Yargının
iş yükünü azaltmayı ve yargılama sürecini hızlandırmayı amaçlayan
yasa tasarısı,
CHP'nin hamleleriyle engellenmeye çalışılıyor. CHP'nin tavrını değerlendiren
emekli Yargıtay Savcısı Gündel,
"CHP, kale olarak gördüğü yüksek yargıyı kaybetmek istemiyor" dedi. Doç. Dr.
Günay ise bazı yüksek yargı üyelerini siyasete soyunmakla suçladı.
CHP,
AK Parti'ye yargı ile ilgili
düzenleme yaptırmamak için her türlü engelleme yöntemine başvuruyor. CHP'liler, son olarak, yargının yükünü azaltmak ve yargılama sürecini hızlandırmayı ön gören Yargıtay ve
Danıştay'da yeni daireler öngören
kanun tasarısını engellemek için
TBMM Adalet Komisyonu'ndan
istifa etti. Daha önce de istinaf mahkemelerinin kurulmasına karşı çıkan CHP, '
HSYK ve
Anayasa Mahkemesi'nin yapısı değişiyor' gerekçesiyle anayasa değişikliği paketine sert eleştiriler yöneltmişti.
Emekli Yargıtay Savcısı
Ahmet Gündel, anayasa değişikliğinden önceki HSYK'nın ideolojik yapısı nedeniyle, Yargıtay ve Danıştay'a iyi hukukçudan ziyade ideolojik atamalar yaptığına dikkati çekerek, "CHP, buralardaki siyasallaşmanın içine müdahil oldu. HSYK'nın tasarruflarına CHP'nin dahli olmuştur. Yıllardan beri yapılan bu atamalar, yargıyı bugünlere getirdi. Özellikle yüksek yargı CHP'nin arka bahçesi haline geldi. CHP, yargıyı kendi kalesi olarak görüyor. Dolayısıyla kalesi olarak düşündüğü yüksek yargı organlarını kaybetmek istemiyor. Bu kadar sert muhalefeti bundan" dedi.
İŞ YÜKÜ UMURLARINDA DEĞİL
Yargıda reforma acil ihtiyaç olduğunu belirten Gündel, "Çok önemli problemler var çok sayıda
dosya birikmiş. Yüksek yargıya dosya gelişi bugün kesilse bile, 4-5 yıl içinde dosyalar eritilemez. Yerel mahkemelerde de hakim ve savcılara ihtiyaç var. Personel eksikliği nedeniyle, yargılama süreleri uzuyor" dedi. CHP'nin yargı ile ilgili tüm düzenlemelere karşı çıktığını ancak yargı yükünün azaltılması için hiçbir alternatif
teklif sunmadığına dikkati çeken Gündel, "Yargıdaki iş yükü CHP'nin umurunda değil, CHP sadece kalesi olarak gördüğü statünün değişmemesini istiyor. İş yükü dolayısıyla verilen kararların sağlıksız olması pek onları ilgilendirmiyor" şeklinde konuştu.
HALKIN İKTİDARINI SİNDİREMEDİLER
Yargıtay
Onursal Üyesi, Adalet Akademisi'nin ilk başkanı Doç. Dr.
Cevdet İlhan Günay da yüksek yargının 1950 yılında DP'nin milletin iradesiyle iktidara gelmesini hazmedemediğini belirterek, "27
Mayıs darbesini ordu, üniversite, yargı yaptı. Yüksek yargının bazı üyeleri
Yassıada mahkemelerinde rol aldı. İyi hukukçular bu mahkemede görev yapmayı kabul etmedi. Bazı yüksek yargı üyeleri sempatizan ölçüsünü aşarak, siyasete soyunuyor. Bazı çevreler yargı üzerinde vesayetlerini devam ettirmek istiyor" diye konuştu.
Tüm siyasal sorumluluk bana aittir
TBMM Adalet Komisyonu Başkanı
Ahmet İyimaya, CHP'li Adalet Komisyonu üyelerinin istifasıyla ilgili olarak, 'Doğrularımın, doğru zannettiğim yanlışlarımın tüm siyasal sorumluluğu bana aittir' dedi. Demokrasi, hukuka saygı konusunda kimseden geride kalmayacak bir özenin içinde olduğunu dile getiren İyimaya, "Yirmi saati aşan müzakere ve bir madde için verilen 130 önergeye rağmen zaman sınırlamasından söz eden mantığın
merhum Ecevit'in çok sevdiği sözle 'zaman savurganlığını' ve
komisyon hakkını hatırlaması gerekir. Komisyonun kararı, rasyonel ve verimli yasama ilkesine gerekçeli bir emsaldir" dedi.
