Kalkınma Bakanı
Cevdet Yılmaz, zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran
kanun teklifiyle ilgili olarak, ''Geçmişte sırf imam hatibin orta bölümleri kapatılsın diye bütün meslek liselerimiz
kurban edildi. Bugün bu yanlıştan dönüyor
Türkiye aslında. Çağdaş dünyada,
modern dünyada neyse eğitim sistemleri, biz de aynısını uyguluyoruz'' dedi.
Yılmaz,
Malatya Halk Eğitim Merkezi'nde düzenlenen, ''Malatya
Kent Konseyi Gençlik Meclisi Yerel Gençlik Politikaları Doğu
Anadolu İstişare Toplantısına'' katıldı.
Toplantı çıkışında basın mensuplarının, zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılmasıyla ilgili
kanun teklifi ve bu teklifle kız çocuklarının okuldan uzaklaştırılacağı yönündeki iddialara ilişkin sorularını yanıtlayan Yılmaz, kız çocuklarının okullaşmasının en fazla kendi hükümetleri döneminde sağlandığını söyledi.
Kız çocuklarının özellikle ilköğretimde okullaşma oranının neredeyse yüzde 100 olduğunu dile getiren Bakan Yılmaz, bunu desteklemek için de ''Haydi Kızlar
Okula Projesi'' ve kız çocuklarını okula gönderen ihtiyaç sahibi ailelere yönelik şartlı nakit transferleri gibi çok çeşitli programlar yaptıklarını hatırlattı.
Yılmaz, ''Bizim hükümetimizin politikası çok net. Biz kız çocuklarımızın da en az erkek çocukları kadar eğitim görmesini, donanım kazanmasını istiyoruz. Burada hiç kimsenin hiçbir şekilde tereddütü olmamalı'' diye konuştu.
Bunu iddia edenlerin neyi zemin aldıklarını bilmediğini vurgulayan, TBMM'de konuyla ilgili bir çalışma yürütüldüğünü dile getiren Yılmaz, şöyle devam etti:
''Bu çalışma eğitimde bir reform çalışması. Geçmişte 28
Şubat döneminde, o dönemin de ideolojik yaklaşımları sonucunda meslek liselerimizin özellikle çok zarar gördüğü birtakım değişimler olmuştu. Şimdi biz aslında eğitim sürecini kısaltmıyoruz. Aksine daha da uzatıyoruz. Okul öncesini de sayarsanız aslında neredeyse 13 yıl gibi bir süre söz konusu. Burada eğitim süresini kısaltma gibi bir şey söz konusu değil ama bir taraftan da eğitimin daha kademeli hale gelmesini sağlıyoruz. Böylece gençlerimiz, çocuklarımız çeşitli beceriler edinirken aynı zamanda esnek bir
model içinde, zaman içinde farklı tercihler yapabiliyorlar. Bunun özü budur, yoksa kızlarımızın okullaşmaması diye bir şey söz konusu olamaz.''
-Türkiye, yanlıştan dönüyor''-
Bakan Yılmaz, bir gazetecinin ''
İmam hatip liselerinin orta bölümlerine yönelik bir çalışma mı?'' sorusunu, ''Tam aksine. Geçmişte sırf imam hatibin orta bölümleri kapatılsın diye bütün meslek liselerimiz kurban edildi. Bugün bu yanlıştan dönüyor Türkiye aslında. Çağdaş dünyada, modern dünyada neyse eğitim sistemleri, biz de aynısını uyguluyoruz. Farklı bir uygulamamız söz konusu değil'' diye yanıtladı.
Bakan Yılmaz, ''Yerel Gençlik Politikaları Doğu İstişare Toplantısı''nda yaptığı konuşmada da gençleri gayretlerinden dolayı
tebrik etti.
Anadolu'da, Türkiye'de muazzam bir enerji olduğunu dile getiren Yılmaz, devlet olarak iyi kanallar açıldığı zaman çok şeylerin başarıldığını söyledi.
Adrese Dayalı
Nüfus Kayıt Sistemi verilerine göre Türkiye'de 15-29 yaş arasındakilerin toplam nüfusa oranının yüzde 26.5 olduğunu hatırlatan Yılmaz, bu enerjinin mutlaka değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
Gençlerin istihdamlarına yönelik
teşvik uygulamaları yapıldığını anımsatan Yılmaz, son yıllarda gençlere ilişkin önemli hizmetler gerçekleştirildiğini ifade etti.
Gençler arasında farklı fikirler olabileceğini belirten Yılmaz, şunları kaydetti:
''Herkes neye inanıyorsa, neye değer veriyorsa onu düşünebilir. Farklı
yaşam biçimleri, farklı inançlar, farklı siyasi temsiller olabilir. Hepsine saygılıyız. Fakat şunu da bekliyoruz; gençlerimiz
hakaret etmekten, kavgadan, şiddetten uzak durmalı, temel haklara saygı göstermeli, bir başkasının farklı görüşüne tahammül edebilmeli. Bunları yapamadığınız zaman geleceğe ne
ekonomik olarak, ne sosyal olarak istediğimiz yere gidemeyiz. Bu da bizi anayasa tartışmalarına getiriyor. Herkesten çok gençlerin bu anayasa tartışmasına katkıda bulunması lazım. Geçmişte bir vesayetçi
demokrasimiz vardı, şimdi normal bir demokrasi haline geldik. Ama bu da yetmez. Türkiye'nin birinci
sınıf bir
ülke, ileri demokrasisi olması için mutlaka yeni bir anayasaya ihtiyacı var. Bu anayasa geçmişin değil geleceğin anayasası olmalı. Bu anayasanın odağında birtakım endişeler, korkular değil, umutlar olmalı, gelecek vizyonlu,
sivil, katılımcı, temel hak ve özgürlükleri en geniş anlamda teminat altına alan bir anayasa olmalı. Gençlerin de bu heyecanı duyması ve bu sürece katkıda bulunması son derece önemli. Çünkü bu anayasa her kesimden çok gençlerin, çocuklarımızın, geleceğimizin anayasası.''