Mesut Yılmaz'a,
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Şevket
Kazan'dan sert
cevap geldi.
Eski Baş
bakan ve
Rize Bağımsız Milletvekili Mesut Yılmaz'ın bir televizyon kanalında katıldığı programda, Refahyol
Hükümeti ve dönemin
Başbakanı Necmettin
Erbakan'a ilişkin ortaya attığı iddialara ve açıklamalara, dönemin
Adalet Bakanı ve Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı
Şevket Kazan'dan sert cevap geldi.
Yılmaz'ın 'MGK'da başta Erbakan olmak üzere Refahyol hükümeti o tarihte bu önerilere karşı dik dursaydı...askerler öteye gidemezdi' açıklamasına sert tepki gösteren Kazan, "Kendisi hangi MGK'da dik durdu ki, Erbakan Hocayı dik durmamakla itham ediyor. Kendisi o MGK'nın içinde miydi?" diye konuştu.
Erbakan imzalamadı.. Kendisi tıpış tıpış imzaladı
MGK'ya getirilen ancak 18 maddelik listeye Erbakan'ın kesinlikle imza atmadığını kaydeden Kazan, "Bu 18 maddenin altındaki imza da, o tarihteki genel sekreterin imzasını taşır. MGK üyelerinin veya bakanların imzasını değil" diye konuştu.
İncelemek üzere hükümete gönderilen 18 maddenin hukukçular tarafından değerlendirildikten sonra hepsine reddiye gönderildiğinin altını çizen Kazan, "Bizim reddettiğimiz o kararları, sonra kendisi tıpış tıpış uyguladı mı uygulamadı mı? Gece yarılarına kadar
kanun çıkardı mı çıkarmadı mı? Özellikle
İmam Hatip Liseleri konusunda. Bu adam hayatında hiçbir zaman dik duramamıştır. Sadece ağzı laf yapar" dedi.
Eski Başbakan ve Rize Bağımsız Milletvekili Mesut Yılmaz'ın bir televizyon kanalında katıldığı programda, Refahyol Hükümeti ve dönemin Başbakan
Necmettin Erbakan'a ilişkin ortaya attığı iddialara ve açıklamalara, dönemin Adalet Bakanı ve Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Şevket Kazan'dan sert cevap geldi.
Anarefah niye kurulmadı?
İddialara tek tek cevap veren Şevket Kazan, Yılmaz'ın 'Anarefah
koalisyonunu kurmaktan Erbakan'ın düşüncelerinden dolayı vazgeçtiklerine' ilişkin açıklamasına, "Vazgeçmesinin nedeni Erbakan Hocanın görüşleri değil. Hükümet kurma görüşmeleri başlamış ve bitme aşamasına gelmiş. Aslında, bunun bir görünen bir de görünmeyen nedeni var. Birincisi, görüşmelerde bakanlıklara bağlı kuruluşların paylaşımında yer alan iki büyük kamu bankasını alma ısrarıdır. İkincisi ise, Genelkurmay'dan
Mustafa Kalemli vasıtasıyla gelen 'Sakın ola ki
Refah Partisi ile koalisyon kurmayın' talimatıdır" diye cevap verdi.
Kendisi hangi MGK'da dik durdu ki?
Yılmaz'ın 'MGK'da başta Erbakan olmak üzere Refahyol hükümeti o tarihte bu önerilere karşı dik dursaydı...askerler öteye gidemezdi' açıklamasına ise sert tepki gösteren Şevket Kazan, şöyle konuştu:
"Kendisi hangi MGK'da dik durdu ki, Erbakan Hocayı dik durmamakla itham ediyor. Kendisi o MGK'nın içinde miydi? Tam 9 saat devam eden MGK'da, Erbakan Hoca'nın yaptığı 2 saatlik konuşmayı dinledi mi? Erbakan Hoca, o MGK'da Milli Görüşü temsil eden tek siyasi kişiydi. Tek başınaydı. Başka Refahlı bakan yoktu. Diğerlerinin tamamı DYP'li idi. Mesela Turhan Tayan, askerlerle birlikte hareket etmişti. Askerlerin öyle bir
hazırlık içinde toplantıya geleceğini biliyordu. Ama önceden bizi haberdar etmedi. Etseydi daha başka türlü olurdu. Ama yine de yapılması gereken en mükemmel direniş orada yapıldı"
28 Şubat içinde kendisi var
Tarihi MGK toplantısından sonra akşamüzeri Erbakan'ın bütün bakanları bir araya topladığını anlatan Şevket Kazan, "Bütün arkadaşlara bunun karşısında mutlaka bir aksiyon yapmamız lazım dedi. Ve değerlendirme yaptık ve buna karşı Meclis'in bir tepki koyması lazım geldiği kanaatine vardık. Demokrasiye ve parlamenter sisteme bir
darbe indirilmek isteniyor. Bu nedenle sadece hükümetin değil meclisin de muhatap olduğu bir davranıştır. Başbakan olarak bütün siyasi parti liderlerini ziyaret edip, bu antidemokratik MGK ekine karşı parlamentoda birlikte tavır alınması kararını çıkartalım istedik" diye konuştu.
