midir bilemez ki... OPERASYON ÖNCESİ HABERİMİZ OLMADI Operasyondan önce mi haber verildi? Operasyonun hemen ardından haberimiz oldu. Ama öncesinden olmadı. Ben 'tuzağa düşürülmek' şeylerine pek iltifat etmiyorum. Bizim Silahlı Kuvvetlerimiz bu görevi samimi bir şekilde yapmıştır. Hata da olabilir. Hatayı da özrü de açıkladık. Tazminatı da açıkladılar. Ama birileri istismar ediyor. Bir hatanın, hatamızın olduğunu söyledik. Allah aşkına tazminatsa tazminat. Resmi tazminatımız ötesinde yaptık. İlla terör örgütünün istediğini mi söyleyeceğiz. Kusura bakmasınlar. YİNE DE BDP İLE KESİP ATMAMAK YAZIM 'Siyasi uzantılar semiriyorlar, çocuklar ölüyor' dediniz. Daha önce de, 'terörle mücadele siyasetle müzakere' dediniz. Müzakere olasılığı var mıdır? Bunlarla bu tür şeyleri, zaman zaman ben bir kere görüştüm. Benim dışımda arkadaşlarım müteaddit defalar yaptılar. Bir netice aldılar mı, alınmadı. Açıkça söylüyorum. 26 maddelik anayasa değişikliğinde siyasi partilerin kapatılmamasıyla ilgili maddeyi de arkadaşlar görüştü. 'Bakın partilerin kapatılmaması için fırsat var' dedik. Arkadaşlar gelmedi, sıraları boşalttı gittiler. Bizim içimizde de akıllarını başkalarına kiraya verenler vardı. 330'u yakalayamadık, altına düştü, o madde referanduma gidemedi. Siyasi muhatap olarak BDP'yi görmüyor musunuz? Siyasi müzakere yapılmayacak mı? Hayır biz siyasi müzakereleri yine yaparız. Muhatap BDP'dir. Şartlar ne getirir bilinmez. Kesip atmamak lazım. Arada bir iplik şöyle duruyor. 'Biz muhatabız' diye açıklama yaptılar. Hem de 'biz silah bırakmayı tavsiye edemeyiz' dediler. Oslo türü olur mu? Şu anda Oslo ile alakalı olarak, İmralı da umudunu kesmiş vaziyette. Onlara 'siz hiçbir işe yaramazsınız, hiçbir şey yapamazsınız' diyor. Bizim de bu konuda davranışlarımızın farklı bir kulvarda gideceği beklentisini ortaya koyuyor. Bütün gayretimiz, arzumuz şudur: Bu problemi nasıl çözeriz? Görünen o ki, terör örgütünün silah bırakması şart. Terör örgütü silah bırakmadıkça, müzakere olmaz. Terörle mücadelenin durması mümkün değil. Teröristlerin Türkiye'den ayrılması, dağdan indirilmesi, başka ülkeye gönderilmesi...vs. Standard & Poor's ile anlaşmayı tek taraflı iptal ederiz SP'nin açıklamasını tamamıyla ideolojik buluyorum. Siyasi bir yaklaşım olarak ele alıyorum. Kredi derecelendirme kuruluşlarının siyasetten ari olduğunu düşünmek mümkün değil. İflasa giden ülkenin derecesini yükseltmeye çalışıyorlar, aynı kararda bizimkisini de durağana çeviriyorlar. Başka bir kredilendirme kuruluşu Yunanistan'ı düşürdü. Bu, yaptığı değerlendirmelerin yanlış olduğunu gösteriyor. Bunlar artık itibarlarını kaybettiği gibi, G-20 toplantısında kredi derecelendirme kuruluşlarını tartışacağız. Yatırımcı artık, 'ben bu ülkeyi tanıyorum, kredi derecelendirme kuruluşlarının notu ilgilendirmez' diyor. Zaten S&P'nin bizim piyasalarda bir etkisi olmadı. İyi yönettik. Açıklamalarımız bu kuruluşun itibarını dünyada sarstı. Bizim, uluslararası piyasada böyle bir yarışın içine girecek bir kuruluş için adım atmamız gerekir. Belki kendine üyeler bulur. S&P ile her yıl anlaşma yapıyoruz. Gerekirse gözden geçirir tek taraflı olarak anlaşmayı iptal ederiz. Bizi engelleyen bir şey yok. Arkadaşlarla çalışıyoruz. Moodys ve Fitch de var. Onlarla da bir fesih yapılırsa risk oluşturmaz mı? Borçlanmayı bu ülkeler belirlemiyor. İşinizi kolaylaştırıyor. Ne olur, biraz daha koşturmanız gerekir. Bizim yatırım konseyine gelen 17 kuruluş var. Bunlar dünyanın enleri arasında. Türkiye ile ilgili kredi derecelendirme kuruluşlarından fazla bilgiye sahipler. Vergi veriyor, sistemi biliyor. Türkiye'nin durumunu görüyor. Türkiye'nin bu süreç içinde en çok itibar gören yanı, sanal bütçeler yapmamasıdır. Güven noktasındaki yanımızı dünyaya çok iyi yansıttık. Bir ülkede güven ve istikrar varsa zaten yatırımcı geliyor. Bu kredi derecelendirme kuruluşlarının arkasına takılıp çok batan oldu.
<< Önceki Haber Erdoğan: Başkanlık da olabilir yarı başkanlık da Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER