MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendileri hakkında bir üst akla çalıştıkları iddiasına sert tepki gösterdi. "Erdoğan, bu üst aklın hüviyetini, neye benzediğini aydınlatmazsa, bizim üst akla çalıştığımız iddiasını ispatlamazsa namerttir" diyen Bahçeli, Erdoğan'ın hukuk karşısında büklüm büklüm olacağı günlerin geleceğini vurguladı. "Kuzey Kore'ye bakınız görünüş haricinde Erdoğan'ın tıpkısının aynısını göreceksiniz" ifadelerini kullanan Bahçeli, 1993'de başkanlık sisteminin Amerika'nın tavsiyesi olduğunu kaydeden Erdoğan için "Hangi Erdoğan'a itibar edelim?" diye sordu.
'CUMHURBAŞKANLIĞINA DEMOKRASİ SAYESİNDE GELİP, EN BÜYÜK NANKÖRLÜĞÜ YAPMIŞTIR'
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu. Grup konuşmasında başkanlık sisteminden de söz eden Bahçeli, "Türk milleti, kutlu bağrından hiçbir zaman führer, firavun, çar, kayzer, duçe çıkarmamış, çıkmasına da müsaade etmemiştir. Faşizm, despotizm ve benzeri iptidai yönetim biçimleri bu topraklarda asla kök tutmamıştır. İmparatorluk geçmişimiz de bile istişarenin, meşveretin önemi her zaman ön planda tutulmuştur." dedi. Türk milletinin ruh köküne düşman iç ve dış odaklar karşısında işgal günlerinden daha tehlikeli bir duruma düştüğünü kaydeden Bahçeli, "Erdoğan Cumhurbaşkanlığına demokrasi sayesinde gelmiştir. Fakat demokrasiye en büyük nankörlüğü yapmış, en büyük zararı yine Erdoğan vermiştir. Şimdi de başkanlık sisteminin tesisi amacıyla varını yoğunu ortaya koymaktadır. Hatta öyle ki, Cumhurbaşkanı sıfatıyla meydanlara inmiş, günlük politikaya girmiş, ilki Kırşehir'de olduğu gibi, milletimizden AKP'ye oy istemiştir." diye konuştu.
'ERDOĞAN, AKP'NİN FİİLİ EŞBAŞKANI MIDIR?'
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kırşehir'de 'yeni Türkiye ve yeni anayasa' için AK Parti'yi adres gösterdiğini ifade eden Bahçeli, "Peki Erdoğan devletin başı mıdır, yoksa AKP'nin fiili eşbaşkanı mıdır? Erdoğan Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Türk milletinin birliğini mi temsil etmekte, yoksa AKP'nin vesayet mihrakı, hırsızın, uğursuzun vasi merkez midir? Türk milletinin birliğini temsil eden ve kendine Cumhurbaşkanı diyen bir şahıs, nasıl olur da Kırşehir'de ve TÜMSİAD Genel Kurulu'nda bir siyasi parti lehine oy istemiştir?" diye sordu.
'KUZEY KORE'YE BAKIN, ERDOĞAN'IN TIPKISININ AYNISINI GÖRECEKSİNİZ'
Böyle bir devletin nerede olduğunu soran Bahçeli, "Demokrasiyle yönetilen, hukukla sınırları çizilmiş herhangi bir ülkede bu tip bir küstahlığa nasıl tahammül edilecektir? Böyle bir devlet nerede kalmıştır? Yine de ben size söyleyeyim; Kuzey Kore'ye bakınız görünüş haricinde Erdoğan'ın tıpkısının aynısını göreceksiniz. Körfez ülkelerine, Sudan'a ve diğer bazı Afrika ülkelerine bakınız, Erdoğan benzerlerini mutlaka bulacaksınız." şeklinde konuştu.
'ŞEREF GİBİ BİR DERDİ OLMAYANIN TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN ŞEREFİNİ SAVUNMASI BEYHUDEDİR'
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Meclis'teki yemininde namus ve şerefi üzerine yemin ettiğini hatırlatan Devlet Bahçeli, "Tarafsızlık kozasını yırtıp gözünü kan bürümüş gibi AKP adına oy talep eden Erdoğan, bundan sonra olsa olsa ruh heybesinden düşürdüğü namus ve şeref kristallerini arayıp da bulamayan bir kişi olarak hatırlanacaktır. Şeref gibi bir derdi olmayanın Türkiye Cumhuriyeti'nin şerefini savunması beyhudedir. Yemin bozan, yeminden dönen, yeminleri değirmen gibi öğüten birisinin Türk milletinin birliğini temsil etmesi de akla hakaret, zekaya ihanettir." dedi.
"BİZ HANGİ ERDOĞAN'A İTİBAR EDELİM?"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 1993 yılında bir soru üzerine, 'Başkanlık sisteminin ortaya çıkışı bir özentinin sonucu ya da Amerikan emperyalizminin bize bir tavsiyesidir' sözünü hatırlatan Bahçeli, "Sayın Erdoğan hala yüzün kızarmayacak mı? Hala aldatmalarından vazgeçmeyecek misin? Hala başını sarayın duvarlarına vurup nerede bu alo Fatih, nerede bu serok Ahmet demeyecek misin? Aziz milletim, AKP'ye oy veren muhterem kardeşlerim; biz hangi Erdoğan'a inanalım; 'Başkanlık emperyalizmin tavsiyesidir' diyen Erdoğan'a mı, yoksa 'Amerika'da, Fransa'da var ne olacak' diyen Erdoğan'a mı? Biz hangi Erdoğan'a itibar edelim; 'Başkanlık sistemi olmuş olsaydı, yatırımlar noktasında da altyapı, üstyapı, insana yönelik yatırımlarda da çok daha başarılı neticeler alırız' diyen Erdoğan'a mı, bir zamanlar 'Başkanlık özentidir, Türkiye buna hazır değil' diyen Erdoğan'a mı?" şeklinde konuştu.
