Başbakan Erdoğan'dan "3 dönem" cevabı!

Başbakan Tayyip Erdoğan, Çin gezisinin son gününde Suriye krizi ve iç politikaya ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Başbakan Erdoğan'dan

Suriye'yi, 2 gün üst üste yaşanan sınır ihlali konusunda bir kez daha uyaran Başbakan, "Başka ülkelerin tavrı bizi enterese etmez. O ülkeler sınır ihlali konusunda ne tepki veriyorsa Türkiye de aynısını yapar." dedi. Ardından NATO'nun "herhangi bir üyeye yapılan saldırıyı bütün üye ülkelere yapılmış" sayan 5. maddesini hatırlatarak uluslararası camiaya seslendi: "NATO'nun Türkiye'nin sınırlarını koruma görevi var. Beşinci maddeye göre. Tarafımıza gelen yaralılardan ölenlerin sayısı 4'e çıktı. Suriye tarafındaki ölü rakamı 10 bine yaklaştı. Durumlar içler acısı... Kentlerin harap edilmesi, insanların acımasızca öldürülmesi, annelerin gözlerinin önünde... Birleşmiş Milletler, bunu takip etmeyecek de neyi takip edecek? BM toplanıp kararını almalı. İstanbul'da bir araya gelen kurum ve kuruluşlar, baskı yapıp kararı aldırmak zorundadır." Başbakan, 2014'te kendisi başta olmak üzere kabinenin 17 üyesi ile birçok vekilin yeniden aday olmasını engelleyen "3 dönem" kıstasına dokunmayacaklarının mesajını ise net bir dille verdi: "Türkiye, fânilerle değil, ilkelerle yürümeyi öğrenmeli. Tayyip Erdoğan fanidir, öldü ne olacak? Öldüğü zaman ne yapılacaksa vatandaşım onu yapsın." MİT krizine de değinen Başbakan Erdoğan, MİT Müsteşarı Hakan Fidan'a sahip çıktı. Fidan için "sır küpüm" ifadesini kullanan Erdoğan, PKK'yla Oslo'da yapılan görüşmelere atıf yaparak, "Gazetelerde çıkanlar, müsteşarım tarafından karşı tarafa verilen sözler değildir, yazılı değildir. Hepsi yalandır. Müsteşarın gayretlerinden çok çok memnunum, takdir edilmesi gerekir." diye konuştu. Erdoğan'ın, 4 günlük Çin gezisi boyunca kendisine refakat eden gazetecilerin sorduğu sorulara verdiği cevaplar özetle şöyle: BM Güvenlik Konseyi'nin son kararı size ulaştı mı? Artık Beşşar'ın verdiği sözü yerine getirmediğini, muhalif kanadın Kofi Annan'a verdikleri sözleri devam ettirdiklerini görüyoruz. BM'nin konuya eğilmesi istikametinde bir karar çıkıyor. Biz bunu daha sıkı bir şekilde takip etmek suretiyle çalışmalarımızı yürüteceğiz. Tarafımıza gelen yaralılardan ölenlerin sayısı 4'e çıktı. Suriye tarafındaki ölü rakamı 10 bine yaklaştı. Durumlar içler acısı... Kentlerin harap edilmesi, insanların acımasızca öldürülmesi, annelerin gözlerinin önünde... Bunları anlattım Çin tarafına. Durumu tasvip etmediklerini söylediler. Kendilerinin BM'de 8 veto kararı olduğunu, 2 tanesinin Suriye ile ilgili olduğunu hatırlattım. Bundan sonra da böyle bir yaklaşımın kolay kolay olmayacağını söyledim, 'hayır' demediler. Döner dönmez Rusya ile münasebetleri daha da sıklaştıracağız. Perşembe akşamı Suudi Arabistan'a günübirlik bir seyahat yapacağız. Ondan sonra nasip olursa kampları ziyaret edeceğim. Kampları yerinde görmek istiyorum. Suriye konusunda Türkiye'nin yaklaşımı ve pozisyonu, BM'ye bir karar aldırmak mı? Bu, başından beri kovaladığımız bir konu. Bu daha acil bir hale geldi. Şimdiye kadar gelen sığınmacı sayısı 2'ye katlandı. Adeta patlama noktasına geldi. Görüntüler var. Bu insanlar kaçarken vuruluyor. Öleni var, yaralananı var. Annelerin feryatları var. Evleri nasıl tarumar ettiklerini, evlatlarının nasıl boğazlarının kesilerek öldürüldüğünü anlattılar Kofi Annan'a. Birleşmiş Milletler, bunu takip etmeyecek de neyi takip edecek? Biz takip edeceğiz. Türkiye'nin hassasiyeti bellidir. En üst seviyede ortaya koymamız ve BM nezdinde takip etmemiz gerekir. Zulme rıza zulümdür, buna evet diyemezsiniz. Halkını terörist olarak görüyorlar. Bu yaklaşımları Beşşar'ın yaklaşımıyla, ağzıyla konuştuklarını söyledim. Lütfen onların ağzıyla konuşmayın. Ufacık bir çocuk, bebe, terörist olur mu? Bu sizin dinî değerlerinizle çatışır. Bizim değerlerimizde savunmasız bir insana saldıramazsınız, vuramazsınız. Buna nasıl terörist dersiniz. Bunlar halk. Halkın olduğu sokakta tankın ne işi var? Türkiye'nin Batı'nın uşağı olduğu yönündeki gibi çok çirkin bir şey olmuştu. Esed, olayı çok farklı bir zemine kaydırmak istiyor. Bunu (İranlı) dinî lidere de söyledim. 