Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan,
İstanbul Beyoğlu'nda meydana gelen patlamayla ilgili olarak, ''
Türkiye ekonomisi büyürken, Türkiye ekonomisi küresel
krizde son derece başarılı bir performans izlerken böyle saldırıların yapılması çok ama çok manidardır. Hiç kimse beyhude uğraşmasın, çabalamasın. Hiç kimsenin Türkiye'nin bu kutlu yürüyüşünü yavaşlatmaya, istikrarı bozmaya gücü yetmez ve yetmeyecektir'' dedi.
Erdoğan,
Merkez Bankası'nda düzenlenen
Türk Lirası Simge Tanıtım Programında yaptığı konuşmaya, bugün İstanbul Beyoğlu'nda meydana gelen patlamada yaralananlara ve Türk Milletine geçmiş olsun dileğinde bulunarak başladı. Erdoğan, ''Bu saldırıyı gerçekleştiren caniler şunu iyi bilmelidir ki emellerine hiçbir zaman ulaşamayacaktır. Ülkenin istikrarına, birlik ve kardeşliğine asla zarar veremeyeceklerdir'' dedi.
Bugünkü törende, Türkiye'de 9 yıldır büyük bir hassasiyetle korudukları istikrarın somut bir sonucunu dünyaya tanıtmak için toplandıklarını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
'Bugün istikrar sürecinin ve
ekonomik gelişmenin, ekonomideki küresel başarının bir sonucunu hep birlikte değerlendiriyoruz, hep birlikte coşkuyla karşılıyoruz. Türkiye ekonomisi büyürken, Türkiye ekonomisi küresel krizde son derece başarılı bir performans izlerken böyle saldırıların yapılması çok ama çok manidardır. Hiç kimse beyhude uğraşmasın, çabalamasın. Hiç kimsenin Türkiye'nin bu kutlu yürüyüşünü yavaşlatmaya, istikrarı bozmaya gücü yetmez ve yetmeyecektir. Terörle en kararlı şekilde mücadeleye devam edeceğiz. Milletimizin desteğiyle, hayır duasıyla tüm güvenlik birimlerimizin, tüm kurumlarımızın koordinasyonuyla
terör bu mücadelemiz karşısında inanıyorum ki her geçen gün kan kaybetmeye devam edecektir. Sorumlular da inşallah en kısa sürede yakalanacak ve adalete teslim edilecektir. Yaralı polislerimize ve vatandaşımıza Allah'tan acil şifalar diliyor, milletimize, Emniyet Teşkilatımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.''
Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan, ''9 yıl boyunca yaptığımız gibi önümüzdeki dönemde de 3 alandaki istikrardan asla taviz vermeyeceğiz. Siyasi istikrarı,
fiyat istikrarını ve
finansal istikrarı en güçlü şekilde muhafaza etmeye devam edeceğiz. Tıpkı 9 yıl boyunca olduğu gibi önümüzdeki dönemde de, mali disiplinden, disiplinli maliye
politikalarından ve disiplinli finans sektörü politikalarından asla taviz yok'' dedi.
Erdoğan, Merkez Bankasında düzenlenen Türk Lirası Simge Tanıtım Programında yaptığı konuşmada, TÜİK'in 2011 yılına ilişkin açıkladığı istihdam oranlarını değerlendirdi. Bir önceki yıla göre yüzde 2,1 puanlık bir düşüş gerçekleştiğini belirten Başbakan Erdoğan, yüzde 9,8 seviyesine inen işsizlik oranının umutları daha da çoğalttığını ifade etti.
Türk Lirası'na ilişkin değerlendirmelerde bulunan, Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Şu andaki paramız itibarı temsil ediyor. Şu andaki paramız, gücü, bağımsızlığı, gururu temsil ediyor. Bugün artık
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ay yıldızlı bayrağımızla, pasaportumuzla olduğu kadar cebindeki, cüzdanındaki parasıyla da gurur duyuyor. Hatırlayın o döviz bürolarını... Her köşe başında döviz büroları yok muydu? Niye döviz büroları vardı? Çünkü bizim paramızın değeri yoktu. Maaşı alan döviz bürosuna koşuyordu para değer kaybetmesin diye. Akşamdan sabaha para değer kaybediyordu. Şimdi o döviz bürolarının neredeyse tamamına yakını kapandı. Artık onlara ihtiyaç yok. Çünkü paramızın gücü var, onuru var, haysiyeti var.
İşte bugün de yine tarihi bir adım atıyor ve artık paramıza, ülkemizde olduğu gibi tüm dünyada kullanılacak, yeni bir simge kazandırıyoruz. Tıpkı ABD dolarının olduğu gibi, tıpkı Avro'nun, Yen'in olduğu gibi, artık Türk Lirası'nın da bir simgesi var. Simgenin bir çıpaya benzemesi, paramızın, kıymet saklama aracı olarak güvenli bir
liman olduğunu vurguluyor. Yukarı doğru kıvrımlı çizgiler de paramızın yükselen bir değer olduğunu sembolize ediyor. İnşallah, başta Merkez Bankamız olmak üzere tüm kurumlarımızın, medyamızın,
sivil toplumun, tek tek vatandaşlarımızın çabasıyla, bu simgeyi tüm dünyada tanınan bir simge haline getireceğiz. Bilgisayarlarda artık bu simgenin çıktığı tuşlar olacak. Yıl boyunca yürütülecek
kampanya neticesinde, umuyorum ki bu simge de zihinlere yerleşmiş olacak.
