TBMM Başkanı
Cemil Çiçek,
tutuklu milletvekilleri konusunda, ''
Anayasa ve yasalar çerçevesinde çözüm aramaya çalışıyoruz. Eğer anayasa ve yasalar bundan daha öte bir çözüme imkan vermiyorsa, o noktada yapılabilecek çok fazla bir şey gözükmüyor'' dedi.
Çiçek, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Çiçek, ''(Tutuklu milletvekilleri) Muhalefetin önerilerine
AK Parti kapıyı kapattı. Bundan sonra nasıl bir süreç izlenecek? Muhalefetin sizden bilgilendirme talepleri olmuştu, buna nasıl bakıyorsunuz?'' sorusu üzerine, ''Bu konuyla ilgili konuşulmadık ne kaldı bilemiyorum'' dedi.
Muhalefetin görüşlerini ifade etmeye çalıştığını,
iktidar partisi sözcüleri ve
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, bu işin çözüm yerinin yargı olduğunu ifade ettiğini kaydeden Çiçek, ''Benim aldığım ve alacağım bilgi de bu olacaktı. Zaten bu açıklanmış oldu. Dolayısıyla bundan sonra ne yapılabilir? Biz neyi yapıyorsak ve neyi yapacaksak, Anayasa ve yasalar çerçevesinde çözüm aramaya çalışıyoruz. Eğer anayasa ve yasalar bundan daha öte bir çözüme imkan vermiyorsa o noktada da yapılabilecek çok fazla bir şey gözükmüyor'' diye konuştu.
Çiçek, başka bir gazetecinin, ''Anamuhalefet partisinin size yönelik bir eleştirisi oldu'' sözleri üzerine, şunları kaydetti:
''
Meclis Başkanı olduktan sonra olabildiğince siyasi partilerin genel başkanları ve sözcüleriyle ya da başkaca bir makam ve kişiyle,
yerli yersiz polemiğe girmek istemedim. Zaman zaman çok ağır eleştiriler hatta eleştiriyi aşan ifadeler kullanılmış olmasına rağmen, dedim ki
Meclis Başkanı, birlikte çalıştıkları, aynı
çatı altında görev yaptıkları insanlarla ulu orta tartışmaya girmesi doğru olmaz. Hatta başka konularla ilgili soru sorduğunuzda da 'bunlar benim görev alanıma girmiyor' demek suretiyle, hem Meclis Başkanlığı'nı yerli yersiz tartışmaya açmamak hem de zaten Türkiye'de herkes birbirleriyle dalaşmış vaziyette, bir de bunun ortasına, kenarına Meclis Başkanlığı'nı getirtip oturtmak istemedim. Ancak bütün bu sabrıma rağmen, geçmişte de çok ağır haksız, hatta seviyesi de çoğu zaman düşmüş olan ifadeler kullanılmaya çalışıldı. Kimse siyasi problemlerin çözümünün tamamını benden bekleyemez. Benim Anayasa ve İçtüzük'te görevlerim bellidir. O görevlerle ilgili olan bir husus varsa ki 14. madde çok açıktır.
Eğer beni eleştirenler, bu maddeleri bilerek bu türlü ifadeler kullanıyorlarsa, bu son derece yakışıksızdır ve asla kabul edilemez. Hele hele bunu bir siyasi partinin genel başkanı söylüyorsa, ben ona yakıştıramam. Eğer bilmiyorlarsa o takdirde de bu çok cahilce bir değerlendirme olur. O da zaten siyasetle bağdaşabilecek bir husus değildir. 14. madde açık, orada benim 10 tane görevim var. Onun dışında ne yapabileceğimi söylemeleri lazım ya da bu konuda ilave
yetki vermeleri lazım. Yetkim olmayan noktada, herkes özellikle kendilerinden kaynaklanan ve kendilerinin çıkardığı bir problemin çözümünü benden istiyorlarsa, o zaman üsluplarına biraz da dikkat edilmesi lazım. Eğer bugün bazı sorular
cevap bulamıyorsa, bazı sorunların da çözümü bulunamıyorsa, maalesef siyasetin bugün çok sert ve şiddetli, üslubunun da son derece kötü olmasından kaynaklandığını da herkesin vicdanında bir tartsın.''
Çiçek, bir gazetecinin, ''BDP Grup
Başkanvekili Hasip Kaplan'ın geçen hafta Genel Kurul'da söylediği sözleri'' hatırlatması üzerine, ''Meclis kürsüsünden o türlü lafların söylenmesini doğru buluyor musunuz? Kamuoyu bunları doğru bulmuyor'' dedi.
Bu konularla ilgili sayısız değerlendirmeler ve eleştiriler geldiğini ifade eden Çiçek, ''Herkesin üslubuna dikkat etmesi lazım. 67. madde açık, Genel Kurul'da neyi konuşuyorsak, kaba olmayacak, yaralayıcı olmayacak. Eğer bir beyanı kaba ve yaralayıcı buluyorsanız, onun teyidi ayrıca benden beklemeyin. Netice de kaba kabadır, yaralayıcı yaralayıcıdır. Temiz bir üslupla konuşulması gerekir. Kimseyi kırmadan, incitmeden de
temiz bu üslupla konuşulabilir. İnanıyorum ki bunları konuşanlar da sonunda keşke demeseydim diyor ama iş işten geçiyor'' dedi.