Tasarının tümü üzerinde
CHP grubu adına konuşan
Mersin Milletvekili Ali Rıza
Öztürk, tasarının
yasa yapma tekniğine, adabına, usulüne aykırı olduğunu savundu.
15 maddelik tasarının Adalet Komisyonunda görüşülmediğini, görüşülmüş gibi yapıldığını, genel kurulda da görüşülmüş gibi yapılacağını ileri süren Öztürk, konuşma hakları engellendiği için Adalet Komisyonundan
istifa ettiklerini söyledi.
Öztürk, ''Adalet Komisyonu Başkanı İyimaya, geçmişte söylediklerinin aksine bugün cibilliyetsiz kuralların bizzat uygulayıcısı durumundadır'' dedi.
Tasarını ''iş yükünü önlemeye yönelik olmadığını'' öne süren Öztürk, ''Bu tasarı iş yükünü azaltmadığı gibi yargı sistemini daha da kaosa sürüklemeye,
Danıştayı ve
Yargıtayı ele geçirmeye, kendi özel
Yargıtayını Danıştayını oluşturmaya yönelik bir düzenlemedir'' dedi.
Öztürk, tasarının ''yargıyı dizayn etme projesinin son halkası'' olduğunu savundu.
BDP Grubu konuşan adına Grup
Başkanvekili Bengi Yıldız,
iktidar ile muhalefetin kavgalarını yargı üzeriden yürüttüklerini kaydetti.
Bazı dosyaların zaman aşımına uğramasının ''af anlamına geldiğini'' belirten Yıldız, ''Yargıtay ve Danıştayın daire sayılarının ihtiyaçlara
cevap verecek şekilde artırılması gerekmektedir. İstinaf mahkemelerinin hayata geçirilmesi gerekmektedir.
Hakim ve savcı alımlarına ilişkin
sınavlar da yapılmalıdır'' dedi.
MHP
Konya Milletvekili
Faruk Bal, ''Mesele iş yükünü hafiflemekse iş kolay ve basittir'' dedi.
''Yargıyı siyasallaştırmak istemiyorsanız, Danıştay ve Yargıtaya geçici üye seçin. Üyeleri de kurayla belirleyin'' önerisini getiren Bal, ''Siz
üzüm yemek değil bağcıyı dövmek istiyorsunuz. Döveceğiniz bağcı, yargının kendisidir'' diye konuştu.
''Yargıtayı ve Danıştayı tam bir AKP kurumu haline getiriyorsunuz'' diyen Bal, ''Demokrasi yolunda dönülmez bir akşamın ufkundayız. Vakit çok geç olmadan gelin hukuktan, haktan,
adaletten, hürriyetten yana olun, yargıyı bağımsız kılalım. Yargıyı arka bahçe yapmayalım, ön bahçe de yapmayalım'' dedi.
-''DÜZENLEMELER YERİNDE VE DOĞRU''-
AK Parti Grup Başkanvekili Bekir
Bozdağ, 2001'den 2010 yılı sonuna kadar 99 bin 787 dosyanın zaman aşımına uğradığını ifade etti.
İnsanların bundan rahatsızlığının olduğu, 2010 yılında 18 bin 585 dosyanın zaman aşımına uğradığını anlatan Bozdağ, ''Bu hakkın yerini bulamaması, adaletin tecelli etmemesi demektir'' dedi.
Yargıtay'daki bir üyenin bir senede 4028 dosyaya, bir dairenin bir senede 31 bin 469 dosyaya bakmasının mümkün olmadığını belirten Bozdağ, geçmişte de Yargıtay ve Danıştay dairelerinin ve üye sayılarının artırıldığını hatırlattı.
Bozdağ, ''Adaleti doğru ve zamanında tecelli ettirmekle alakalı bir adımdır. Bunun altında başka anlamlar aramak fevkalade yanlıştır'' diye konuştu.
Bozdağ, geçici Yargıtay ve Danıştay üyeliği ataması yapmanın
Anayasa açısından imkanı olmadığını söyledi.
Üyeleri kurayla belirlenmenin de doğru bir yaklaşım olmayacağını ifade eden Bozdağ, ''Yargıtay ve Danıştaya kurayla hakim seçerseniz bunu millete nasıl anlatacaksınız? 'Tombaladan çıkan hakim' mi diyeceğiz. Bu doğru bir yaklaşım değil. Yapılan düzenlemeler yerinde ve doğru düzenlemelerdir'' dedi.