Davutoğlu, Türkiye'nin New York'taki
Başkonsolosluk binasında gerçekleştirilen röportajda,
Suriye kaynaklı mülteci krizinin giderek büyümesinden ötürü bu ülkede bir an önce güvenli
bölge kurulması için adım atılması gerektiğini belirtti.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, bunun için Suriye'ye asker gönderilmesinin
Esad rejimi tarafından savaş nedeni olarak kabul edilebileceğinin hatırlatılması üzerine ise şöyle konuştu:
"Eğer doğru zamanda doğru önlemleri alıp, doğru adımları atmazsanız gelecekte daha büyük risklerle karşı karşıya kalırsınız. Ne yazık ki uluslararası
toplum bu krizin başlangıç aşamasında net bir
mesaj verip sert bir duruş sergileyemedi. Bu nedenle de Suriye'deki rejim daha fazla saldırı düzenleyecek güveni kendinde buldu."
Davutoğlu, "Ve eğer bugün bu saldırılardan kaçan kadınlar ve çocuklar için bazı kararlar vermezseniz, gelecekte çok daha büyük risklerle karşı karşıya kalacağız' diye konuştu.
"BM ÖZÜR DİLEMEK ZORUNDA KALABİLİR"
Suriye konusunda BM
Güvenlik Konseyi'nde süren görüş ayrılıklarına da değinen Davutoğlu, Güvenlik Konseyi'nin 1990'larda
Bosna konusunda aktif davranmadığını, bunun çok sayıda insanın ölümüne neden olduğunu ve BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un Bosna'ya giderek bundan dolayı özür dileğini hatırlattı.
Bakan Davutoğlu, "
Aktif olmamasından dolayı, bundan birkaç yıl sonra, başka bir BM Genel Sekreteri'nin Suriye'ye gidip özür dilemek zorunda kalmasından korktuğunu" ifade etti.
Davutoğlu Suriye konusunda,
BM Genel Kurulu'nda yeni bir ivmenin olmasını ve Güvenlik Konseyi'nde güçlü bir tutum görmeyi umduğunu söyledi.
"HER TÜRLÜ ADIMI ATARIZ"
BM Genel Kurulu toplantıları için ABD'de bulunan Davutoğlu,
Amerikan PBS televizyonunda yayınlanan “NewsHour” programına da konuk oldu.
Sunucu Margaret Warner'ın “Baş
bakan Recep Tayyip Erdoğan'ın The
Washington Post'a verdiği demeçte, Türkiye'nin askeri anlamda tek taraflı bir adım atmayacağı” yönündeki sözlerini hatırlatarak, “Neden?” sorusunu yöneltmesi üzerine Davutoğlu, "Tabii,
Başbakan Erdoğan, Suriye'nin içerisindeki siyasi krizi kastetti. Ama eğer sınırımızda Türkiye'ye karşı herhangi bir güvenlik riski ortaya çıkarsa, sınırımızı korumak bizim hakkımızdır. Türkiye'ye karşı bir
terör tehdidi ya da riski meydana gelirse, her türlü adımı atmak hakkımızdır” diye konuştu.