Yargıtay Hukuk Genel
Kurulu, eski
CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal'ın 2009 yılında Sinop'ta yaptığı mitingde
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan'a atfen söylediği ''
maganda'', ''külhanbeyi'' ve ''adam olamadın'' sözleri Erdoğan'ın kişilik haklarına saldırı olarak kabul etti. Baykal, Erdoğan'a 10 bin lira
manevi tazminat ödeyecek.
Deniz Baykal, CHP Genel Başkanlığı sırasında 28
Şubat 2009'da Sinop'ta yapılan
seçim mitinginde Başbakan Erdoğan'a ''üslubu maganda, külhanbeyi üslubu'', ''başbakan olmuşsun ama adam olamamışsın'' şeklindeki sözleri nedeniyle Başbakan Erdoğan, Baykal hakkında 100 bin liralık tazminat
davası açtı.
Dava dilekçesinde Baykal'ın sözlerinin yazılı ve görsel basında büyük yankı uyandırdığı ve geniş yer bulduğu belirtilerek, bu sözlerin Erdoğan'ın kişilik haklarına
tecavüz, şeref, haysiyet ve onuruna yönelik gerçek dışı, fevkalade ağır hakaretler olduğu savunuldu.
Ankara 13.
Asliye Hukuk Mahkemesi Baykal'ın sözlerinin siyasi sert
eleştirilerin dışında kaldığını, davacıyı halkın gözünde
küçük düşürücü nitelikte ve davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu sonucuna vararak, Baykal'ın manevi tazminat ödemesine karar verdi. Yerel
mahkeme ''tarafların mali ve sosyal durumları, paranın satın alma gücü, hukuka aykırılığın meydana geliş şekli, bunun davacıda yaratacağı elem ve üzüntünün derecesi nazara alındığında istenen tazminatın fazla görüldüğünü'' belirterek, ''Duyulan manevi acının dindirilmesi için'' 10 bin lira tazminatın yeterli olacağına hükmetti.
Kararın temyiz edilmesi üzerine
dosyayı görüşen Yargıtay 4.
Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu.
Daire, Baykal'ın konuşması bir bütün olarak incelendiğinde bir muhalefet partisinin genel başkanının seçim toplantısında davacının başbakan olarak görev aldığı hükümetin iş ve eylemlerine yönelik eleştiriler yönelttiği, bu konudaki düşünce ve görüşlerini açıkladığı sonucuna vardı. Dairenin bozma kararında, ''genel başkanı olduğu siyasi parti ve kendisi hakkında eleştirilerde bulunan davacının kişilik haklarına yönelik olmayan sert eleştirilerde bulunduğu, siyasi bir kişilik olan davacının hakkında yapılan sert eleştirilere katlanması gerektiği, konuşmanın tümünün eleştiri sınırları içinde kaldığı'' ifade edildi.
Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesi, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin bozma kararına uymayarak, ilk kararında direndi. Direnme kararının da temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'na gitti. Kurul, yerel mahkemenin davalı Deniz Baykal'ın söylediği sözlerin davacı Erdoğan'ın kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu ve manevi tazminattan sorumlu tutulması gerektiği yönündeki direnme kararını uygun bularak dosyayı 4. Hukuk Dairesi'ne yeniden incelenmek üzere gönderdi.
Deniz Baykal'ın Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun düzeltilmesi istemiyle yaptığı başvuruyu da ele alan kurul, oy birliği ile karar düzeltme istemini reddederek, yerel mahkemenin direnme kararını onadı.