Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye tek bir kişinin insafına kaldığını, Başbakan'ın etkisiz, yetkisiz, pasif ve edilgen olduğunu söyledi. Bahçeli, "Erdoğan, hükümetin iplerini eline almış, Davutoğlu'nu çekip çevirmektedir. Şeffaflık konusunda geri atmak zorunda kalan Davutoğlu, 'yalancı baharlar' gibidir. Davutoğlu'nun siyasi ilke ve yaptırım becerisi sıfırın altındadır. Saray görevlisi Başbakan'ın, bize omurgalı olmaktan bahsetmesi boyunu aşan bir çamur, kendi omurgasızlığını kapatamayan bir kirlenmişliktir. Omurga mavalı okuyan Sayın Başbakan, onu bunu bırak da Erdoğan'ın tutsağı haline nasıl geldiğini açıkla." dedi.
Devlet Bahçeli, Kırşehir Cacabey Meydanı'nda partisi tarafından düzenlenen 'Nefesimiz Ensenizde Olacak' temalı mitingde konuştu.
"ERDOĞAN FIRIL FIRIL DÖNEN KARA MİZAH KARARMIŞ VİCDANDIR"
Türkiye'de halihazırda hükümetin fiilen olmadığını ileri süren Bahçeli, şunları söyledi: "Türkiye tek bir kişinin insafına kalmıştır. Başbakan etkisiz, yetkisiz, pasif ve edilgendir. Erdoğan, hükümetin iplerini eline almış, Davutoğlu'nu çekip çevirmektedir. Şeffaflık konusunda geri atmak zorunda kalan Davutoğlu, yalancı baharlar gibidir. Davutoğlu'nun siyasi ilke ve yaptırım becerisi sıfırın altındadır. Saray görevlisi Başbakan'ın, bize omurgalı olmaktan bahsetmesi boyunu aşan bir çamur, kendi omurgasızlığını kapatamayan bir kirlenmişliktir. Omurga mavalı okuyan Sayın Başbakan, onu bunu bırak da Erdoğan'ın tutsağı haline nasıl geldiğini açıkla. Yeni bir Misak-ı Milli'den bahseden, yani yeni baştan sınır çizmeye özenen müflis Davutoğlu, sen önce dilinin altındaki baklayı, kulağına fısıldanan fitneyi gel de Kırşehir'e anlat. Davutoğlu, sistem değişikliği meselesini soğukkanlı bir şekilde ve rasyonel argümanlarla tartışmaya atıf yapsa da kendisini ciddiye alan yoktur. Yine bizzat Davutoğlu'nun, insan haklarına inanan, evrensel temel ilkelerden hareket eden bir siyasi kültürün olduğu yerde başkanlık sistemi ve parlamenter sistem arasında fark olmayacağına dönük imasını duyan da görülmemektedir."
'ERDOĞAN SÜREKLİ YÖN DEĞİŞTİREN, FIRIL FIRIL DÖNEN KARA MİZAHTIR'
Erdoğan'ın yıllar evvel 'Başkanlık sistemi emperyalizmin bir tavsiyesidir' dediğini hatırlatan Bahçeli, "Erdoğan, yıllar evvel aynen böyle söylemiştir: 'Başkanlık sistemi bir özentinin sonucudur'. Erdoğan bir zamanlar bu görüştedir. Yıllar içinde küresel komplonun, Türkiye'yi çekemeyen çevrelerin, Türklük hasımlarının kucağına düşen Erdoğan, dününü ezip geçmiştir.
Öyle ki günü gününü tutmamıştır. Erdoğan sürekli yön değiştiren, fırıl fırıl dönen kara mizah, kararmış vicdandır. Bu şahsiyetten Türkiye'ye hayır gelmeyecektir. Denetimsiz bir başkanlık sistemiyle Türkiye'nin başına bela kesilecek, medeniyet mücadelemizin ayağından çekiştirecektir. Başkanlıkla her şeyin güzel olacağını söyleyen Erdoğan'a sorarım, bugüne kadar her şeyi kötü yaparken aklın neredeydi, iyi yapmak için elini tutan mı vardı? İki de bir ABD'yi örnek veren Erdoğan, bu ülkede, başkanın esas itibariyle dış politika ve savunma dışında ne kadar zayıf olduğunu bilmekte midir? Başkanlık sistemiyle federasyonun geleceğini, yani milli ve üniter devlet yapısının iflas edeceğini niçin gizlemektedir?"