"ERDOĞAN TASALANMA, HUKUK KARŞISINDA İKİ BÜKLÜM OLACAĞIN GÜNLER ELBETTE GELECEKTİR"
Devlet Bahçeli sözlerini şu şekilde sürdürdü: "'Hukuk mu kanun mu; ben hukuk diyorum' diyen Erdoğan, tasalanma, hukuk karşısında iki büklüm olacağın günler elbette gelecektir. Bu da çok uzak değildir. Başkanlık sistemi olsaydı Türkiye uçardı diyorsun, 12 yıl Türkiye'yi sürüm sürüm süründürdün. Dert etme bunun da faturası önüne koyulacaktır. Merkez Bankası'na faiz indir baskısı yaparak dövizi fırlattın, vatandaşlarımızın, özel şirketlerin canını yaktın, döviz lobisine hizmet ettin. Mesele yapma, biraz daha sabret yaptıklarının bedelini etrafınla birlikte ödeyeceksin. Türkiye'yi korku parantezine aldın, önüne gelen sanatçıyı, oyuncuyu, öğrenciyi, vatandaşımızı korkuttun. Ama senin de korkacağın, titreyeceğin günler yakındır."
"ERDOĞAN, SÖZLERİNİ İSPATLAMAZSA MÜFTERİDİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 27 Ocak'ta muhtarlarla yaptığı toplantıda 'Siz Türkçü parti zannediyorsunuz ama bakıyorsunuz onlar aslında üst akla çalışıyorlar' dediğini hatırlatarak "Erdoğan, bu üst aklın hüviyetini, neye benzediğini aydınlatmazsa, bizim üst akla çalıştığımız iddiasını ispatlamazsa namerttir. Üst aklın duldasında yıllar geçiren, küresel türbülansta her şeyini yitiren Erdoğan, söylediği sözleri ispatlamazsa müfteridir." diye konuştu.
'EMEKLİLERİMİZİN ALAYI AÇLIKLA BOĞUŞMAKTADIR'
Grup konuşmasının büyük bölümünü emeklilerin durumuna ayıran Bahçeli, "Hiç kimse emeklilerimizi yabana atmamalı, işe yaramaz görmemeli, külfet olarak değerlendirmemelidir. Bu en başta ahde vefanın gereği, geçmişe duyulan saygı ve minnetin tartışma götürmez sorumluluğudur." dedi. Emeklilerin ömürlerinin son demlerinde rahata ve huzura kavuşmak istediklerini kaydeden Bahçeli, emeklilerin peri perişan hale getirildiğini kaydetti. Bahçeli, "Memur emeklimiz bin 188, SSK emeklimiz bin 71, Bağkur emeklimiz ise 831 lirayla ayakta kalmanın çarelerini aramaktadır. Yine geçtiğimiz Ocak ayı itibariyle, Türk-İş'in yaptığı araştırmaya göre; dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması aylık bin 256,80 lira olarak belirlenmiştir. Bu tutar aynı zamanda açlık sınırıdır. Yani bu sınırın altında kalanlar resmen açlığa bırakılmıştır. Bu durum karşısında, içim yanarak belirtmem gerekirse; emeklilerimizin alayı açlıkla boğuşmaktadır." dedi.
"ZAM SELİ EMEKLİLERİMİZE AKP'NİN ŞAMARIDIR"
"2002 yılından 2014 yılına gelinceye kadar, hepinizin dikkatini çekiyorum; ekmek yüzde 233, dana eti yüzde 300, beyaz peynir yüzde 464, mercimek yüzde 300, kuru doğan yüzde 316, pirinç yüzde 352, yoğurt yüzde 126 zamlanmıştır. Bu zam seli emeklilerimize AKP'nin şamarı, AKP'nin eziyetidir." diyen Bahçeli, "Emekli ekmek bulamazken, 17-25 Erdoğan kendisine eski parayla bir katrilyon 370 trilyon liraya bin bir gece masallarını aratmayacak bir saray yaptırmıştır. Emekli giyecek ayakkabı bulamazken, Erdoğan ve haram yiyen yandaşları ayakkabı kutularını 2 milyon 445 bin dolar, 2 milyon 520 bin Avro, 520 bin Türk lirası, 990 İngiliz sterliniyle doldurmuştur." diye konuştu.
"EMEKLİMİZ AÇLIK SINIRININ ALTINDA BIRAKILMAMALIDIR"
Emeklilerin açlık sınırının altında bırakılmaması gerektiğini ifade eden Bahçeli, "Emekli sigortalıların ödedikleri yüzde 32 civarındaki prim aylıklara yansıtılmalıdır. Emekli esnaf kardeşlerimizden kesilen yüzde 15'lik Sosyal Güvenlik Destek Primi kaldırılmalıdır. Emekli aylığı bağlanması için, gerekli parametreler gözden geçirilmeli, kazancın güncellenmesindeki yüzde 30'luk refah payı oranı yüzde 100 olarak yansıtılmalıdır." dedi. CİHAN