Bir madde için tam 5 saat konuştular
CHP'liler, Yargıtay ve Danıştay'da daire sayısını arttıran kanun tasarısını engellemek için bir madde üzerinde tam 5 saat konuşup, sadece tek madde için 130 önerge verdi. TBMM Adalet Komisyonu'ndaki çalışmaları kilitlemek isteyen CHP'liler son çare olarak istifa etti
TBMM Adalet Komisyonu'nun CHP'li üyeleri, Yargıtay ve Danıştay'da daire ve üye sayısını arttıran kanun tasarısının görüşmeleri sırasında, gergin bir ortama zemin hazırladı.
CHP'li üyeler özellikle Komisyon Başkanı Ahmet İyimaya'yı
hedef alarak, çalışmaları yavaşlatmak için özel çaba harcadı. AK Parti'nin gizli bir gündemi olduğunu iddia eden CHP'li üyeler, tasarı hakkında konuşmaktan daha çok AK Parti hakkında ithamlarda bulundu.
Kendilerine yeterli söz hakkı verilmediğini savunmalarına rağmen görüşmeler sırasında söz hakkının neredeyse tamamına yakınını CHP'li üyeler kullandı. Tasarının geneli üzerindeki görüşmeler cuma günü yapıldı. Görüşme 13 saat sürdü. Bu sürenin büyük çoğunluğunu CHP'li vekiller kullandı. Hatta bir çok AK Parti'li üye söz hakkı istemesine rağmen Komisyon Başkanı İyimaya, muhalefete yönelik pozitif ayrımcılık yaparak onlara söz hakkı verdi. Tüm bunlara rağmen CHP'li vekillerin hala
itiraz etmesi üzerine İyimaya, "Arkadaşlarıma haksızlık ettim. Tüm bunlara rağmen bakıyorum yine de eleştiriliyorum. Arkadaşlara söz hakkı vermedğim için özür dilerim" dedi.
KİLİTLEMEYE ÇALIŞTILAR
Tasarının ikinci günkü görüşmelerinde de ağırlıklı olarak CHP üyelerine söz hakkı verildi. 13 maddelik tasarının görüşmeleri cumartesi günü saat 13.00'te başladı. Aralıksız süren görüşmelerde saat 18.00'e kadar ancak 1 madde kabul edildi. Beş saatte sürenin büyük çoğunluğunu CHP'li milletvekilleri kullandı ve tasarı ile ilgili olmaktan çok CHP'nin bugüne kadar
seçim meydanlarda kullandığı iddiaları dile getirdi. Tasarının geneli üzerinde 13 saat konuşan CHP'li üyeler, 1 madde için 130 önerge vererek çalışmaları kilitlemeye çalıştı.
Tasarı çekilmezse AYM'ye gideriz
CHP Grup
Başkanvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi, Yüksek yargı paketiyle ilgili konuştu. "Tasarı çekilmezse Anayasa Mahkemesi'ne gideriz" dedi.
Hamzaçebi, 'basınla sohbet toplantısında', Danıştay ve Yargıtay'da yeni daireler açılmasına ilişkin tasarının Adalet Komisyonu'ndaki görüşmeleri sırasında Komisyon Başkanı Ahmet İyimaya'nın anayasaya ve içtüzüğe aykırı şekilde muhalefet temsilcilerinin konuşma süresini kısıtladığını, CHP'li üyelerin bu nedenle komisyon üyeliğinden çekildiklerini hatırlattı.
CHP Grup Başkanlığı olarak çekilme işlemini TBMM ve Adalet Komisyonu
başkanlıklarına bildirdiklerini ifade eden Hamzaçebi, yazılarda, çekilme işleminin bireysel olmadığını vurguladıklarını kaydetti.
Meclis Başkanlığına yazdıkları yazıda CHP'nin komisyonu tümüyle boşaltmadığını, yeni üyelerin bildirileceğini ifade ettiklerini kaydeden Hamzaçebi, yeni üye bildirilmesi konusunu, Meclis Başkanlığının
cevap yazısından sonra değerlendireceklerini bildirdi. Hamzaçebi, tasarının komisyona geri çekilmesini de istedi. Hamzaçebi, 'Gerekirse Anayasa Mahkemesi'ne başvurma yolumuz açıktır. Ama buralara götürmeden, yüksek yargıyı bu
tartışmaların gölgesinde bırakmamak gerekir. Bunun yolu açık. Komisyona tasarı çekilir ve tasarıyı orada görüşürüz' dedi.