Meclis'te hemen diğer partileri ziyaret ettiklerini vurgulayan Şevket Kazan, "Ecevit'e gittik, hiç oralı olmadı. Bu sizi ilgilendirir, bizi ilgilendirmez. Bunun muhatabı sizsiniz dedi. Ondan sonra Mesut Yılmaz'a gittik. Aynı tavrı takındı. Destek vermedi. Bu hükümetin başına gelmiş. Ne yaparsa yapsın tavrında. Birleşip parlamentodan,
bildiri şeklinde bir karar çıkaramadık. Kimin yüzünden? Mesut Yılmaz'ın yüzünden" dedi. 28 Şubat'ı hazırlayan sürecin içinde Yılmaz ve Ecevit'in kendisinin bulunduğunu ifade eden Şevket Kazan, "En önemli delili de, bizim hükümetimiz görevi devrettikten sonra kendilerinin kurduğu hükümetlerin yapısında ortaya çıkıyor. Hükümeti bir an önce kurabilmek hususunda da, bir
takım otellerde çantaların dolaştırıldığından da bahsediliyor" diye konuştu.
BÇG'yi Başbakanlığa getirdi
YIlmaz'ın BÇG ile ilgili açıklamalarını da eleştiren Şevket Kazan, "BÇG, illegal bir kuruluştu. Gelir gelmez, ilk yaptığı iş, bir
kararname çıkarmak suretiyle, BÇG'nin kuruluşunu, adeta Başbakanlıkta meydana gelmiş bir kurum haline getirdiler. Ondan sonra
Güven Erkaya'yı başına getirdiler. Bu ne biçim dik duruş? Ondan sonra Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun, 28 Şubat bin yıl devam edecektir açıklamaları karşısında çıkıp bir tek cümle söyleyebildi mi?" diye konuştu.
Mesut Yılmaz devri bitti
Şevket Kazan, "Mesut Yılmaz'ın devri bitmiştir. Onun yaşında Erbakan Hoca, hayatının en ateşli devirlerini yaşıyordu. Mesele kişilerle olduğu kadar inançlarla ve fikirlerle de ilgilidir. Şu anda Mesut Yılmaz'ın yapacağı tek şey var. O da Meclis'in köşesinde oturmaktır. Her seçimde bağımsız seçilecek ve orada oturacaktır. Çünkü kendisinin bir çevresi ve oyu var. O oy sayesinde bağımsız milletvekili seçilecektir" dedi.
Erbakan Hoca 18 maddeye imza atmadı
MGK Genel Sekreterliği'nin toplantıda ele alınacak konulardan üyeleri önceden bildirmesi gerektiğinin de altını çizen Şevket Kazan, "Ama Genel sekreter bizi bilgilendirmedi. O nedenle Erbakan Hoca'nın birinci teklifi, MGK Genel Sekreterliğinin hukukçuları vardır. Laikliğe aykırı olup olmadığını biz değil hukukçular tartışmalıdır. Anayasa'ya uymayanları çıkarıp, uyanları getirmelidir. Ondan sonra müzakere etmeliyiz dedi. Başbakanlıkta, hukuk kadrolarının zengin olduğu söylenince, o 18 maddeyi ek haline getirdiler. MGK kararına eklediler. Hükümete gönderdiler ki, bu inceleme yapılsın diye. Bu 18 maddenin altındaki imza da, o tarihteki genel sekreterin imzasını taşır. MGK üyelerinin veya bakanların imzasını değil" dedi. Erbakan'ın kesinlikle o 18 maddeye imza atmadığını vurgulayan Şevket Kazan, "Biz onu
tavsiye kararı olarak imzalamadık. Tavsiye kararı olsaydı, Hocanın imzaladığı metinde olurdu" diye konuştu.
MİLLİ GAZETE