'Bu savaş Arap milliyetçileriyle İslamcılar arasındaki savaştır.' Bakın Beşşar böyle diyor. Bu tabloya bir değerlendirme yapmadılar. Esed olayı farklı bir yere çekerek, güya Arap Ligi'ni dağıtmaya çalışacak. 1998'de Kara Kuvvetleri komutanı Suriye'yi uyardı. Siz de aynı şekilde bir çıkış mı yaptınız? Bu 98 olayından çok farklı, o zaman böyle bir şey olmamıştı. Olmadan Atilla Paşa'nın öyle bir çıkışı olmuştu. Şimdi sınır ihlali olmuştur. Dün de sınırımızı aşan silahlı saldırılar oldu. Uluslararası hukuk açısından adeta işaret fişeğidir bu. Yapanın yanında kâr kalamaz. Herhangi bir ülkenin şöyle böyle yaklaşımı bizi enterese etmez. Türkiye Cumhuriyeti'nin kendine has bir tavrı vardır. Tarihte bu vardır. Türkiye, en az benzerlerinde ne yapıldıysa onu yapmak durumundadır. Suriye'den gelen kardeşlerimize kapıyı asla kapatmayacağız. Suriye vurmaya devam ederse neticelerine katlanmak durumundadır. BM toplanıp kararını almalı. İstanbul'da bir araya gelen kurum ve kuruluşlar, baskı yapıp kararı aldırmak zorundadır. En kötüsü 'haklısınız deyip' bir şey yapmamaları. İş bu noktaya geldiğinde Türkiye'nin opsiyonları nelerdir? Opsiyonlar çok. Sınır ihlallerine karşı uluslararası hukuktan doğan hakları olan bir ülke var. Sınırın ihlali sebebiyle alacağı tavır karşısında yapacakları şey ortadadır. Bunların hepsi tartışılacak meseleler. BM bunu da açıkladı. 'Sınır ihlali var' dedi. Bunların hepsi masaya yatırılacak konular. Bunların hepsi son görüşmelerimizi yapıp adım atılacak konulardır. Ayrıca NATO'nun Türkiye'nin sınırlarıyla ilgili görevleri var. Beşinci maddeye göre. Esed sonrası için Suriye'de durum ne olur? Baas rejimi devam eder diyorlar? Baas rejimi şu anki mevcut yönetimle ayakta duruyor. Irak'ta Saddam'la birlikte çöktü, sadece kalıntıları var. Suriye'de de durumun aynı olduğu kanaatindeyim. Oradaki mezhep yapısı Irak'a göre çok daha farklı. Çok partili demokratik bir hayata hızla gireceğini bekliyorum. Cumhurbaşkanı, eğitim yasasını onayladı. 17 milyon öğrencinin ailesi, uygulamanın önümüzdeki döneme yetişip yetişmediğini merak ediyor. Yetişir mi? Hiç endişeniz olmasın, bütün planlarımız yetişecek şekilde yapılıyor. Hiçbir sıkıntıya mahal bırakmadan -ufak tefek bazı hususlar dışında- tereyağından kıl çeker gibi yoluna girecek. Bunlar bizim için alt yapısı olan konular. Türkiye bu konuda kendini aşmıştır. İki yıl sonra daha iyi oturmuş olacak. İlerledikçe olgunlaşacak. Osmanlıca, Kürtçe seçmeli ders olarak seçilebilecek. Detaylarını arkadaşlarımız açıklayacaklar. Anayasa Mahkemesi, cumhurbaşkanlığı konusunda 7 yıllık görev süresini iptal ederse ne olur? Yorumu Anayasa Mahkemesi kendi içinde yapacaktır. Yorum yapmadan bizim konuşmamız doğru olmaz. Çin'le ekonomik ilişkilerde bir ilerleme var mı? Ekonomik ilişkilerin geliştirilmesinden yanalar. Boğaz Köprüsü, demiryolu ağı, nükleer enerji alanlarında işbirliğine girmek istediklerini ifade ettiler. Temenni ederiz ki; Çin sermayesinin Türkiye'ye gelmesini sağlamış oluruz. Türkiye fânilerle değil, ilkelerle yürümeyi bilmeli AK Parti'de 3 dönemden sonra yeniden seçilememe düzenlemesinin istikrarı bozacağı endişesi var. Değerlendirmeniz ne? Değerli basın mensubu arkadaşlarımız yıllar yılı şunu yazdılar. Bu koltuğa oturan bir daha kalkmayı bilmez. Biz partiyi kurarken bunu enine boyuna konuştuk. Eskisi gibi mi olacağız? Partide hücre yenilemesi yapacak