BDP
Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Diyarbakır’da habercilerin
gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Demirtaş,
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la arasında sert tartışmalara yol açan sözlerini hem savundu, hem de açıklık getirdi.
Genelkurmay başkanına ‘
Onbaşı’ derken
hakaret etmediğini belirten Demirtaş, şöyle dedi:
“
Genelkurmay Başkanı’yla ilgili ifade ettiğim şeyler hakaret amaçlı değil, hakaret de içermiyor. Bir Genelkurmay Başkanı bir halkın,
Kürt halkının ana dilde eğitim yapıp yapmayacağına dair bir karar merci değildir. Bunları ifade etme yetkisi de yoktur.
Anayasa yapım sürecinde, anayasa tartışmalarının yoğunlaştığı bir dönemde Kürt halkının anadilde eğitim yapıp yapmayacağını Genelkurmay Başkanı açıklayamaz. Başbakan bize yönelik, BDP'ye yönelik bu şekilde bağırıp çağıracağına kendi atadığı Genelkurmay Başkanı’na dönüp anayasa yapım sürecinde "siyaseti bu şekilde doğrudan etkileme yetkin yoktur" demesi lazım. Madem geçmiş Genelkurmay başkanları siyaseti yönlendirdiği için tutuklanıp içeri atılıyorsa mevcut Genelkurmay Başkanı, AKP’nin atadığı aynı şeyi yapıyor. Savcılar Genelkurmay başkanlarına, yüzlerce generale ‘
terörist başı’ diyor, kimsenin zoruna gitmiyor, ben onbaşı deyince mi zorunuza gidiyor. Benim ifade ettiğim Genelkurmay Başkanı’nın Kürt halkının anadilde eğitim hakkıyla ilgili ifade ettiği şeyler, bir onbaşının yapacağı açıklama kadar etki yaratmıştır anlamındadır.”
Son dönemdeki tartışmalarla ilgili “Siyasette seviyenin bu şekilde düşürülmesi doğrusu, hiç bir soruna ve çözüme katkı sunmaz” diyen Demirtaş, meselenin kendilerinin
koyun güdüp, gütmediği olmadığını söyledi.
Uludere’deki olayla ilgili Genelkurmay Başkanı ve Başbakan sorumlu olduğunu savunan Demirtaş, “Şu andaki gündem budur. Bunun hesabını vermeleri gerekir. Verilmesi gereken
hesap budur. Biz koyun güdermeyiz, güdemez miyiz o halkın vereceği bir karardır. Biz de halkın iradesine ve yaklaşımına her zaman saygı duyduk. Bundan sonrada saygı duyarız” dedi. Demirtaş, konunun saptırılarak, gündem değiştirilerek, Uludere katliamının örtülemeyeceğini vurgulayarak, şöyle devam etti.
“Bu doğru bir yaklaşım değil. Başbakan, eğer hiddetlenecekse, öfkelenecekse, bu katliamı gerçekleştirenlere öfkelenmelidir. Başta kendisi olmak üzere çıkıp halka hesap vermeli, halktan özür dilemelidir. Genelkurmay Başkanı bu işin yani, bu savaş uçağının orayı bombalamasının askeri düzeyde en üst rütbedeki sorumlusudur. Başbakan siyasi olarak en üst derecedeki sorumlusudur. Öyle bir şey olmamış gibi davranamazlar. Konuyu kapatmak için bize hakaret edip
hedef gösterip, tehditle, şantajla üstünü örtemezler. 19'u çocuk toplam 35 kişi F-16 savaş uçaklarıyla bombalanıp parçalanmıştır. Realite, gündem, gerçeklik budur. Buna
cevap vermeleri lazım.”
Demirtaş, Uludere olayı ile ilgili Tugay Komutan Yardımcısı’nın görevden alınmasının da yeterli olmadığını savundu. Demirtaş, “Sadece bir Tugay Komutan Yardımcısı’na,
nöbetçi bir subaya, meseleyi yıkıp onun üstünden atlayabileceklerini düşünüyorlarsa bu da yanılgıdır. Orduda işleyişi bilmeyen yoktur.
Sınır ötesi bir
operasyon yapılacaksa, bir hava hareketi yapılacaksa bunun Genelkurmay Başkanı’nın onayı olmadan yapılmayacağını herkes bilir. O nedenle
soruşturma derinleştirilmelidir. Siyasi sorumluları, bütün asker sorumluları, kimlerin bu işi gerçekleştirdiği birinci derecede ortaya çıkarılmalı, yargıya teslim edilmeli. Başbakan da siyasi sorumluluğunu üstlenip halktan artık özür dilemelidir. Şahsımızda bu halka hakaret etmeyi bırakıp çıkıp özür dilemelidir. Kendisine düşen görev de budur” diye konuştu.
'ABD VE İSRAİL’İN ULUDERE KATLİAMINDA SORUMLULUĞU VAR'
Uludere olayında istihbaratın
İsrail ve Amerika’dan geldiği yönündeki bir soruya da Demirtaş, “Bu konuda bize bilmem kimin uşağı diyenler, Amerika'ya, İsrail'e nasıl uşaklık yaptıklarını bu tür operasyonlarla gösteriyorlar. Bir istihbarat kırıntısı için, bir predatör, bir
heron görüntüsü için kimlere yalvar yakar olduklarını, Türkiye'nin onurunu ayaklar
altın aldıklarını, nasıl bir uşak tavrı gösterdiklerini görüyoruz. Bu nedenle istihbarat kimden gelmiş, kim yönlendirmiş kim detaylı bilgi vermiş bunları araştırıp ortaya çıkarması gereken hükümettir. Uluslararası başka güçlerin bu işte payları var mı, yok mu ? Bunların ortaya çıkarılması lazım. Ama ABD'nin hava operasyonları ile ilgili AKP hükümetinin kendi ifadesiyle diyorum 'nitelikli istihbarat’ verdiği biliniyor. ABD şu anda heron görüntüleri ile uydu görüntü ile hükümete nitelikli istihbarat veriyor. Dolayısıyla ABD'nin Uludere katlimanında herhalükarda sorumluluğu vardır. İster o nokta operasyonu ile ilgili istihbaratı vermiş olsun , ister vermemiş olsun. Ama bütün bu askeri operasyonlarla ilgili açık
destek veren ABD ile İsrail elbette Uludere katliamından sorumludurlar” diyerek sözlerini tamamladı.