Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, Ömer
Cihad Vardan başkanlığındaki
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (
MÜSİAD) heyetini, Yeni Baş
bakanlık Binası'nda kabul ederek bir süre görüştü.
Bakan Yılmaz, ziyaret sırasında yaptığı konuşmada, 2007-2013 dönemini kapsayan 9. planda belirlenen beş eksenden ilk ikisinin
rekabet ve istihdam olduğunu belirtti. Yılmaz,
Türkiye'nin rekabet gücünü korumak, bu konuda dünyada yaşanan yarışta Türkiye'nin yerini geliştirerek devam ettirmek ve bunu ihracata da yansıtmak zorunda olduğunu bildirdi.
Türkiye'nin bu nedenle katma değeri ve bilgi içeriği daha yüksek ürünler üretmek durumunda olduğuna işaret eden Yılmaz,
AK Parti hükümetleri döneminde
Ar-Ge çalışmalarına çok büyük önem verdiklerini kaydetti. Bu dönemde sadece DPT'nin Ar-Ge altyapısına verdiği desteğin 6,5 milyar lira olduğunu açıklayan Yılmaz, Ar-Ge konusunda özel sektörün payının ilk kez üniversiteleri geçtiğini söyledi.
-DÜŞÜK İŞGÜCÜ MALİYETİ
Türkiye'nin rekabet gücünü arttırarak devam ettirmek durumunda olduğunu ifade eden Yılmaz, ''Biz tabii çok düşük
işgücü maliyetleriyle gelişebilecek bir
ülke değiliz. Halkımızın refahı açısından verimlilik artışıyla mutlaka yolumuza devam etmemiz gerekiyor'' dedi.
Türkiye'nin ikinci ekseninin istihdam olduğuna işaret eden Yılmaz, 2009'un
Mart ayından bu yılın Mart ayına kadar geçen süre içinde yaklaşık 1,6 milyon kişiye yeni istihdam sağlandığını söyledi. Bu istihdamı da ağırlıklı olarak özel sektörün sağladığını, kamu sektörün toplam istihdam içindeki payının yüzde 13 civarında olduğunu bildiren Yılmaz, ''
Ulusal İstihdam Stratejimizin son aşamalarına gelmiş durumdayız'' diye konuştu.
Yılmaz, bu konuda Çalışma Bakanlığının koordinasyonluğunda 7-8 aydır yoğun bir çalışma yapıldığını, DPT'nin yanı sıra ilgili birçok kurumun da bu çalışmanın içinde yer aldığını ve çalışmanın son aşamaya geldiğini bildirdi.
Söz konusu çalışmayla birlikte orta ve uzun vadede Türkiye'nin bir Ulusal İstihdam Stratejisi ve yol haritasının oluşturulacağını ifade eden Devlet Bakanı Yılmaz, ilk kez bu kapsamda bir çalışmanın tamamlanmış olacağını kaydetti.
Türkiye'nin çok iyi yolda ilerlediğini, dünyanın en büyük 17. ekonomisi olduğunu ve 10. büyük ekonomi olmayı hedeflediğini belirten Yılmaz, Türkiye'nin AB ile ilişkilerinin de belli bir aşamaya geldiğini,
demokratikleşme konusunda da önemli mesafeler alındığını söyledi.
-TÜRKİYE'NİN HAK ETTİĞİ MESAFELER KESİLMEYE ÇALIŞILIYOR''-
Türkiye'nin standartlarını arttırma yönünde de bir çaba içinde olduğunu bildiren Bakan Yılmaz, şunları kaydetti:
''Son anayasa değişikliklerimizde bunu öngörüyor. Hem
demokraside hem ekonomide Türkiye'nin hak ettiği bu mesafeler, bölgesel gelişme alanında kat ettiği mesafeler, maalesef zaman zaman böyle arzu etmediğimiz, lanetlediğimiz kınadığımız birtakım olumsuz, menfi hadiselerle kesilmeye çalışılıyor. Tabii ki biz yolumuzdan dönmeyeceğiz. Terörün neyi amaçladığını çok iyi algılayıp, o amaçlarına ulaşmaması için gayret sarf etmemiz lazım. Birliğimizi, beraberliğimizi korumamız lazım. Terör birliğimizi, beraberliğimizi bozmak istiyorsa biz aksine daha bir pekiştirmeliyiz kardeşliğimizi, birliğimiz beraberliğimizi.
Ekonomik ve demokratik alanda atacağımız adımları engellemeye çalıyorsa kesinlikle buna
prim vermemeliyiz. Tam aksine daha kararlı bir şekilde bu alanlarda ekonomide olsun, demokraside olsun adımlarımızı atmaya devam etmeliyiz. Tabii etkili güvenlik politikalarıyla paralel bir şekilde. Bunlar birbirini dışlayan şeyler değil. Bir taraftan güvenlik alanında etkili politikalar uygularken, bir taraftan da demokraside ve ekonomide reformcu yaklaşımımızı mutlaka devam ettireceğiz. Bu kararlılık içerisindeyiz. Bunu da hiçbir zaman bozamayacaklar.''
Devlet Bakanı Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Kimin hesabı ne olursa olsun Türkiye demokrasi ve ekonomide geliştikçe, uluslararası alanda daha farklı bir konuma geldikçe, halkımızın refahı arttıkça, hepimiz çok daha huzurlu, müreffeh hale geleceğiz. Burada önemli olan halkımızın gönlünü, desteğini devam ettirmek. Bizim esas aldığımız kriter bu. Türkiye'nin her tarafında halkın taleplerini, halkın sıkıntılarını, halkın sorunlarını esas almak ve bunun üzerinden politikalarımızı şekillendirmek. Buna da devam edeceğiz.''
İş dünyasıyla el ele Türkiye'nin
kalkınma, gelişme sürecini devam ettireceklerini ifade eden Yılmaz, Türkiye'nin tarihi, tarihi derinliği ve geleneğiyle dünyada birinci ligde yer alması mukadder bir ülke olduğunu söyledi.
Başka bir konumda olmayı kabul edebilecek bir ülke olmayan Türkiye'nin 21. yüzyıl şartlarında bölgesinde çok güçlü ve küresel düzeyde çok etkili bir ülke olmaya devam edeceğini belirten Bakan Yılmaz, bunun için de bütün
toplumsal kesimlerin asgari müştereklerde değil, azami müştereklerde birleşmesi gerektiğini vurguladı.
Bu konuda değişik siyasi partilerin,
sivil toplum kuruluşlarının, iş dünyasının, üniversitelerin ve bütün kurumların azami müştereklere yaklaşması gerektiğine işaret eden Yılmaz, kendilerinin de her zaman buna açık olduğunu, hükümet olarak başından beri bu düşünceden yana olduklarını kaydetti.
Bundan sonra da böyle olmaya devam edeceklerini söyleyen Yılmaz, ''Bu ülkenin hayrına olan, bu ülkenin insanının hayrına olan her konuda işbirliğine ortak çalışmaya açık olacağız'' dedi.
Bakan Yılmaz, DPT'nin kalkınmadan, bölgesel gelişmeden sorumlu bir kurum olduğunu, kurum olarak her zaman makro politikalarla bölgesel ve sektörel politikaların şekillendirilmesinde MÜSİAD gibi sivil toplum kuruluşlarıyla birebir çalışmak istediklerini ifade etti
MÜSİAD Başkanı Ömer Cihat Vardan da hazırladıkları bazı raporları Bakan Yılmaz'a sundu. Vardan, Türkiye'nin güçlendiği zamanlarda bundan rahatsız olanların ortaya çıktığını söyledi.