Şahin'den rapor
TBMM Başkanı Mehmet
Ali Şahin başkanlığında toplanan Meclis
Başkanlık Divanı toplantısında CHP'li üyelerin Adalet Komisyonu'ndan istifaları gündemi oluşturdu. CHP'li Başkanlık Divanı üyeleri
Yaşar Tüzün ve Ahmet Küçük'ün gündeme getirdiği konuya ilişkin Şahin, konuyu uzmanlara incelettirdiğini ve raporun sonucunu CHP'li üyelere bildireceğini ifade etti.
TBMM Kanunlar ve Kararlar Müdürlüğü uzmanlarının hazırladıkları raporda ise Anayasa ve İç
Tüzük'teki kurallar hatırlatılarak, komisyon toplantısı devam ederken CHP'li üyelerin istifa etmesinin komisyonun işlevini etkilemeyeceği kaydedildi. Komisyonun toplantısına son vermesi için üyelerin 3'te 2'sinin toplantıyı terketmesi gerektiği raporda yer aldı.
CHP'nin isyan teklifini yargı da ciddiye almadı
CHP'nin direniş ve isyan çağrısına yüksek yargıdan ve
Türkiye Barolar Birliği'nden tepki geldi. Konuyla değerlendirme ilgili değerlendirme yapan
Yargıtay Başkanı Hasan
Gerçeker, "Herşey
demokrasi ve meşruiyet içerisinde olması lazım" dedi. Türkiye
Barolar Birliği Başkanı
Vedat Ahsen Coşar ise CHP'nin direniş "Herhalde
şaka yapmışlardır" ifadeleriyle değerlendirdi. Coşar, "Demokrasilerde
protesto hakkı, gösteri ve toplantı yürüyüşü yapma hakkı ve hatta koşulları var ise
sivil itaatsizlikte bulunma hakkı vardır, ama direniş veya isyanda bulunma hakkı yoktur" şeklinde değerlendirdi. CHP'li vekillerin Yargıtay ve Danıştay'a yeni daireler kurulmasına ilişkin tasarının görüşüldüğü komisyondan istifa etmesini de değerlendiren Coşar "Komisyondan bazı üyelerin çekilmesi, komisyonun görevini devam ettirmesine engel değildir kanısındayım" dedi.
CHP'lilerin itirazları gerçeklerle örtüşmüyor
Yargıdaki iş yükünün azaltılması ve bu konuda ortaya çıkan haksızlıkları en aza indirmek amacıyla hazırlanan Yargıtay ve Danıştay'da daire ve üye sayısının arttırılmasını amaçlayan tasarının görüşüldüğü TBMM Adalet Komisyonu'ndan CHP'li vekillerin çekilmesi yeni bir tartışma başlattı.
Adalet Komisyonu üyeliğinden çekilen CHP'li vekiller, kabul edilen kanun tasarısının 'yok hükmünde' olduğunu savunuyor. CHP'lilerin iddiasının gerçekçi olmadığını belirten AK Parti Grup Başkanvekili Bekir
Bozdağ, komisyonun üye esasına göre çalıştığını hatırlattı. Bozdağ, "CHP'nin gerekçesi doğru değil. Anayasa'nın 95. maddesi, iç tüzük gayet açık. Bu kadar açık ve tartışmasız olan konuyu çarpıtma başarısını göstermişlerdir. Komisyonlar üye tam sayısının üçte biri ile toplanır, salt çoğunlukla karar alır, gruplarla toplanıp gruplarla karar alamaz. Komisyon üye esaslı çalışır. CHP'nin dile getirdiği iddiayı Anayasa hükümleri ile yalanlamaktadır. Bu iddiayı kabul edersek Meclis'in çalışması fiilen imkansız hale geleri. Komisyonu rehin almaya çalışıyorlar. CHP'li üyeler şov yapıyorlar. Manevra yerine görüşlerini söyleyip fikri mücadele etmelerini
tavsiye ederim. Halk bunlara görüşlerini dile getirmesi için oy verdi. Komisyondan çekilmeleri
seçmen iradesine aykırı" diye konuştu.
YENİ ŞAFAK
CHP'nin direniş ve isyan çağrısına yüksek yargıdan ve Türkiye Barolar Birliği'nden tepki gelmişti: