Yazıcıoğlu, ''Terörün hedefi Türk milletinin birliğini bozmaktır, bölmektir. Bunun için de hedefine ulaşmak açısından önüne gelen her engeli fütursuzca yıkmak istiyor'' dedi.
Yazıcıoğlu, bir lokantada yaptığı basın toplantısında,
Sivasspor için bu
akşam düzenlenen yemeğe katılmak üzere kente geldiğini belirtti.
Sivasspor'un
Anadolu'nun başını yukarıya kaldırdığını ifade eden Yazıcıoğlu,
takımın Anadolu insanının özlediği performansı ortaya koyarak, gerçekten gurur tablosu olduğunu söyledi.
-TERÖR-
Türkiye'nin birinci sıradaki en önemli gündeminin
terör olduğunu belirten Yazıcıoğlu, şunları kaydetti. ''Çünkü terör yenilmeden insanlarımızın kendini güven içinde hissetmesi mümkün değildir. Terör, varlığını sürdürdüğü müddetçe ülkemizin belli yörelerinde yatırım ve
üretim olmadığı için işsizlik ve yoksullaşma derinleşiyor. Bundan kaynaklanan göç olgusu ile karşılaşıyoruz. Bu da Türkiye'nin tamamen dengesini bozuyor.''
Terörün bir taraftan
ekonomik, diğer taraftan milletleşme sürecine ciddi darbeler vurduğunu belirten Yazıcıoğlu, ''Terörün hedefi Türk milletinin birliğini bozmaktır, bölmektir. Bunun için de hedefine ulaşmak açısından önüne gelen her engeli fütursuzca yıkmak istiyor. Terör insanlık dışı bir hareket olarak bugün ülkemizin her köşesinde din, dil, ırk, mezhep ayırmadan katliamlar yapıyor'' dedi.
Yazıcıoğlu, teröre yönelik düzenlenen operasyonların ara verilmeden mutlaka devam etmesinden yana olduğunu kaydetti.
-MECLİSTEKİ ÇALIŞMALAR-
Yazıcıoğlu, Türkiye'nin gündeminde olan Sosyal
Güvenlik ve
Sağlık Sigortası Yasa Tasarısı'nın hükümetin hazırladığı şekilde çıkması halinde, partilerinin bu
yasaya
destek vermeyeceğini söyledi. Yazıcıoğlu, bu konuda ciddi muhalefet yapacaklarını, konuyla ilgili hazırlıklarının sürdüğünü kaydetti.
Mecliste gündeme getirilecek Türk
Ticaret Kanunu'nun değiştirilmesine ise destek vereceğini belirten Yazıcıoğlu, ''Bu konuda artık ilk defa Türk
Ticaret Kanunu gerçekleştirilecek. Buna çok ciddi ihtiyaç var'' dedi.
Yazıcıoğlu, Yüksek
öğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yusuf
Ziya Özcan'ı geçen hafta içinde ziyaret ettiğini, bu ziyarette kendi isteğiyle
emekli olmuş veya
istifa yoluyla ayrılmış olan öğretim üyelerinin daha önce çalışmış oldukları birimlere dönmelerinin kolaylaştırılmasını istediğini belirtti.
TBMM Başkanlığına sunduğu
öğrenci affı yasa teklifi hakkında da Özcan'a bilgi verdiğini ifade eden Yazıcıoğlu, çeşitli nedenlerle üniversitelerden ilişiği kesilen öğrencilere bir fırsat verilmesini istediklerini kaydetti.
-CEM VAKFI ZİYARETİ -
Muhsin Yazıcıoğlu daha sonra
Cem Vakfı Sivas Şubesini ziyaret etti.
Burada Vakıf Başkanı Ali Rıza Kaçan ile bir süre görüşen Yazıcıoğlu, şunları söyledi: ''Hepimizin yolu bir. O yol Cenabı Allah'ın vahiyle taşımış olduğu değerler. Ve o değerleri bize ulaştıran peygamberimiz ve onun ehlibeytinin yoludur. Bu yolda ihtiyacımız olan birliktir, beraberliktir. Bize bu güzellikleri değerleri taşıyanların istediği de bizim birliğimiz, beraberliğimizdir. Tabii ki farklı algılayışlar ve anlayışlar olabilir. Bu anlayış ve algılayışlar
kavga sebebi değil. Birbirimizi daha iyi anlayabilmek ve belki farklılıklar doğruları çıkarabilmemiz için bir zenginliktir. Ecdadın bize emanet ettiği bu topraklarda, kavgalar, kinler nefretler değil, sevgiler yaşasın, sevgiler çoğalsın.''
Kaçan ise Yazıcıoğlu'nun ziyaretinden mutlu olduklarını belirterek,
cemevlerini halen tanımayan iktidarlar olduğunu ileri sürdü. Bu konuda Yazıcıoğlu'na sitem eden Kaçan, şunları söyledi: ''Çıkıp açıklaması lazımdı. Cemevleri
ibadet yeridir. Özellikle Sivaslı olarak genel başkanımdan bekliyorum. Genel başkanım, bizimle beraber yaşamıştır, bizimle beraber ağlamışsak ağlamıştır, bizimle beraber gülmüştür. Türkiye Cumhuriyeti'nin temelleri Sivas'tan atılmıştır. Bir sesin de Sivas'tan çıkmasını istiyoruz.
Başbakan Erdoğan gibi (Ben
Alevilerin sonuna kadar yanındayım, Alevi'den daha Aleviyim) sözünden çok icraat bekliyoruz.''
Bunun üzerine Yazıcıoğlu da şunları ifade etti: ''Alevi
İslam anlayışının Anadolu'da tarihi bir geçmişi var. Tarihsel süreç içerisinde bir takım kendi içinde anlayış ve farklılıkları var. Biz ona hiç karışmayız. Buna saygı duyarız. Biz sadece varlığına saygı göstermek ve o kendi anlayışları içerisinde iç muhasebelerini yaparak, onların kendi anlayışları içerisinde bunu nasıl yorumluyorlarsa, yorumladıkları tarzda korkusuz ve kaygısız bir şekilde yaşamaları ve bu kültürü yaşatmalarından yanayım. Bu kültürün yaşatılması konusunda işin İslami boyutuyla ilgili ben bir
fetva ehli değilim. Siyasetçi fetva makamı haline gelirse öbür tarafta da din önderi, bilgi önderi olanlar siyasetçilik yaparsa iş karışıyor. Trafik buradan karışıyor. Tabii dolayısıyla bu noktada, siz kendinizi nasıl konumlandırıyorsanız ben ona saygı duymak ve o şekilde kabul etmek zorundayım. Yani size rağmen farklı bir şey değerlendirmek durumunda olmam.''
AA