Dışişleri Bakanı
Ahmet Davutoğlu,
Danimarka'da Roj TV ile ilgili alınan kararın bir
ilk adım olduğunu belirterek, "Şimdi beklentimiz idari makamlar tarafından bu kararın gereğinin yapılmasıdır" dedi.
Bakan Davutoğlu,
Tunus Dışişleri Bakanı Refik Abdüsselam ile görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, Danimarka yargısının Roj TV kararını değerlendirdi.
175 sayfalık bu kararı, doğru okuyup
analiz etmek gerektiğini söyleyen Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Her şeyden önce bu kararla
mahkeme,
PKK'yı
terörist bir
örgüt olarak niteliyor ve Roj TV'nin PKK adına
propaganda yaptığını tespit ediyor. Kanalın PKK tarafından
kontrol ve finanse edildiğini, Roj TV'nin PKK ile ilişkilerinin açık bir şekilde ortaya çıktığını tespit ediyor. Bu tespitler önemli ve verilen
para cezası bu tespitlere istinaden veriliyor."
Davutoğlu, bu para cezasının Roj TV'ye terör örgütünün propaganda kanalı olması nedeniyle verildiğini belirterek, "Mahkeme, Danimarka ceza kanununun
kapatma ile ilgili
yetki vermemesi dolayısıyla kapatma cezası veremediğini söylüyor ve bir anlamda Roj TV'ye
lisans veren Danimarka
radyo televizyon üst kuruluna konuyu
havale ediyor. Tabii ki bizim beklentimiz, çok doğru tetkikler ihtiva eden bu karar sonrasında Danimarka radyo televizyon üst kurulunun terörizme karşı açık bir tavır alarak, terörizmi destekleyen bu yayın kuruluşunun kapatılması yönünde adım atmasıdır. Bu bir ilk adımdır, ilk adımla tespit yapılmıştır. Danimarka iç hukukunun bir sonucu olarak şimdi beklentimiz, idari makamlar tarafından bu kararın gereğinin yapılmasıdır" diye konuştu.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu,
Suriye Devlet Başkanı Beşşer Esad'ın bugünkü halka sesleniş konuşmasının ithamlarla dolu ve zaman kazanmaya yönelik olduğunu söyleyerek, "Zamana oynayarak eski sistemin, eski düzenin, tek parti rejiminin, halkı
baskı altında tutan bir düzenin sürdürülmesinin mümkün olmadığını artık Suriye
yönetiminin anlaması lazım" diye konuştu.
Tunus Dışişleri Bakanı Refik Abdüsselam ile görüşmelerinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Davutoğlu, soru üzerine Esad'ın bugünkü konuşmasını değerlendirdi.
Bakan Davutoğlu, Esad'ın konuşmasında hem ithamlarda bulunduğunu hem de yeni bazı tarihler verme çabaları içinde olduğunu söyleyerek, şunları kaydetti:
"Her şeyden önce bizim Suriye yönetimine ve Sayın Esad'a mesajımız şudur: başkalarını itham etmek yerine halkını dinlemeli. Suriye yönetiminin birinci vazifesi başkalarını itham etmek değil, halkını dinlemek, halkının taleplerini yerine getirmek, halkını katletmek yerine, halkına
kulak vermek. Bunu yapmadıkça birkaç ayda bir yapılan hamasi televizyon konuşmaları ile halkın desteğini almak mümkün değil. Ayrıca dikkat ederseniz verilen takvimler sürekli öteleniyor ve sürekli yeni vaatlerde bulunuluyor. Bu da halkın güvenini daha çok sarsıyor. Zamana oynayarak eski sistemin, eski düzenin, tek parti rejiminin, halkı baskı altında tutan bir düzenin sürdürülmesinin mümkün olmadığını artık Suriye yönetiminin anlaması lazım."
Arap Ligi gözlemcilerinden ikisinin yaralanmasını da değerlendiren Davutoğlu, bugün öğleden sonra
Arap Birliği Genel Sekreteri
Nebil El Arabi ile görüştüğünü belirterek, aslında Arap Birliği gözlemcilerinin görevlerini tam olarak ifa edemediklerini, çok engellerle karşılaştıklarını bildirdi. Davutoğlu, son olarak yapılan saldırının bu misyonun sürdürülebilirliği açısından şüphe ortaya koyduğunu söyleyerek, imzalanan protokolün sadece gözlemcileri değil, Suriye ordusunun şehirlerden çıkmasını, tutukların serbest bırakılması gibi hususları da içerdiğini hatırlattı.
Davutoğlu, gelişmeleri yakından takip ettiklerini belirterek, Arap Birliği gözlemcilerine geçmiş olsun dileğinde bulundu.
Bu gözlemcilerin çalışmalarının amacının Suriye'ye barış getirmek olduğunu söyleyerek,
Türkiye olarak bu misyonu desteklemeye devam edeceklerini belirten Davutoğlu, "Arap Birliği orada görev yaparken hala orada kanın akıyor olması, kabul edilebilir bir durum değildir" dedi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Tunus halkının Yasemin Devrimi ile övünmesi gerektiğini, bu başarıyı sadece Tunus'un değil,
bölge halklarının ve Türkiye'nin başarısı olarak gördüklerini bildirdi.
Tunus Dışişleri Bakanı Refik Abdüsselam ile görüşmelerinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Davutoğlu, Tunuslu Bakan'ı Ankara'da ağırlamaktan çok mutlu olduğunu söyleyerek, ziyaretin sembolik önemde olduğunu çünkü Abdüsselam'ın ilk resmi
yurt dışı ziyareti olduğunu kaydetti.