Paradan sıfırların atılması, paraya bir simge kazandırılması,
altını çizerek söylüyorum, asla ve asla sadece
teknik bir
operasyon değildir. Paramıza yeniden itibar ve değer kazandırılması, bir milletin, bir ülkenin yeniden uyanması, şahlanması ve 'ben de varım' diyerek küresel bir aktör olarak öne çıkmasıdır.''
-''Çetelerle 9 yıldır amansız şekilde mücadele veriyoruz''-
Türkiye'nin, 9 yıl boyunca, yaptığı reformlarla, attığı adımlarla ve aldığı tedbirlerle paranın değerini, ülkenin itibarını muhafaza ettiğini ve daha da güçlendirdiğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, Yusuf Has Hacip'in 11. yüzyılda devlet adamlarına öğütler verdiğini,
halkın v
e devletin haklarından bahsettiğini dile getirdi
Devletin, halk üzerinde 3 hakkı bulunduğunu belirten Erdoğan, ''Halk devlete güvenecek, vergisini verecek ve dosta dost, düşmana düşman olacak. Ama daha da önemlisi, bunun gerçekleşebilmesi için devlet halkına karşı sorumluluklarını yerine getirecek. Devlet, yolları açık tutacak, adaletle hükmedecek ve paranın ayarını koruyacak... 11. yüzyıldan gelen bu nasihati,
modern ve evrensel hakları da gözeterek, 9 yıl boyunca adeta yol haritamız haline getirdik'' dedi.
Ticareti artırmak için yolların güvenliğini sağladıklarını, kapılar açtıklarını, vizeleri kaldırdıklarını, engelleri süpürdüklerini ve yeni yollar inşa ettiklerini anlatan Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Demokrasinin olduğu kadar ekonominin de önündeki en büyük tehdit olan çetelerle 9 yıldır amansız şekilde mücadele veriyoruz. Adaleti en güçlü şekilde tesis etmek için reformlar yapıyor, ileri demokratik standartları Türkiye'ye kazandırıyoruz. Yine bu süreçte, paranın ayarıyla oynamıyor, oynanmasına da müsaade etmiyoruz.
Enflasyon çalışanın alın terinden, sanayicinin karından, vatandaşın cebinden yapılan modern hırsızlıktır. Enflasyonun esas tanımı budur. Aynı şekilde
faiz, aynı şekilde, karşılıksız para basmak modern hırsızlıktır. Biz şu andaki faiz oranlarını da yüksek buluyoruz. Bunun daha da düşmesi lazım. Biz enflasyonu da faizleri de tarihi seviyede düşük oranlara çektik. Enflasyon yüzde 30 seviyesinden bugün, küresel krize rağmen yüzde 10,5 seviyesine düşmüş durumda. Gecelik borç verme
faiz oranı 2002'de yüzde 51 iken bugün yüzde 11,5. Politika faizi yüzde 5,75. Gösterge faiz ise 2002 yılında yüzde 62,7 seviyesindeyken, bugün yüzde 9,5.
Hiçbir şekilde karşılıksız para basılmasına müsaade etmedik. 3 Kasım'ın ardından 2 genel
seçim, 2
yerel seçim ve 2 halkoylamasına rağmen hiçbir şekilde popülizme tevessül etmedik. Yani seçime gidiyoruz, şuraya şöyle bol dağıtalım, şuradan şu şekilde
rant elde edelim... Asla bunları düşünmüyoruz. Biz görevi devraldığımızda Merkez Bankamızın kasasında 27 milyar dolar vardı. Bugün, altın dahil kasamızda 88 milyar dolar var. Nereden nereye geldik. İşte büyüyen Türkiye bu. Türkiye'nin IMF'ye borcunu 23,5 milyar dolar aldık, şu an itibariyle borcumuz da 2,3 milyar dolara düşmüş durumda.
9 yıl boyunca yaptığımız gibi önümüzdeki dönemde de 3 alandaki istikrardan asla taviz vermeyeceğiz. Siyasi istikrarı, fiyat istikrarını ve finansal istikrarı en güçlü şekilde muhafaza etmeye devam edeceğiz. Tıpkı 9 yıl boyunca olduğu gibi önümüzdeki dönemde de mali disiplinden, disiplinli maliye politikalarından ve disiplinli finans sektörü politikalarından asla taviz yok.
Küresel kriz, bizim bu sağlam duruşumuzun, disiplinli politikalarımızın haklılığını şüpheye yer bırakmayacak derecede ispat etti.''