Tüm kalbiyle AKP’nin kapatılmaması gerektiğini vurgulayarak... Peki bu yenilenmede onun rolü ne olacak? İlk kez bir rolü olacağının ipuçlarını veriyor...
Son dönemlerde yaptığım en ufuk açıcı söyleşi oldu galiba. Dile gelenlerden değil sadece hissettiklerimden... Söz gelimi, AKP’nin kapatılabileceğini anladım.
Merkez sağın yeni bir
çatı altında bir araya gelebileceğini de...
Bunların hiçbiri lafa dökülmedi,
Abdüllatif Şener ile yaptığımız söyleşide, ama boşlukları doldurduğumda bu sonuç çıktı. Şener, AKP’nin kapatılmasına içten karşı, o kökenden geldiğinden değil,
Türkiye’ye zarar vereceğinden. “
Refah Partisi için de, Fazilet Partisi için de kapatılmaz demiştim. Sonuç malum. Şimdi AKP için de aynı şeyi söylersem, benzer bir sonuçtan korkarım” diyor.
Tahmin yapmak bile istemiyor anlayacağınız. Bu konuda tahmin yapmıyor, ama diğer konularda net bir fikri var. Mesela Türkiye’nin bir seferberliğe ihtiyacı olduğu konusunda. Terör, ülkedeki sosyal kutuplaşma,
ekonomik durgunluk,
Ortadoğu’daki bitmek bilmeyen gerilim, AB sürecindeki tıkanıklık ve tabii ABD ile olan
bıçak sırtı ilişkiler... Türkiye’nin çok önemli bir dönemeçten geçtiğini söylüyor Şener.
İşte bunun için gerekli seferberlik.
Seferberlik içinse yeni bir oluşum şart ona göre. Peki yeni oluşumun neresinde olacak Şener? Herkes, yeni bir oluşumda liderlik yakıştırıyor ona. O ise bugüne kadar net bir
yanıt vermemişti buna. Bir de ben sorayım dedim, belki bu kez farklı bir yanıt alma umuduyla. Aslında o sırada gelen ziyaretçiler biraz
teşvik etti beni...
AKP’li
vekiller odasındaydı!
Ankara’da,
TOBB Üniversitesi’ndeki odasında yaptığımız söyleşinin daha bir saati dolmadan kapı çalınmaya başladı. Sekreteri Şaziye Hanım, “Konuklarınız geldi. Ne yapalım?” diye sordu, Şener içeri buyur etti. Gelenler AKP eski milletvekilleriydi.
“Tam sırası” dedim içimden, “Yeni oluşum için mi geldiniz?” diye sordum
şaka yollu. Gülüştüler, ama kimse “
Hayır” demedi! Söyleşiye hep birlikte devam ettik, ki yine kapı çalındı. Bu kez gelenler AKP milletvekilleriydi, halen vekil olanlar!.. Onlar da oturdular, grup kurmuş gibi olduk söyleşide!.. Artık net bir
cevap almam lazımdı. Nereden bağlayayım diye düşünürken, bir yıl önceki bir röportajı geldi aklıma. Yeni dönemde AKP’den
aday olmayacağını açıklamasının ardından verdiği... “Üniversitede mutlu olursam, siyasete dönmem demiştiniz. Hocalık sizi mutlu etmedi mi?” diye sordum. Güldü, ama yine cevap yok! Milletvekillerinden biri koştu yardımıma, “Ama halkın mutluluğu da önemli” diyerek... Şimdi sıra bendeydi; “Gerçekten bir parti hazırlığı var mı?” soruma, “Start verilmiş bir çalışma yok. Böyle bir şey için uygun ortama ihtiyaç var. Bu ortamı oluşturmaya çalışıyorum. Halkın yeterli düzeyde desteğini sağlamaya yönelik bir çaba içinde olmadığım söylenemez” diye verdi yanıtı. Benim için net bir yanıt... Siz ne dersiniz?
VATAN