Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali
Yıldırım,
Fransa Senatosunun kararına ilişkin olarak, ''Türk milletine karşı hasmane bir
politika uyguladıkları aşikardır ancak biz bu duruma vakur bir şekilde
cevap veririz. Onlar ne yaparsa yapsın biz de bu karar karşısında Fransa'ya karşı
Fransız kalmaya devam edeceğiz'' dedi.
Yıldırım, Mövenpick Hotel'de düzenlenen Bab-ı Ali toplantılarında yaptığı konuşmada, küresel
ekonomik gelişmelere değinerek,
Türkiye'nin
krize inat yatırıma devam ettiğini belirtti.
Binali Yıldırım, ''Hazır dünyada kriz varken, kimse kimsenin derdiyle uğraşmazken, göz gözü görmezken biz de altyapımızı iyileştirelim, kriz sonrası amansız küresel rekabete kendimizi hazırlayalım kararı aldık'' dedi.
Türkiye'nin stratejik coğrafi konumuna işaret eden Yıldırım, kriz döneminde herkesin enerji,
iletişim ve
ulaşım koridorlarını kendi
ülkesinden geçirme gayretinde olduğunu söyledi.
Yıldırım, ''Şimdi koridorlar savaşı var. Burada da bir üstünlük elde etmek için ülkeler birbiriyle yarışıyor. Bunlar yapılırken geleneksel ulaşım koridorlarının geçtiği Türkiye de bu olayı ıskalayamaz. Aklın yolu bir. En uygun güzergah bu. Peki bugün neredeyiz- Bu güzergahı gerçek anlamda ihya edecek, bir tedarik zincirinin eksik halkası olmayacak şekilde yapabiliyor muyuz- Bunu pek söyleyemiyoruz'' diye konuştu.
Cumhuriyetin ilk yıllarından sonra terk edilen
demir yollarını 2003 sonrasında yeniden devlet politikası olarak benimsediklerini söyleyen Yıldırım, Türkiye'nin demir yollarında da bir geçiş ülkesi niteliği taşıdığını vurguladı.
Marmaray projesinin, Pekin'le Londra'yı bağlayan
doğu-
batı güzergahının bir halkasını oluşturacağını ifade eden Yıldırım, projenin mühendislik açısından da zorluğuna işaret ederek, ''Dünyada Marmaray'dan daha derinden geçen raylı
sistem ya da kara yolu geçişi yok.
Proje 2004'te başladı, 5 yılı kazılarla geçti.
İstanbul tarihi 2 bin 500 yıllıktı, 8 bine çıktı. Bu projeye başladık arkeologlar bayram etti'' diye konuştu.
-''Adet yerini bulsun diye de
lojistik merkezi olmaz''-
Demir yolu istasyonlarının olduğu yerlere 17-18 lojistik merkezi kurulacağını aktaran Yıldırım, lojistikte artan rekabete dikkati çekti. Yıldırım, ''Olur olmaz yere de lojistik merkez kurmak olmaz. Adet yerini bulsun diye, etrafında
fabrika yok, bağlantı yolu yok... O zaman lojistik merkez bir eğlence merkezi veya huzur evine
döner'' dedi.
Demir yolunda
yerli sanayinin kurulması için de çalışmalar yaptıklarını anlatan Yıldırım, Ankara'nın metro araçları için çıktıkları ihalede yüzde 51 yerlilik payı şartı koyduklarını, ihaleyi almak için mecburen buraya fabrika kurulacağını söyledi.
-''Havacılığı gelişmiş ülke, bir üst lige çıkmıştır''-
Havacılık sektöründe de önemli gelişmeler kaydedildiğini dile getiren Binali Yıldırım,
Hakkari,
Şırnak,
Bingöl ve Iğdır'a hava alanları yapmakta olduklarını belirtti.
Yıldırım, ''Orada da insanlar ihtiyaçlarını görsünler,
terör belasından kurtulmamıza faydası olsun. Hava alanı olan il veya havacılığı gelişmiş ülke, bir üst lige çıkmış ülke demektir'' şeklinde konuştu.
-''Denizcilikte ÖTV'nin kaldırılmasıyla 2,6 milyar lira
destek''-
Yıldırım, denizcilik alanındaki gelişmelere de değindiği konuşmasında, bu alandaki en önemli icraatlarının ÖTV'yi kaldırmak olduğunu ve böylece sektöre bugüne kadar 2,6 milyar lira destek verildiğini söyledi.
Bakan Yıldırım, İDO'nun da dünyanın en büyüğü ve bir
marka haline gelerek özelleştirildiğini anımsattı.
Kara yolu ağlarındaki çalışmalar hakkında bilgi veren Yıldırım, bölünmüş yolların kendilerini 4,5 yılda amorti ettiğini ve bu yolların can kayıplarında azalma getirdiğini aktardı.
Yıldırım, 1970'lerden bu yana gündemde olan İstanbul-
İzmir otoyolu projesinin ihalesinin de krizin en yoğun olduğu bir dönemde yapıldığını belirtti.
-
Fransa Senatosu kararı-
Fransa Senatosunda kabul edilen tasarıya da değinen Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Laikliğin beşiği diye bilinen, düşünce özgürlüğünün en büyük temsilcilerini içinden çıkardığını iddia eden Fransa almış olduğu bu
akıl ve çağ dışı kararla hala orta çağdan kurtulmadığını göstermiştir. Bizim gözümüzde Fransız Senatosu orada bir karar almamış, dünyaya bünyesinde var olduğu ve koruyucusu olduğu değerlere karşı saygısız, samimiyetsiz olduğunu göstermiştir. Türk milletine karşı hasmane bir politika uyguladıkları aşikardır ancak biz bu duruma vakur bir şekilde cevap veririz. Bizim tarihimizde utanacağımız bir hadisemiz yok. Bu kararla evrensel hukuka, ifade özgürlüğüne
darbe vurulmuştur. Onlar ne yaparsa yapsın biz de bu karar karşısında Fransa'ya karşı Fransız kalmaya devam edeceğiz.''