Alparslan Türkeş,
ölümünün 15. yılında Beştepe'deki kabri başında düzenlenen
törenle anıldı.
Törene Bahçeli ile birlikte
Tuğrul Türkeş, MHP
Başkanlık Divanı, milletvekilleri,
sivil toplum örgütü temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.
Tören öncesi ve sonrası Kur'an-ı Kerim okunurken Bahçeli, Türkeş'in mezarına kırmızı-beyaz çiçekler bıraktı ve dua etti. Bahçeli ayrıca kabre Türkeş'in
doğum yeri olan Kayseri'nin
Pınarbaşı ilçesi Köşkerli köyünden getirilen toprağı da serpti.
Daha sonra bir konuşma yapan Bahçeli, ''Karlı bir günde gözyaşları ve niyazlar eşliğinde onu ebediyete uğurlamıştık. Rahmetli Türkeş Bey, tam 15 yıl önce bir
yıldız gibi içimizden, yanımızdan kayıp gitmişti. Ama hala bir sancak gibi ufkumuzun ve yüreğimizin zirvelerinde dalgalanmakta; aziz emanetleriyle ve bizlere
miras bıraktığı fikirleriyle pusulamız olmaya devam etmektedir'' dedi.
'Soğukkanlı ve itidalli tavrı'
Devlet Bahçeli, Türkeş'in en karanlık dönemlerinde bile gösterdiği soğukkanlı ve itidalli tavrı, birlikten, kardeşlikten yana koyduğu tercihi, fitne çarkını çeviren ideolojik akımlara ve
eylem türlerine gösterdiği tavizsiz yaklaşımının hiçbir zaman unutulmayacağını belirterek, şunları söyledi:
''Merhum Türkeş Bey, devlet ve
siyaset hayatında ideal, ahlak, ülkü ve erdem noksanlığını gideren, bu alanlardaki boşluğu sabırla dolduran millete mal olmuş bir değerdir. Tesadüflerin lütfunu beklemeyen, bağışların veya ikramların arayışında olmayan bir şuur insanıdır. Ülke ve dünya meselelerini bütün tecrit ve teşhis haysiyetiyle kavrayan, millet varlığının korunmasını ve güçlendirilmesini hedeflerinin öznesi yapan bir
dava ve gönül insanıdır. Uygun fırsat kollamaktansa, riskleri peşinen kabul ederek fırsat oluşturmanın; şans gözlemektense alın teri ve hamiyet mücadelesiyle yol çizmenin, alan oluşturmanın nasıl olabileceğini
merhum Türkeş Bey'de görmemiz mümkündür.
Siyasete seviye getiren üslubu, fikir mücadelesine derinlik kazandıran tarzı ve müdahalesi, aynı zamanda çağı ve insanlığı
Türkçe okuma ve anlama kaygısı her zaman takdir edilmesi gereken özelliklerindendir. Kendisi yaşarken, her durumda ahlaki buhrana dikkat çekmiş, toplumu saran manevi boşluğun tehlikelerine göndermede bulunmuş; toplumsal huzurun ahlaklı ve dürüst insanlarla temelleneceğini ifade etmiştir.
Ülkemizin en karanlık dönemlerinde onun soğukkanlı ve itidalli tavrı, birlikten, kardeşlikten yana koyduğu tercihi, fitne çarkını çeviren ideolojik akımlara ve eylem türlerine gösterdiği tavizsiz yaklaşımı hiçbir zaman unutulmayacaktır.''
'Yaktığı dokuz ışık, yolumuzu aydınlattı'
Bahçeli, Türkeş'in ömrünü Türk milletine adadığını, Türk milliyetçiliğini bayraklaştırdığını ifade ederek, ''İnanmışlığın ve saldırılara aldırmayan bir cesaretin hakkını ödeyebilmenin'' çok zor olduğunu vurguladı.
Alparslan Türkeş'in verdiği
demokrasi mücadelesinin, meşruiyet çizgisinden ayrılmayan yöntemi ve Türk siyasetinin denge ve nirengi noktası olmasının taraflı-tarafsız herkesin üzerinde
ittifak ettiği gerçeklerden olduğunu anlatan Bahçeli, şunları söyledi:
''
Vatan topraklarına emanet edilişinin üzerinden 15 yıl geçmesine rağmen artan bir sevgi ve özlemle hem dava arkadaşlarımın hem de aziz milletimizin sahiplenmesi düşüncelerinin haklı, tavsiyelerinin samimi ve sözlerinin isabetli olmasından kaynaklanmaktadır. Türkeş Bey; öngörü ve uzak görüşlülüğünü geniş vizyonuyla çakıştırmış, yaktığı dokuz ışıkla hepimizin yolunu aydınlatmıştır. Nitekim milli kimlik ve milli birlik konusundaki tacizlerin bugünkü gibi tırmanmadığı ve alenen yıkılmaya çalışılmadığı dönemlerde bile o içinde bulunduğumuz vahim gelişmeleri görebilmiş, Türk milletine musallat olacak tehlikeler konusunda daha o yıllarda
ülkemizi uyarmıştır. Bu itibarla mücadeleci kişiliği, yılmayan ve vazgeçmeyen mizacı, kötümserliğe set çeken karakteri kendisini ülkücülerin
başbuğu yapmıştır.''
'Ne iktidar baskısı, ne eşbaşkanların oyunları'
MHP Lideri, Türkeş'in Türk milliyetçiliğinin siyasal alana donanımlı bir biçimde girmesinde,
teklif ve çağrılarıyla millete seslenmesinde çok önemli bir kişilik olduğuna işaret etti.
Onun liderliğinde ülkücülerin Ötüken'den Ankara'ya, Çin Seddi'nden
Adriyatik kıyılarına heveslerini, arzularını ve önerilerini tebliğ ettiğini, daha iyi bir
yaşam, daha huzurlu ve kudretli bir millet gerçeği için var gücüyle uğraştığını anlatan Bahçeli, şunları kaydetti:
''İhtilal dönemlerinin acımasızlıkları, kökü dışarıda, başı içeride bulunan vicdansızlıkları yeminlerimizden ve amaçlarımızdan bizi çok
şükür döndürememiştir. Ne iktidar baskısı, ne eşbaşkanların oyunları ne de küresel tezgahların pespayelikleri bizden istenilen tavizleri alamamıştır. Ara rejim yönetimlerinin
demir parmaklıkları, çilehaneleri, ölüm makineleri ve alçaklıkları en başta ülkücüleri pusturmaya ve
tasfiye etmeye ayarlı olsa da hamdolsun başarı elde edilememiştir.
Türkeş Bey'in sabrı, dava arkadaşlarımızla birlikte sergilediği azim ve dayanma gücü tüm saldırı oklarını kırmış ve belaları muhataplarına iade etmiştir. Uzlaşmanın çekiciliği, anlaşmanın güzelliği ve Türk milletini aydınlık yarınlara götürme gayesi onun nefesiyle ve dokunuşuyla daha da anlam kazanmış ve mesafe almıştır.''
Bahçeli'nin
anıt mezardan ayrılmasının ardından törene katılanlar da Türkeş'in mezarı başında dua etti.