Bunun kendileri için çok önemli olduğunu belirten Davutoğlu, ''Çünkü bölgemizdeki kardeş halkların büyük bir değişim sürecine girdiği bu dönemde Tunus'un başarısını sadece Tunus'un başarısı olarak değil, bölge halklarının ve Türkiye'nin de başarısı olarak görüyoruz'' dedi.
Davutoğlu, Tunus'ta bir yıl içinde katedilen mesafenin Tunus halkı için onur verici olduğunu söyleyerek, ''Tunus halkı ne kadar övünse, biz onları ne kadar
tebrik etsek azdır'' diye konuştu. Kendisinin de üstadı olarak gördüğü İbni Haldun'un torunlarına
siyaset dersi vermeye kimsenin gücü yetmeyeceğini ifade eden Davutoğlu, şimdi de bu torunlardan birini Ankara'da ağırlamaktan çok memnun olduğunu bildirdi.
Bakan Davutoğlu, Türkiye-Tunus ilişkilerinin köklü ilişkiler olduğunu söyleyerek, iki
ülke bayraklarının birbirine çok benzediğine işaret etti ve başka bir ülkeyi ziyaretinde Türk ve Tunus bayraklarının karıştırıldığını, bu yanlışlık üzerine kendisinin de ''Ben o bayrağı da temsil ederim, onlar da bizimkini temsil eder. Biz birbirimizi bu kadar dost ülkeler olarak görüyoruz'' dediğini aktardı.
Görüşmelerde hem ikili hem de bölgesel konuları ele aldıklarını belirten Davutoğlu, iki ülke arasında imzalanan
Eylem Planı ile 2012 için
yol haritası çizdiklerini, buna göre karşılıklı ziyaretler yapılacağını, hemen imzalanması düşünülen 15
anlaşma ile de hukuki çerçeveyi tamamlamak istediklerini bildirdi. Davutoğlu, asıl hedeflerinin iki ülkenin kuruluşlarının iç içe geçmesi ve tek bir
heyet gibi faaliyet göstermesi olduğunu söyleyerek, Dışişleri Bakanlığının bütün imkanlarının Tunus'a açık olduğunu, oluşturulacak bir çalışma grubu ile ziyaretlerin altyapısının hazırlanacağını kaydetti.
Davutoğlu, ''14 Ocak Yasemin Devrimi'nin hemen eşiğindeyiz, bu sürecin adı gibi yaseminler açarak devam etmesini diliyoruz'' ifadesini kullandı.
-İlk resmi ziyareti-
Tunus Dışişleri Bakanı Abdüsselam de ilk resmi ziyaretini Türkiye'ye yaptığını ancak Türkiye'yi yurt dışı olarak görmediklerini söyleyerek, iki ülkenin tarihe dayanan uzun bir dostluğu bulunduğunu kaydetti.
İki ülke arasında pek çok açıdan büyük benzerlikler bulunduğunu hatırlatan konuk Bakan, bu nedenle Türkiye ile olan ilişkilerinin kendileri için çok önemli olduğunu ifade etti. Sadece geçmişe odaklanmamak, geleceğe bakmak gerektiğini dile getiren Abdüsselam, iki ülkenin pek çok alanda işbirliğine giderek parlak bir gelecek inşa edebileceğini bildirdi.
Abdüsselam, bu çerçevede sanayi, altyapı,
hizmet sektörü, turizm gibi pek çok alanda somut işbirliğine gidilebileceğini, Tunus'un yatırımcılar için de çok cazip bir ülke olduğunu belirtti.
Konuk Bakan, Tunusta ilk kez seçimle iktidara gelen bir yönetim bulunduğuna dikkati çekerek, bazı sıkıntıların olmasına rağmen
siyasi istikrar sağlandığını, ülkenin güvenli bir yer olduğunu, her alanda Türkiye ile işbirliğine gitmeye ve ticaret hacmini artırmaya hazır olduklarını vurguladı. Abdüsselam, yolsuzlukla mücadele ettiklerini, dürüst bir
ekonomik ortak kurmak için çabaladıklarını, kurumlarını güçlendirerek demokrasiyi yeşerteceklerini söyledi.
Konuk Bakan, ''Türkiye'nin tecrübelerinden öğreneceğimiz çok şey var. Türkiye hızla kalkınan, bölgesel bir güç. Sadece Tunusluları cezbeden bir ülke değil, aynı zamanda bütün bölgeyi cazibesi altına almış büyük bir güç. Türkiye'den öğrenecek çok şeyimiz var, tıpkı Sayın Davutoğlu'ndan öğrendiğimiz şeyler gibi'' diye konuştu.
Abdüsselam, Suriye ile ilgili olarak da
insan hakları ihlalleri ve sivillerin katledilmesine karşı olduklarını söyleyerek, Suriye'de normalleşme için halkın taleplerinin dinlenmesi gerektiğini, Suriye halkının taleplerinin de Tunus halkınınkiler ile benzer olduğunu bildirdi. Konuk bakan, bu sorunun dış müdahaleler olmadan çözümlenmesinin önemine dikkat çekerek, bu dönüşümün ülkenin kendi içinde gerçekleşmesi gerektiğini kaydetti.
Konuk Bakan, bu bölgenin iç içe geçmiş bir coğrafya olduğunu da söyleyerek,
demokratikleşme süreçlerinde artık geriye dönüş olmadığını, hangi ülkede yaşanırsa yaşansın bu sürecin ileriye gideceğini sözlerine ekledi.
AA