İstanbul 13. Ağır
Ceza Mahkemesi'nce,
Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan salonda görülen duruşmada
savunma yapan tutuksuz
sanık Bekir Çelik, hakkındaki suçlamaları reddederek, beraatini talep etti.
Savunmasının ardından
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel'in sorularını yanıtlayan Çelik, gözaltına alındığında üzerinde bulunan
kalem silahın
suikast silahı olduğunu bilmediğini öne sürdü.
Çelik, bu suikast silahının,
Ermeni cemaati lideri Minas Durmazgüler'e suikast yapmak amacıyla kendisinde bulunduğu iddialarını da kabul etmedi.
Bu silahın tek mermisi olduğunu, denemek için patlatmaya çalıştığını ancak o merminin de patlamadığını söyleyen Çelik, silahı Adnan adlı
arkadaşının 2006'da kendisine
hediye ettiğini kaydederek, ''Bu arkadaş daha sonra rahmetli oldu. Şu anda soyadını hatırlamıyorum'' dedi.
Savcı Pekgüzel'in, ''Bir
hastalığınız var mı? Elleriniz titriyor da'' şeklindeki sorusuna Çelik, ''Yok. Böyle bir durumla ilk kez karşılaşıyorum. Heyecandandır'' yanıtını verdi.
Sivas'ta 1994'ten 2001'e kadar ülkü ocağı başkanlığı yaptığını belirten Çelik, kendisinden sonra da
ocak başkanlığına davanın sanıklarından
Oğuz Bulut'un geçtiğini söyledi.
-Sanık Garip İrfan Torun-
''Terör örgütü üyeliği benim için kara bir lekedir'' diyerek savunmasına başlayan tutuksuz sanık Garip İrfan Torun, davanın sanıklarından bazılarının vatana ve millete
hizmet ettiğini söyledi. Torun, bu ülkenin bayrağının yanına başka
bayrak dikmek isteyenler dışarda geziyor iken, vatanına, milletine ve ülkesine hizmet etmiş insanların yargılandığını söyleyerek kendisinin beraatini talep etti
Savunmasının ardından soruları yanıtlayan Torun, 2007-2009 yılları arasında ruhsatsız silah taşımaktan mahkumiyet aldığını anlattı.
''
Ergenekon'' soruşturmasında İbrahim
Şahin'in gözaltına alındığını basından öğrendiğini dile getiren Torun, ''Şahin'in bana sattığı silah acaba bir suça karışmış mıdır düşüncesiyle Sivas'ta
emniyet yetkililerine silahı teslim ettim.
İbrahim Şahin'den silahı 1800 TL'ye aldım. İbrahim Şahin, geçmişi şanlı biri. O silahı alırken aklıma kötü bir şey gelmedi'' ifadesini kullandı.
Sanık Torun, İbrahim Şahin ile 2003'te tanıştıklarını ve Şahin'in, oğlunun kirvesi olduğunu belirterek, ''Şahin, toplumu birleştirici konuşmalar yapan biriydi. Şahin'in
Alevi cemaatleri liderlerine suikast yapacağı iddia ediliyor. Ben o iddialara da katılmıyorum. Şahin, kendisinin de Alevi olduğunu söylerdi. Ayrıca devlet bünyesinde
terörle mücadele birimi kurulacağı ve İbrahim Şahin'in de bu birimin başına getirileceği Sivas'ta konuşuluyordu. Bence İbrahim Şahin'i bu konuyla ilgili birileri kandırmış olabilir, çünkü hasta ve kulakları iyi duymuyor'' diye konuştu.
Duruşmada verilen aranın ardından
mahkemeye gelen evrakı okuyan Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan
Hüseyin Özese,
BDP Grup
Başkanvekili Hasip
Kaplan ile bağımsız milletvekilleri
Ahmet Türk ve
Aysel Tuğluk'un, avukatları aracılığıyla dilekçe sunarak davaya müdahil olma talebinde bulunduklarını açıkladı.
Kaplan, Türk ve Tuğluk, daha önce de müdahil olmak için başvurmuş, ancak mahkeme talebi reddetmişti.
Mahkeme heyeti, sanık savunmalarına ara vererek, duruşmayı 10
Mayıs Perşembe gününe erteledi.
Bu arada, davanın
tutuklu sanıkları eski
Genelkurmay Başkanı
emekli Orgeneral İlker Başbuğ ve emekli Orgeneral Hurşit Tolon'un, mahkemeye mazeretli sayılmalarını talep eden bir dilekçe göndererek duruşmaya katılmadıkları öğrenildi.