Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan,
AK Parti'nin il kongrelerinde kardeşlik,
dayanışma ve paylaşma tablosu sergilendiğini, diğer partilerde sandalyeler ve koltukların havada uçuştuğunu belirterek, ''Makam peşinde olanlar fikirlerini değil, yumruklarını konuştururlar. Bir
dava peşinde olanlar ise fikirlerini konuştururlar." dedi.
Başbakan Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, AK Parti il kongrelerinin tüm hızıyla devam ettiğini dile getirdi.
Erdoğan, 60 il kongresinin tamamlandığını,
gençlik kollarının olağan kongresini yaptığını, kadın kollarının da olağan kongreye hazırlandığını söyledi.
AK Parti'nin her alanda olduğu gibi kongrelerde de farklılığını ortaya koyduğunu ifade eden Erdoğan,
Rize ve
Kahramanmaraş il kongrelerini şehir statlarında yaptıklarını,
İstanbul il kongresini de Arena Stadı'nda yapacaklarını söyledi. Erdoğan, şunları kaydetti:
"Sabahın ilk saatlerinde başlayan coşku ve heyecan bu statlarda son saniyeye kadar hiç dinmedi.
Allah'a hamd olsun 14
Ağustos 2001'de hangi duygularla yola çıktıysak bugün de tüm
teşkilat olarak aynı duygularla, hatta daha fazla heyecan, daha fazla coşku, daha fazla azimle yollardayız. 'Allah nazardan saklasın, maşallah' diyorum.
Bu manzarayı ciddi şekilde kıskananlar var. Kendi partilerinin il kongrelerinde AK Parti'nin statta yaptığı kongreleri örnek gösterip, salonu sükunete davet etmek isteyenler var. Biz il kongrelerimizi statta yaparken, hınca hınç dolu dev
spor salonlarında yaparken, bazı partiler büyük kongrelerini, kurultaylarını bile
küçük salonlarda yapıyorlar. Buna rağmen yeteri kadar partiliyi toplayamıyor, hiçbir heyecan sergileyemiyorlar.
Biz kongrelerimizde bir kardeşlik tablosu, dayanışma, paylaşma sergiliyoruz, hoşgörü ve
demokrasi dersi veriyoruz. Ama diğer partilerde maazallah sandalyeler, koltuklar havada uçuşuyor. Hakaretler, küfürler, yumruklar konuşuyor. Makam peşinde olanlar fikirlerini değil, yumruklarını konuştururlar. Bir dava peşinde olanlar ise fikirlerini konuştururlar. Biz bir dava peşindeyiz. Biz millete
hizmet etme davasının peşindeyiz. Bunun mücadelesini veriyoruz. Biz makam kapma yarışı değil, hizmette
bayrak yarışı yapıyoruz.
Biz 'Kim var?' denildiğinde, üstadın ifadesiyle sağına soluna bakmadan 'ben' varım diyerek öne atılan gençlerle, kadınlarla, tüm yol arkadaşlarıyla büyük bir Türkiye'nin mücadelesini veriyoruz. Bizim yol arkadaşımız, bizzat ve bizzat milletin ta kendisidir. Biz seçkinlerle, belli sınıflarla, zümrelerle değil, bizatihi milletimizle yürüyoruz. Yola kiminle çıktığınız çok önemli. Söyle bana arkadaşını, söyleyeyim sana kim olduğunu. Yine eskilerin çok güzel bir sözü var: Evvela refik sonra tarik. Yani önce yol arkadaşı, sonra yol. İşin aslı bu. Yol arkadaşını, onunla birlikte kılavuzunu iyi seçmeyen yolda kalır, hedefe varamaz."
''MUHALEFETİN YOL ARKADAŞI ÇETELER''
Muhalefetin bu sıkıntıyı yaşadığını ve yol arkadaşı olarak çeteleri, belli sınıfları ve zümreleri, sadece belli etnik kökenleri seçtiğini dile getiren Erdoğan, şunları söyledi:
''Onlar yol arkadaşı olarak kendilerine
milli irade düşmanlarını seçtiler. İşte şimdi de o yol arkadaşlarıyla sürekli tökezleyerek yola devam ediyorlar. Millete 'bidon kafalı, aptal, beyinsiz, göbeğini kaşıyan adam' diyenlerle el ele, kol kola aynı yolda yürüyorlar.
Millete
hakaret etmekle yetinmeyip şerefli Türk Silahlı Kuvvetleri'ne dahi dil uzatacak kadar ölçüyü kaçıranlarla bunlar yol arkadaşlığı yapıyorlar. Aynı konuşma içinde bir yandan Kuvayi Milliye'den bahsedeceksin, bir yandan da paşalara dil uzatan yazara, yazarlara sahip çıkacaksın. Esasında buna yol arkadaşlığı denmez. Buna, olsa olsa 'tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş' denir. Bize düşen de nedir? Hayırlı yolculuklar olsun. Bu kafayla nereye gideceksiniz? Biz de merakla bekleyecek, sizi seyretmeye devam edeceğiz."