mıyız? Kaldı ki bırakıp gitmiyoruz. Bir dönem dinleniyorsunuz. Formumuzu muhafaza ediyoruz. Partimizde de hücre değişimini yapmak için bu dönemde 160 arkadaşımızı aday yapmadık. Bize kan kaybettirmedi. Gücümüzü çok daha artırarak devam ettik. Artık Türkiye fanilerle yürümeyi değil, ilkelerle yürümeyi bilmeli. Tayyip Erdoğan fani, öldü ne olacak? Öldüyse vatandaşım ne yapacaksa şimdi de onu yapsın. Olayı fâniler üzerine bina etmeye çalışırsak hareket hiçbir zaman beklediğimiz gücü kazanamaz. Süremiz dolduğunda partimiz bize hangi misyonu biçtiyse öyle çalışacağız. Anadolu'yu gezer, hallaç pamuğu gibi atarız. Konferanslara, seminerlere katılırız. BDP'nin son söylemlerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bütün etnik yapıları kuşatan bir partiyiz. 60 civarında Kürt kökenli milletvekili arkadaş var. Kabinemde 5 bakan arkadaşım Kürt. Süs eşyası diye taşımıyorum. Bekir (Bozdağ) Bey bile Kürt'tür. Böyle bir derdim yok. Derdimiz olmadığı için rahatız. Birbirimize karşı olan sevgimiz aynı. Onların yaklaşımı, BDP için, Kürt partisi yönünde. Biz onların o söyleminin yanlış olduğunu söylüyoruz. Oylarını almak için yapıyorlar. Halbuki biz birinci derecede Kürt seçmenin oylarını alıyoruz. Türkiye'nin partisiyiz. Ben Rizeliyim, bana Laz diyorlar. Halbuki alakam yok. Nusret Bey Laz, ama kimse onun öyle olduğunu bilmez. Kucaklayan parti olmamız ve bu yönde çalışma yapmamız bizi yüzde 50'ye taşıdı. Yeni anayasada da biz gelin bunu bir yere yerleştirelim, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı herkesi kucaklasın. Burada rahatsız edici bir şey yok, öbürü rahatsız edici. Burada ezber bozan bir mantık var, artık çözelim istiyoruz. MİT Müsteşarı Fidan, sır küpüm MİT Müsteşarı Hakan Fidan'la ilgili ifade kararı için soruşturma yaptırdığınız doğru mu? MİT olayındaki gelişmelerde sessiz kalmak mümkün değil. Niye? Benim malum nekahet dönemime rastlayan süreçti. Benim sır küpüm. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sır küpü. Türkiye'nin geleceğinin sır küpü. Uluslararası alanda bu görevi yapanlar ajan olarak nitelendirilir. Operasyon yapacakları zaman görevlendirmeyle devlet adına giderler. ABD, Rusya, Çin, Batı ülkelerinin hepsinde var. İmralı'ya da gönderen benim, Oslo'ya da gönderen benim. Niye? Ortada bir problem var. Terör mücadelesinde başarılı olmamız lazım. Bunun için bazı bilgi alışverişlerine sahip olmamız lazım. Gazetelerde çıkanın hiçbirisi müsteşarım tarafından verilmiş söz değil, hepsi yalandır. Yazılı değildir. Konuşmalar görüşmeler olmuştur, asla verilmiş sözler değildir. Bunu söyleyenler siyasî menfaat elde eder miyiz, acaba ne devşirebiliriz gayreti içine girmişlerdir. Gayretlerinden çok çok memnunum. Gerek öncesi, gerek sonrasında ve şimdi, ülkeme çok şeyler kazandırdı. Müsteşar yardımcılığı ve TİKA'nın başında olduğu zaman da iyiydi. İyi yetişmiş bir bürokrattır. İnsan kıyma makinesi değiliz. Bu insan takdir edilmesi gerekirken, bunu yemeye çalışan bazı mahfiller olmuştur. Anamuhalefet partisi başta olmak üzere... Yargı, görevi olmayan bir alana girdi. Bu konuda hakkı olmayan bir konumda kendini hissedince kusura bakmasın bizi karşısında görür. Yargı, kendini yasamanın üzerinde göremez. 250 meselesinden müsteşarı yargılama süreci içine sokmaya çalıştı. Bu konuda ilk kez konuşuyorum. Şanghay'da cami ziyaret etti, üniversitede Türkçe bölümü açtı Bu arada, Başbakan Erdoğan, Çin programının sonunda, Şanghay'daki Şiaotaoyuan Camii'ni ziyaret etti. Ardından tarihî Yu Yuan Bölgesi'ne geçti. Başbakan dün ayrıca Şanghay Uluslararası Araştırmalar Üniversitesi Türkçe Bölümü'nün de açılışını yaptı. Burada Erdoğan'a fahri doktora unvanı verildi.
<< Önceki Haber Başbakan Erdoğan'dan "3 dönem" cevabı! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER