Çorum'da düzenlenen ''Yerel ve Bölgesel
Medya Buluşması''nın
sertifika törenine katılan Arınç, daha sonra
İskilip ilçesine geçti. Burada ''
Basın-Yayın ve Gazeteciler Hatıra Ağaçlandırması'' kapsamındaki
fidan dikim töreninde bulunan Arınç, Yoğurtpazarı Meydanı'nda halka hitap etti.
Yakın tarihe ilgi duyduğu için yıllardır, ''Nadide, ahlaklı insanların yetiştiği'' İskilip'i ziyaret etmek istediğini belirten Arınç, ''Bu beldeden hep manevi dünyamızın insanları, sanatkarlar, çalışkan insanlar, vatanına
hizmet eden insanlar yetişmiş. Akşemseddin de Atıf Hoca da İskiliplidir, bu kahramanlar tarihin
altın sayfalarında yazılı'' diye konuştu.
Cuma namazı sırasında bir vatandaşın kendisine verdiği ve ilçede yetişen manevi insanların konu edildiği şiiri okuyan Arınç, üç şey için söz verdiklerini anımsatarak, şöyle devam etti:
''
Yolsuzluk,
yoksulluk ve yasaklar olmayacak. İnsanlar özgürleşecek, fikirlerini daha özgür ifade edebilecek. Üçünü de yaptık. Özürlülere evde bakıyoruz, başka sosyal yardımlara da devam ediyoruz. İnsanımız rahat bir noktaya geldi. Yolsuzluk bizden önce vardı, o başkalarının işi. Onlar yolsuzluk batağına girdi, biz yol yaptık. 6 yılda 15 bin kilometre yol yaptık. Bütün yollarımızı bölünmüş yol yapıyoruz, otoyol yapıyoruz. Yetmedi, Marmara'nın üstünden üçüncü köprüyü geçireceğiz. Bizim işimiz yol yapmak, eksik kalanları da ustalık dönemimizde bitireceğiz. Hiçbir tereddütünüz kalmasın.''
Arınç, iktidarları öncesinde
bakanlık sayısının 38'e kadar çıktığını ifade ederek, ''20 devlet bakanlığı vardı. Her bankanın bir devlet bakanlığı vardı,
gübre bakanlığı vardı. 38 bakanlığı 24'e indirdik'' dedi.
''Dünyada iki büyük var, biri Çin biri
Türkiye'' diyen Arınç, ''Çalışıyoruz,
Allah da veriyor. Siz
helal işlerin peşinde olursanız Allah da verir. Hazinemizi havuzda topluyoruz, kaçak yok. 2023'te kişi başına 25 bin dolar
milli gelir hedefliyoruz. Üreteceğiz, koşacağız, herkesin yüzü gülecek, biz yolsuzluk yapmıyoruz, işimiz bu'' ifadesini kullandı.
'Menderes ve iki arkadaşını asanların adını kimse hatırlamıyor'
Arınç, şöyle konuştu:
''Türkiye'de demokrasiyi hazmedememiş, hala milletin iradesine 'onlar ne bilir, onlar cahil sürüleridir, ülkeyi aslında bizim yönetmemiz gerekir' diye düşünenler vardı. 10 senede bir
darbe yapmayı, arada bir
muhtıra vermeyi, sık sık da müdahalede bulunmayı
tercih ediyorlardı. '
Millet ne bilir, her şeyi biz biliriz, bizim istediğimiz gibi giyineceksin, bizim söylediğimizi düşüneceksin, o zaman cumhuriyetçi, çağdaş olursunuz' sözlerini işitiyorduk. Evet, her yerde '
Egemenlik kayıtsız şartsız milletin' yazıyordu ama uygulanmıyordu. Ülkemizde 27 Mayıs'ı hatırlayın, halkın sevgilisi rahmetli Adnan Menderes'i iki arkadaşıyla idam sehpasına götürdüler. Onun sevgisi tüm Türkiye'nin gönlünde yaşıyor ama onu asanların, onu mahkemede rezil rüsva etmeye çalışanların bugün kimse adını hatırlamıyor, hatırlayanlar da yüzlerine acıyarak bakıyor, sokağa bile çıkamıyorlar.''
'Bu ülkede artık darbe olmayacak'
Türkiye'nin yakın siyasi tarihine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
''10 yıllık bir dönemi kapatıp darbelerle yeni bir dönemi başlattılar. 20 sene sonra yine ihtilal, yine
Meclis'e el koydular. 12
Mart muhtırası, 28 Şubatlar, cuntacılık hareketleri, bunlar bizim yüzümüzü ağartmadı, insanlar idam sehpalarında yargılandı, idam edildi, hep mutsuz oldu ama
AK Parti bunlarla mücadele etti. Anayasayı değiştirdik, bir Batı ülkesinde
sivil-asker ilişkisi nasıl olacaksa, askerin asli görevinin
yurt savunmasını en iyi şekilde yapmak olduğunu dünyaya ilan ettik. Bugün de görüyoruz ki şerefli komutanlarımızın yönetiminde TSK artık günlük politikanın içinde değildir. Bir yandan terörle mücadelede, bir yandan ülkenin bağımsızlığını koruma konusunda tarihteki misyonunu yerine getiriyor.
Hükümet ülkeyi yönetiyor, silahlı kuvvetler de kendi görev alanında görevini yapıyor. Yani şunu söylemek istiyorum, artık Türkiye'de bundan sonra kimsenin kimsenin kulağına fısıldamasına ihtiyaç olmayacak, bu ülkede artık darbe olmayacak, bu ülkede artık cunta olmayacak.''
''Misafirler 'darbe olur mu' diye soruyordu''
Arınç, 5 yıl Meclis Başkanlığı yaptığını anımsatarak, ''Yurt dışından gelen misafirlerimiz her şeyi beğendi ancak kulağıma fısıldayıp, çok acıyla söylüyorum 'darbe söylentisi var, ne diyorsunuz, darbe olur mu' diye sorduklarında yüzümün kızardığını hissederdim. O tarihte bile gelenler Türkiye'de bir şeyler olacağını düşünüyorlardı. Ama artık büyük bir kararlılıkla 'Hayır, Türkiye bundan sonra demokratik bir hukuk devletidir, böyle bir devlette kimse darbe yapmayı gönlüne ve gözüne koymasın' demiştik. Bugün onun da gerçekleştiği bir gündür'' dedi.
Meçhul olayların üstüne gittiklerini vurgulayan Arınç, şunları kaydetti:
''Faili meçhuller vardı, milleti birbirine kırdıran zihniyet çok büyük kötülük yapmıştı, ülkemizde onlarla mücadele ediyoruz. Hatta daha gerilere gittik, Dersim isyanında silahlı gücün halka karşı nasıl tavır aldığını, bombalarla, gazlarla mağaralara kıstırıp öldürdüklerini belgelerle ortaya koyduk. Bu ülkede yaşanmış bütün siyasi amaçlı cinayetleri aydınlatmak görevimizdir. Biz milletin oylarıyla buraya geldik. 'Allah'ım kalmasın alemde hiçbir hakikat gizli' diye bu yola çıktık. O yüzden bütün kara olayların müsebbiplerini ortaya koyacağız, onlardan, darbelerden nasıl hesap soruyorsak, tarih önünde yüzleşeceğiz ki tekrar ülkede bu cinayetleri işlemeye yeltenenler veya aklından geçirenler ayağını denk alsın.''