AK Partili
İdris Bal, 'Darbeler nasıl önlenir?'
rehberi hazırladı. Darbelerle hesaplaşma sürecine ilişkin, "Birkaç çiçekle bahar gelmeyeceği gibi, hassas birkaç aydın, asker ve
siyasetçinin çabalarıyla da demokrasiye müdahaleler önlenemez." uyarısında bulunan Bal, "Halk desteğini arkasına alan iktidarımız daha cesur olmalı, reformları yapmalıdır." dedi.
Türkiye, demokrasiye her on yılda bir
kilit vuran
darbelerle hesaplaşmaya başladı.
Ergenekon ve
Balyoz davaları sürerken, 12
Eylül soruşturması kapsamında Kenan
Evren ve
Tahsin Şahinkaya, 4 Nisan'da hakim karşısına çıkacak. AK Parti
Kütahya Millet
vekili Prof. Dr. İdris Bal da bu süreçte darbelerin bir daha yaşanmaması için çarpıcı bir 'rehber' hazırladı. Raporunu 'Cumhurbaşkanı, Baş
bakan ve diğer ilgililere' sunan Bal, "Birkaç çiçekle bahar gelmeyeceği gibi, hassas birkaç aydın, asker, gazeteci ve siyasetçinin çabaları ile de demokrasiye müdahaleler önlenemez." uyarısında bulundu. Darbenin 'ulusal bir hastalık ve sorun' olduğunu vurgulayarak, tedavisini de 'demokratik zihniyeti güçlendirmek' şeklinde özetledi. Bu kapsamda yapılacak ilk işin yeni anayasa olduğunu belirten AK Partili vekil, "Halk desteğini arkasına alan bizim iktidarımız daha cesur olmalı, reformları yapmalıdır. Unutmamak gerekir ki, anti-demokratik müdahalelere, girişimlere taviz vermek sorunu çözmez, tam tersine statükonun devamına katkıda bulunur." dedi.
Darbelerin teşhisi, maliyeti ve tedavisine yönelik görüşlerini 14 sayfalık raporda toplayan uluslararası ilişkiler ve siyaset profesörü AK Partili Bal, Meclis'te düzenlediği toplantıda 'Darbeler nasıl önlenir?' raporunu açıkladı. İlk olarak uyarılarını sıralayan Bal, "Eli
silah tutanlar ya emir vermeye, ya emir almaya alışkındır. Sivil iktidarlar eli silah tutanlara, asla emir verme fırsatı vermemeli, ilk emreden onlar olmalıdır." ifadelerini kullandı. 'Esas sorunun bir zihniyet sorunu' olduğunu dile getirerek, "
Asker silahı olduğu için darbe yapmaktadır, fakat darbeyi destekleyen ve kışkırtan medya, darbeye davetiye çıkartan siyasetçi, militarizmi alkışlayan üniversite ve diğer aktörler göz ardı edilmemelidir." diye konuştu.
Ardından raporunu açıkladı. Bal'ın 47 maddede sıraladığı önerilerinden bazıları şöyle:
Hastalığın tedavisi için ilk ve acil olarak yapılması gereken
sivil bir anayasa hazırlanmasıdır.
Darbe dönemlerinin artığı olan hukuksal düzenlemeler bir an önce demokratik düzenlemelerle yürürlükten kaldırılmalı, gerekli yasal çalışmalar yapılmalı.
Ergenekon davası, yüzyıllardır
ülkemize hakim olan
darbeci zihniyetle hesaplaşılması için bir fırsattır. Dava süreci desteklenmeli ve yargı mensuplarının görevlerini özgürce yapmaları sağlanmalıdır.
MİT'in geçmişten gelen askeri kökeni değiştirilmeli ve sivil bir yapıya kavuşturulmalıdır. Halihazırdaki MİT mensupları da belirli bir denetimden geçirilmeli, illegal yapılanmalarla, darbecilerle organik bağı olanlar
tasfiye edilmelidir.
İstihbarat yeniden yapılanmalı; Emniyet İstihbaratı ülke içine bakan, daha bağımsız bir yapı kazanabilir. MİT ise sadece dışa yönelik çalışabilir. İstihbarat toplama yükü askerin üzerinden alınmalıdır.
Ordu içerisinde,
teamül haline gelmiş mevcut
terfi sistemi değiştirilmelidir. Verimlilik esasına ve seçilmiş yöneticilerin tercihlerine dayalı bir terfi sistemi oluşturulmalıdır.
İç güvenlikte çift başlılığa sebebiyet veren
jandarma lağvedilmelidir.
TSK'nın
Milli Savunma Bakanlığı'na bağlı olarak çalışması sağlanmalıdır.
Darbe dönemlerinin ürünü olan Milli
Güvenlik Kurulu lağvedilmelidir.
Emir-komuta ile yargı olmaz. Eğer askerî yargı var olmaya devam edecekse, sadece askerlerin
hizmet içi görevleri ile ilgili olmalıdır.
TSK'nın ve diğer kurumların tüm faaliyetleri şeffaf olmalı, başta
Sayıştay olmak üzere yargı, siyaset ve medya denetimine açık olmalıdır.
Cuntacılar tarafından istismar edilen ordunun, dış güvenlik dışındaki görevleri yeni düzenlemelerle ortadan kaldırılmalı ve ordu asli vazifesi olan sadece dış güvenliğe yoğunlaşmalıdır.
Siyaset yapan, darbe hazırlığı peşinde koşan, darbe zemini hazırlamak için
kaos çıkarmaktan çekinmeyenler varsa, TSK bunlardan kurtulmalıdır.
Geçmişte yapılan darbeler yargıya taşınmalıdır. Darbeciler ölmüş de olsa, verilecek cezalar sembolik de olsa mutlaka geçmişin hesabı sorulmalıdır.
OYAK'ın durumu incelenerek, var olan imtiyazları kaldırılmalı ve denetime açık hale getirilmelidir.