'IŞİD, TÜRKİYE DÜŞMANI PKK-PYD-PEŞMERGE AKP'YLE KOL KOLA'
"Kırşehir'den soruyorum" diyen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: "Erdoğan, PKK terör örgütüyle kurduğu al-ver sürecinde, başkanlık sistemiyle ilgili aldığı destek sözünü ne zaman açıklayacaktır? Kandil'deki teröristlere kriptolu telefon hediye edip arkasından geceleri sohbet eden Erdoğan, başkanlık karşılığında teröristlere ne vermiş, neyi vaat etmiştir? Görüyorsunuz, duyuyorsunuz, ibretle izliyorsunuz; AKP, özerkliğin önünü açmak üzeredir. İmralı'ya her gün ihanet katarı gidip gelmekte, kosterler dolup taşmaktadır. Pazarlıklar alçakça sürdürülmektedir. Türkiye; Erdoğan'ın şahsi ikbal ve ihtirasları uğruna kandan ve şiddetten beslenen vampirlere peşkeş çekilmektedir. Doğu ve Güneydoğu'da devlet geri çekilmiştir. Asker sinmiş, polis karakollara hapsolmuştur. Cizre sözde kurtarılmış terör şehri gibidir. Pilot yakan, gazetecilerin kafasını kesen, masum canları alan cani sürüsü IŞİD, Türkiye düşmanı PKK-PYD-Peşmerge AKP'yle kol koladır. Teröristler gemi azıya almıştır. Bölücülük şehirleri mesken tutmuş, bölücü militanlar uzun namlulu silahlarla egemenlik haklarımıza nifak kusmuşlardır. Erdoğan bölünme masasında sizlerin geleceği üzerinde kumar oynamakta, koltuk hırsıyla Kırşehir'e, şehit yadigârı bu kutlu vatana kast etmektedir."
'AKP'DEN KURTULMAK İÇİN AYAĞA KALKINIZ'
"Hainleri baş tacı yapan, gelmişimizi ve geçmişimizi bombalayan bir iktidar nasıl ayakta kalacak, bu milletin yüzüne ne hakla bakacaktır?" diye soran Bahçeli, şöyle devam etti: "İstenen çatısı delik, kapısı yıkık, önü kapalı, sırtı yaralı muhafazasız, yalnız, itilmiş, kakılmış, sürülmüş bir millettir. Projelendirilen kanlı bir iç kavgadır. Planlanan büyüme soslu küçülme ve içe doğru büzülmedir. Ecdadın hatıraları yutulmaktadır. Cumhuriyetin sütunları baltalanmaktadır. Vatan ve millet nedir bilmeyen namus yoksunları milletimizin önüne derin hendekler kazmaktadır. Hem ruhlarını hem de yurtlarını satma konusunda tükenmez istismar madeni olan ruhsatlı ve sicilli bölücüler sizleri, Kırşehir'i, aziz ülkemizi yakmak, kavurmak için sıradadır. Tehlike büyüktür, görünüz. Tehdit vahşidir, anlayınız. Türkiye elimizden kayıp gitmektedir, artık yeter deyiniz. Millete koyun diyen, çıktığı her avdan çantası dolu dönen AKP'den kurtulmak için ayağa kalkınız, sandıkta Türk ve İslam vicdanını bağımsız ve güçlü Türkiye ülküsüyle buluşturunuz. Buna var mısınız? Buna hazır mısınız? MHP'ye evet, AKP'ye git diyecek misiniz? 'Türkiye'de her şey terstir, çare başkanlıktır' diyen Erdoğan'a sarayı dar edecek, hakkınızı, nafakanızı, helalinizi savunacak mısınız? Allah hepinizden ayrı ayrı razı olsun. Punduna getirip 1923'den, Cumhuriyet'in emanetlerinden, milli mücadeleden intikam almaya hazırlanan Mondros bakiyelerine, Sevr hayranlarına, yabancı beslemelerine teslim olmayacağınızı görmek gücümüze güç katıyor. Ve diyorum ki, Kırşehir'in umutlarıyla oynayanlar, milletimizin ayağına çelme takanlar boşuna sevinmeyin, bozkurdun nefesi alayınızın ensesindedir." CİHAN